Halil BERKTAY
[9Temmuz 2018] Taha Akyol’un Atatürk’ün İhtilâl Hukuku diye bir kitabı var. 2012’de yayınlandı. Okumadıysanız mutlaka okumanızı öneririm. Türkiye boyutu bir yana; özellikle benim gibi, hayatının bir bölümünü Marksizmin içinde geçirmiş eski solcuların, nelere inanmış olduklarını mukayeseli bir çerçeve içinde yeniden düşünmeleri için esaslı malzemeler sunuyor.
Çünkü işin evveliyatı var. Fransız Devrimi’nin 1792-1794 arasındaki Jakoben aşamasında Robespierre ve Saint-Just (normal hukuk kurallarına uyması gerekmeyen) olağanüstü “devrimci yönetim” teorisini geliştirmişti. “Devrimin kanunu bütün kanunların üzerindedir” sözü buradan gelir. Uygulaması, Terör (La Terreur) oldu. Fransa kana bulandı. Kamu Selâmeti Komitesi’nin itiraz kabul etmeyen kararları doğrultusunda belki 45,000 kişi giyotine gönderildi.
Sonra Marx bunu aldı ve kapitalizme karşı sosyalist devrimin getireceği yönetimi “proletarya diktatörlüğü” olarak teorileştirdi. Gerçi sadece “ilk ağızda” veya “geçici” olarak düşünmüştü bunu. Ama Lenin, Stalin, Mao ve Pol Pot gibi takipçileri “proletarya diktatörlüğü” teorisi ve uygulamasını giderek yaydı, uzattı ve ebedîleştirdi. “Büyük çoğunluk için demokrasi” hiç gerçekleşmedi. Çünkü her zaman sosyalizmi yıkıp kapitalizmi geri getirme peşindeki iç ve dış düşmanlar söz konusydu. Bazıları tarih sahnesinden siliniyorduysa da sürekli yenileri çıkıyor, daha doğrusu bulunuyor, bir şekilde icat ediliyordu. Stalin’in politikaları sonucu ölen sivil sayısı yaklaşık 20 milyon denirdi. Sovyet arşivlerinin açılması sayesinde yeni bir ivme kazanan uluslararası araştırmalar, bu rakamı 10 milyona çekiyor (bkz Timothy Snyder, “Hitler vs Stalin: Who Killed More?”; The New York Review of Books, 10 Mart 2011). Gene de korkunç bir rakam. Savaşta düşman askeri değil, kendi halkınız bunlar. Halen, Çin’de Mao döneminde ölen sivil sayısına ilişkin tahminler 78 milyonlarda dolaşıyor. Frank Dikötter’e göre (bkz Mao’s Great Famine: The Story of China’s Most Devastating Catastrophe), sadece 1958-1962 arasındaki Büyük İleri Atılım macerası, bunun 45 milyonundan sorumlu. Belki geçmişteki Stalin dönemi tahminleri gibi bunlar da çok aşırıdır; ileride bir gün Çin’de de çöküş yaşanır ve gizli arşivler açılırsa, toplam, ne bileyim, 20-30 milyona düşebilir. Bilim açısından, önemli bir düüzeltme olur kuşkusuz. Ahlâkî açıdan ise -- kusura bakmayın, benim havsalam kâinatın 13-14 milyar yaşında ve dünyamızın 4.5 milyar yaşında olduğunu, hayatın ise belki 3.8 milyar yıl önce başladığını idrak edemediği gibi... Ulu Önder’lerin görüşleri ve devletlerin yaptıkları yüzünden can veren 80 milyon ile 20 milyon insan ölüsü arasındaki farkı da idrak edemiyor doğrusu.
Fakat tabii, Fransız Devrimi ve Jakoben Terörü’nden, şiddetin ve diktatörlüğün idealizasyonu yönünde sonuçlar çıkaranlar, sırf Marksistler olmadı. Bu konudaki en kapsamlı, en sistematik, zihinlerde en fazla yer eden teoriyi Marksizm kurdu. Öyle ki, tarihsel devrim olgusunu ve devrimin “nasıl olması gerektiği”ni Marksizm dışında düşünmek, hele 1917’den sonraki yetmiş seksen yıl boyunca, neredeyse imkânsız hale geldi. Ama başkaları, özellikle de çok-uluslu imparatorluklara karşı mücadele eden milliyetçi devrimciler, kendi daha eklektik, daha esnek, daha geçirgen düşünce patikalarını oluşturdular bu açıdan. 1848 ayaklanmaları dalgasının yenilgisi ve geri çekilmesinin ardından, Avrupa’nın ortası, doğusu ve güneyindeki sayısız küçük konspirativist örgüt, bütün o Carbonari ve Genç İtalya’cılar ve Narodnik’ler ve Genç Bosna’cılar ve tabii Genç (Jön) Türkler, üç aşağı beş yukarı aynı “devrimci şiddet” felsefesini benimsedi. İttihatçılardan Kemalistlere geçti ve Cumhuriyetin ilk otuz yılını belirledi.
Bu noktanın altını kuvvetle çizmeliyim. Birinci ve ikinci nesilleriyle modernist Türk milliyetçiliğinin (ve onun yukarıdan taşıyıcısı haline gelen asker-bürokrat sınıfın), isterseniz doğrudan Atatürkçülük de diyebiliriz, herşeyi Marksizm-Leninizmden almadığı kanısındayım. Çok daha karmaşık ideolojik ve politik alış verişler var arada. Öyle ki, bazı durumlarda kimin öğretmen, kimin öğrenci olduğu pek belli olmayabiliyor. Ya da benzer koşullar, benzer belirlenimlere yol açıyor. Örneğin Rusya’da gizli polis terörü 19 Aralık 1917’de Çeka’nın kurulmasıyla başlamıştı ama büyük, alenî (ve düzmece) “gösteri yargılamaları” yoktu ortada. Salt kronolojik açıdan, bunlar önce Türkiye’de meydana geldi: 1925-27’nin İstiklâl Mahkemeleri. Sonra Sovyetler Birliği’nde sahneye çıktı: 1936-38 arasının Moskova Duruşmaları.
İlkinde bütün eski İttihatçılar ve Millî Mücadele’nin önder kadroları içinden, hâlâ Mustafa Kemal’e rakip olabilecek herkes; ikincisinde ise hâlâ Stalin’e rakip olabilecek bütün eski Bolşevikler tasfiye edildi.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYADevlet, Komün ve Demokratik Sosyalizmin İnşası; Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu... 14.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024