Ahmet TAŞGETİREN
31 Mart’ı en çok ciddiye alan siyasetçi kim?” diye sorulsa cevabının Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söylemeyecek kişi bulmak zor. Meydandaki her şey bunu gösteriyor.
Kampanyayı en önce o başlattı.
Her gün bir kaç ilde, ilçede meydanlara o çıkıyor.
Ankara İstanbul gibi mega kentlerde ilçe ilçe o dolaşıyor.
Her meydanda, sanki kürsüye ilk çıkıyormuş gibi vurgulu, heyecanlı konuşan o.
Seçimi “Beka meselesi” haline getirmek ve herkesi ülke için hayat – memat meselesi gibi bir tercihle karşı karşıya bırakmak için çaba sarfeden o.
Muhalefeti, terörle, emperyalist güçlerle ilişkili, adeta ülke için bir düşman kamp gibi göstermeye çalışan o.
İlginçtir, Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı olarak Bahçeli’nin sessizliği karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çalışmaları 31 Mart’a verilen önem açısından daha fazla dikkat çekiyor. Oysa 31 Mart’ı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini beka meselesi olarak ilk gündeme getiren kişi Bahçeli idi. Meydanlara yansıyan görüntüye bakıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Bahçeli’nin coşku farkı açıkça görülüyor.
Bir de muhalefete baktığımızda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 31 Mart duyarlılığı daha da bariz hale geliyor. Sanırsınız ki “Erdoğan karşıtlığı” ve “Sisteme itiraz”noktasında muhalefet de 31 Mart’ı beka meselesi olarak görüp ona göre bir çıkış yapacak. “Totaliter yapı”, “tek adam sistemi”, “ekonomik kriz”, “Adaletsizlik” şu bu...... Eee, ne yapıyorsunuz? Hiç. Daha iç kavgaları bitirip de meydana çıkamamış olan bir muhalefetten söz ediyoruz. Öyle ki muhalif medya bile, muhalefetin yaşadığı fecaati gündem yapıyor.
Peki böylesine dağınık bir muhalefete rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlere bu kadar asılmasının sebebi ne olabilir?
İzmir hadi diyelim kendine özgü bir şehir ve orada CHP favori.
İstanbul ve Ankara gibi, kaybı sembolik nitelik taşıyacak şehirlerde Ak Parti’nin (MHP’nin desteğine rağmen) kaybetmesi, CHP’nin ya da içinde yer aldığı blokun kazanması ihtimali var mı ki.....
Ya da ülke çapında ciddi oy düşüşü ihtimali var mı ki.....
Şu veya bu şekilde medyaya yansıyan veya bizzat Cumhurbaşkanı’nın ve Ak Parti yönetiminin önüne gelen kamuoyu yoklamalarının çok tatmin edici olmadığına dair bilgiler var.
Yani göstergeler rahatlatmıyor.
Burada üzerinde düşünülmesi gereken konu şu:
-Muhalefet umut vermiyor, darmadağınık, partiler kendi içlerinde bile sancılı, ittifakın ne getireceği – ne götüreceği bilinmiyor....
Ama iktidar da insanların muhalefete bakıp kendisine yöneleceğinden kuşkulu, aksine kendisine mesafe konacağından endişeli.
Bunun anlamı şu: Toplumda iktidara yönelik bir sorgulama var. Bir kısmı bunu bir gerekçeyle tolere ediyor, bir kısmı etmiyor, bir kısmı da çok daha keskin biçimde iktidardan kurtulmayı istiyor.
“Tolere” ediş, daha çok iktidarın toplumsal tabanı diye niteleyebileceğimiz kesimlerde gerçekleşiyor ve çoğunlukla “Bunlar giderse kim gelecek?”gerekçesine bağlanıyor. “CHP gelecekse...” bu yaklaşımın endişe alanı. Aynı zeminde bir kısım insanın yanlışları tolere etme noktasından geçip “Bir ders verilmeli”ye geldiği de görülüyor.
İktidara yakın ama muhafazakar niteliği öne çıkan kimi medya organı ya da köşelerdeki sorgulama sıklaşıyor ve bunlar, sosyal medya kanalıyla yoğun biçimde tedavül ediyor.
Bir önemli konu, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gündeme getirilip büyük şehirler dahil pek çok belediye başkanının görevine son verme gerekçesi olan “Metal yorgunluğu” hadisesinin çok daha yaygın bir siyaset hali olduğu düşüncesi...
Belli ki bunlar Tepe’de okunuyor ve bundan kaygı, kaygıdan da, o yoğun seçim kampanyası doğuyor.
Bu noktada soru şu:
Bu kampanya, bir, bu alandaki sarsıntıya çare olur mu, iki seçim meselesi arzulanan şekilde halledilse bile, sosyal zemindeki probleme daha tedavi edici bir yaklaşım gerekmez mi?
Yazıyı Mehmet Barlas’ın dünkü Sabah’taki yazısının birinci sayfa spotu ile bitireyim:
“SİYASETİ bir gerginlik ve kavga mesleğine dönüştürdük. Öyle bir gerginlik ki bu, hiçbir konuda asgari müşterekleri bulmak mümkün değil.”
Siyasetin dilini “tanzim” için de Yukardan bir irade ortaya konsa...
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025