Akif BEKİ
Sene 2017, aylardan ekim. “Gizli toplantıda suçüstü basıldılar, Büyükada’da yeni bir darbe için kaos planı yapıyorlardı” manşetleri, ilk duruşmada çöktü.
Büyükada’da bir otelde, aleni bir toplantı sırasında ‘yakalanan’ yerli yabancı insan hakları aktivistleri, ilk duruşmada tahliye edildi.
Serbest kalan yabancılar apar topar ülkelerine geri döndü.
Aralarında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Başkanı Taner Kılıç ve arkadaşlarının da yer aldığı yerli sanıklara ise yurtdışı yasağı kaldı.
“Büyükada Casusları aşağı, Büyükada Casusları yukarı” diye esip savuran medya mahkemelerine de böğürlerinde elleri, yüzlerinde kızarıklığıyla bu fare doğuran manşetlerin utancı...
Ama dava bitmedi, isim değiştirdi. ‘Büyükada Casusları’ fanfini manşetlerden indi, artık ‘Büyükada Davası’ denecekti. Casusluk yaftası gözden düşünce suçlama ‘teröre yardım’ iddiasına dönüşmüştü.
Fanfar bandosu, en baba mavalları fos çıkmamış gibi uçuk kaçık komplo çığırtkanlıklarına devam etti. 10 duruşma yapıldı. Dün, karar duruşması günüydü.
Casusluktan suçüstü yakalanıp ilk duruşmada tahliye edilen, yabancı ajanların ülkelerine gönderilip arkadan gıyaben 7 ila 15 yıl hapisle yargılandığı bir dava gördünüz mü hiç?
Daha fazlasını da gördük. Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel, Merkel adına eski Şansölye Schröder’in devreye girdiği ve tahliyelerde etkili olduğu söylentilerini doğruladı bir de.
‘Casusluk’ senaryolarını büyüten, kıyamet koparan medya, Almanların ‘ricayla bıraktırdık’ itirafı karşısında suspus yutkundu. Başlar öbür tarafa çevrildi, pişkinliğe vurdular.
Ne de olsa fanfar medyasının eline, kendi teneke çalıp kendi oynayacağı bir saçmalama fırsatı daha geçti. Sözde ‘Büyükada Casusları’nın tahliyesinden bir hafta önce, Osman Kavala tutuklanmıştı.
Yine Büyükada bağlantısı vardı üstelik. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, yani insan hakları aktivistlerinden bir yıl önce, Büyükada’daki bir toplantıya katılan ABD’li Prof. Henri Barkey’le Karaköy’de bir lokantada karşılaşmıştı Kavala.
Telefonları aynı baz istasyonundan sinyal verirken yakalanmıştı. Gerçi Kavala, sadece selamlaştıklarını, aynı masada bile yemediklerini söyledi. Kaldı ki Barkey’in de darbeyle farazi bağı ispat edilemedi.
Ama ne anlatırsan anlat, sinyal tespit edilmiş, ucu Büyükada’ya kadar uzanmış bir kere. Kaçar mı?
Başladı tabii hezeyan. Ne dediği anlaşılmayan “Kızıl Soros’a suçüstü” yaygaralarının bini bir paraydı.
Pandomimin biri bitmeden diğeri koptu. Sanki “Sen bizi pandomimsiz bırakma Allah’ım” diye dua etmişler, başka dua etseler o da kabul olacakmış gibi.
İki gün önce “Büyükada ajanları hesap verecek” manşeti atan gazete, ‘yerli Soros’un ne yaman kıstırıldığını duyurmakla meşguldü artık.
Kavala’nın ne ile suçlandığını eşi dahi bilmezken hakimden, savcıdan bile önce davranan acul gazetelere malum olmuştu.
Derken, savcılığın hem ‘kadife devrimci’ Soros adına ‘Gezi Kalkışması’nı organize etmek ve yönetmekten Kavala’ya tutuklama istediği... Hem de güya Büyükada’da toplanarak 15 Temmuz’u tertiplediği farz edilen darbe organizatörleriyle sinyal irtibatı üzerinden cebir ve şiddet yöntemiyle anayasal düzeni değiştirme suçuna katılmaktan tutuklattığı yansıdı.
Kavala’nın, cebir ve şiddetle hükümet devirme ve rejim yıkma suçunu işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu yazıyordu fezlekede.
Suçu sabitti ama iddianamesi 15 ayda ancak yazılabildi. İçinden de Kavala’yı cebir ve şiddet kullanma ya da desteklemeye bağlayan bir somut delil çıkmadı.
Ağırlaştırılmış müebbetle yargılandığı Gezi dosyasındaki tüm suçlardan iki küsur yıl içeride yattıktan sonra beraat etti ve tahliyesine hükmedildi.
Fakat hukuka geri dönüldüğüne sevinsek mi, mağdurların hayatından yok yere çalınan bunca yıl o hukuktan mahrum bırakıldığımıza üzülsek mi diye, çoğu kimse ne yapacağını bilemezken...Diğer dosya canlandırıldı, iki yıldır ses soluk vermeden yedekte bekleyen 15 Temmuz Büyükada suçlamasından Kavala tekrar alıkondu. Bir kapıdan bırakılmasıyla öbüründen alınması bir oldu.
Özgürlüğü kaybettirildi, tekrar bulduruldu, sevinse mi üzülse mi tereddüdü çok sürmedi, şaşkınlıkla karışık kısa bir iyimserlik yaşadıktan sonra tekrar başladığımız yere...
“Gündüz buldurulan özgürlük, akşamına kaybettirildi. Hukuk galip geldi diye duyduğumuz birkaç saatlik sevinci de yanımıza alıp dağılabiliriz şimdi. Kaldığımız yerden devam” demiştim.
İnsan hakları savunucularının, ‘hiç açılmamalıydı’ dedirten uzatmalı davası da dün bir sonuca bağlanmadı nitekim. Beraat beklenirken 3 Nisan’a ertelendi. Adalette ‘kelebek etkisi’ diyorum buna da.
AİHM’e hangi yüzle bakılacak?
Sorunun muhatabı, muhafazakar siyaset ve medya.
“Dünya ne derse desin, AİHM’e ne, AB de kim, bu ne kompleks” diye çıkışmaya herkesin hakkı olsa bile onların yok.
Geçmişte maruz kaldıkları bütün haksızlık ve hukuksuzlukları “Dünya bizi seyrediyor, AB’ye rezil oluyoruz, AİHM’den döner” argümanıyla dışarıya şikayet eden, hak ve destek arayan taraftaydılar.
Kavala’nın tutukluğu için ‘hukuki değil siyasi, dayanağı yok, tutukluluğu haksız, derhal bırakılmalı’ kararı veren AİHM’e hem kızıp hem de haklı çıkarmak değilse nedir tepkilere endeksli bu gelgitler?
Cumhurbaşkanı bile “Soros’un içerdeki ayağı bir manevrayla beraat ettirildi” diyorsa...Başka bir manevrayla da kesin suçlu gibi tekrar içeri atılmadığına, yargılamasının siyasi değil hukuki olduğuna AİHM’i kim inandırabilir?
Somut, ikna edici kanıt gösterip dünyanın gözü önünde, inkar edilemeyecek ve şüphe bırakmayacak kesinlikte suçluluğunu ortaya koymak varken...Bunca bocalama ve uzatma zahmeti niye?
Yazarlar
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025