Ahmet TAŞGETİREN
Yakında bahsettiğim “Nazi İmparatorluğu – Doğuş – Yükseliş – Çöküş” isimli kitabın altını ısrarla çizdiği hususlardan birisi “Hitler gibi bir çılgının nasıl arkasına böylesine kitleleri takıp sürüklediği ve toplama kampları, gaz odaları gibi cinayetler karşısında neden Alman toplumundan etkili bir sesin çıkmadığı, sonunda dünya savaşına giden ve Almanya’yı yıkıma sürükleyen girişimler karşısında tüm devlet sisteminin nasıl suskun kaldığı” meselesidir. Bir çılgın adam alıp götürüyor kitleleri.
Alın işte Trump ve onun arkasından gidenler.
Amerika 2021. Demokrasi 2021.
Trump koca bir ülke ile oynuyor. Bir tür magandanın lider rolünde devreye girişi ve Amerikan toplumunu sınaması.
Belli ki bir toplum kesimi onu, o bir toplum kesimini üretti. Toplumun bir kesiminin duygu dünyası ile onun hesapları üst üste oturdu ve nihayetinde Amerika gibi bir ülkeyi “Meclis binası basılan - Başkentinde kalkışma yaşanan ve darbe eşiğine gelen ülke” haline getirdi. Bir an dünya “Nasıl olur?” sorusuna takıldı? “Saatlerce nasıl işgal edilir Amerikan Kongresi?” dendi.
Absürd bir durum söz konusu idi.
Sistem gereği başkanlığı henüz Trump yürütüyordu. Ve Kongre’de Trump’ın demokratik olarak düşüşünün tescil edileceği bir toplantı gerçekleşecekti. Bu törenin sağlıklı yapılmasını temin görevi Trump’ındı. Ama Trump bırakmak istemiyordu. Trump kendisine destek veren kitleleri “Başkentte 6 Ocak’ta büyük protesto. Orada olun, vahşice olacak” gibi acayip bir mesajla Washington’a çağırdı.
Vahşice…
Geldi insanlar ve vahşice saldırdılar Kongre binasına.
Genelde demokrasilerde Meclis binaları “Demokrasinin mabedi” diye anılır. Toplum iradesinin sembolleştiği mekandır. Bizde de 15 Temmuz’un en vahşi boyutlarından birisi Meclisin bombalanması idi.
İşte, Trump’ın militarize ettiği yer yer silahlanmış gruplar, dünyanın gözü önünde Amerikan demokrasisini deyim yerindeyse madara ettiler. Üstelik bunu, ülkede kamu düzenini sağlamakla görevli olan adam yaptı.
Demokrasilerin içinde bu tür bir kırılganlık da var. Sorun iktidardaki adam bırakmak istemezse ve bunun için devleti, ya da kitleleri kullanmaya kalkarsa onunla nasıl baş edileceği sorunudur. Çünkü demokrasiler genelde, iktidar dışındaki güçlerin darbe tehdidini tehlike olarak görür. Ama İktidardaki kişi ve gücün, zaten denetiminde bulunduğunu düşündüğü kitleleri ve devlet birimleri olarak askeri – yargıyı – polisi kullanmak istemesi söz konusudur. Amerika Trump ile bunu gördü. Bununla nasıl baş edilecektir?
Amerika bu çılgınlığa boyun eğer mi? Görünen o ki hayır. Trump da, bir noktadan sonra tırsmış gözüküyor. Ama olan oldu bir kere. Trump’ın bunun bedelini ödemesi beklenir. Tabii, Trump başka eyaletlerde başka kitleleri harekete geçirmek gibi bir çılgınlığı sürdürmezse. O kaygılar da yok değil. Çünkü Amerika tarihi kitlelerin vuruşmasına tanık olmuş dramatik olaylarla dolu.
Demokrasinin bu tür kırılganlıkları olsa bile, gene de problemler kırılganlıklar aşılarak çözülüyor. Kötülük sapmalarda. Sapmalar ise, toplumun önüne düşenlerin kitlelerin fanatizmine yatırım yapması ve duygu yoğunluğuna oynayarak oralardan en yüksek desteği elde edebilmek adına çılgınlık tohumları ekmesi. Bundan kamplaşmalar, düşmanlıklar ve çatışmalar çıkıyor. Amerikan toplumunu bile enfekte edebilen bu yönelişin, duygu yoğun toplumlarda nasıl tahribat yapacağı tahmin edilebilir.
Burada üzerinde durulması gereken bir konu da, kuvvetler ayrılığının en belirgin biçimde işlediği Amerika’da başkanlık sisteminin Trump ile sınanması olayıdır. Amerika muhtemel ki, sistemin supapları sayesinde bu krizi aşacak ve Trump’ın bu heveslere nasıl kapılabildiğinin muhasebesini yapacaktır. Bu supaplara yer verilmeyen yapılarda ise problemin çok daha derinlerde seyredeceğini tahmin etmek zor değildir. O ülkelere de kendilerine bakma sorumluluğu düşüyor.
BİZ VE TRUMP
Ne garip değil mi, biz bir ara Trump’a oynadık. “Bizi o anlar, gibi baktık. O, bizim demokrasi, hukuk vs alanındaki açıklarımıza bakmaz, ne de olsa başına buyruk hareket ediyor, dedik. Biden demokrattı, onun kimi demokratik kriterleri olabilirdi, hem de bizim Başkanımıza biraz mesafeli duruyordu, oysa Trump’la Başkanımız arasında bir tür sıcaklık oluşmuştu. Tamam Başkanımızı aşağılayan o çok çok kötü mektup gelmişti, o çok çok kötü maganda üslûbunu bize karşı kullanmıştı, Ortadoğu’da bizim politikalarımızla hiç de uyuşmayan operasyonlar yürütüyordu, ama gene de bir kanal oluşmuştu bir şekilde onunla bizim aramızda, Zcrrab davasında bizim sıkıntılarımızı anlayan oydu” gibi düşünenlerimiz çoktu. Şimdi fazla angaje olmuşuz diyorlar mıdır onlar?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025