Hasan CEMAL
Amerikan devleri, Basra’yı bırakıp günlük ham petrol üretimi 200 bin varil olan Irak Kürdistanı’na geldi. Irak Kürtleri ise Türkiye’yi, ama özellikle Tayyip Erdoğan’ı izliyor. Peki, Irak Kürt yönetimiyle petrol dahil ekonomik ve ticari ilişkilerini geliştiren Ankara’da oyun planı var mı?
ERBİL
Irak Kürdistanı’na ilk kez 1974’te geldim, Cumhuriyet gazetesinin muhabiri olarak. Bağdat’tan Rus helikopterleriyle uçmuş, Kerkük’te geceledikten sonra Erbil’e inmiştik.
O tarihte Irak’ın hâkimi Baas rejimiyle Kürtler arasında özerklik anlaşması imzalanıyordu. Sonra bu anlaşma bozuldu, kanlı Kürt isyanları, çatışma ve savaşlar dönemi yaşandı.
Erbil’e ikinci kez Saddam Hüseyin’in Kuveyt işgaline son veren Körfez Savaşı sonrasında, Adana’daki İncirlik Üssü’ndeki Amerikan savaş uçaklarının Kürtleri Saddam’a karşı Kuzey Irak’ta koruduğu 1992 yılında geldim.
Her şey içler acısıydı.
Şirin Palas isimli otelde havlu yerine yatak çarşafı vermişlerdi. Kahvaltıları çay, kuru ekmek ve taş gibi küçük peynir topaklarıyla idare ederdik. Bütün şehirde kullanabileceğimiz sadece iki faks vardı. Tepelerde ne kadar ağaç varsa kesilmişti, çünkü akaryakıt yok gibiydi ve şehirde başka türlü ısınmak mümkün değildi.
Bu yirmi yıl öncesini, Erbil’deki Divan Oteli’nin 16. katındaki odama çıkarken asansörün duvarında özel jet uçağı reklamını görünce anımsadım.
Nereden nereye diyebilirsiniz...
ŞANTİYE ŞEHİR
Bunun adı, bir yandan Irak Kürtlerinin gitgide ‘devletleşmesi’ydi; diğer yandan, özellikle son dört beş yıldır akmaya başlayan ‘petrol parası’ydı.
Evet, petrol parası...
Erbil tam bir şantiye halinde. Her taraf inşaat dolu. Divan ve Rotana gibi iki uluslararası otele bu yakınlarda Kempinski, Marriot, Hyatt, Sheraton, Hilton, Dedeman eklenecek.
Amerikan petrol devlerinin bazıları Güney Irak’ta Basra’nın petrol alanlarını bırakıp Irak Kürdistanı’na gelmeye hazırlanıyorlar (belki biraz da pazarlık güçlerini arttırmak için).
Exxon-Mobil, Chevron bunların başında geliyor. Amerikan petrol şirketleri Marathon, Murphy, Huntoil, Hillwood, Hess ve CIA’in şirketi olarak bilinen General Exploration Partners şimdiden gelmiş durumdalar.
EKONOMİK ÜSLER
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’yle geçen hafta sohbet ederken şöyle dedi:
“Buranın geleceğine inandıkları için geliyor bu Amerikan şirketleri. Güzel işaret. Biz askeri değil, ekonomik üsler istiyoruz Kürdistan’da...”
Irak Kürdistanı’nda günlük ham petrol üretimi şimdilik 200 bin varil. Bir iki yıl içinde 250 bine çıkması bekleniyor. Türkiye’nin günlük üretimi ise 70 bin varil, tüketimi tam 700 bin varil...
Sadece bu üretim-tüketim rakamları bile, ham petrol konusunda işbirliğinin iki taraf için de, -ama özellikle dünyanın en pahalı benzinini satan Türkiye için- ne kadar önem taşıdığını gösteriyor.
Önde gelen iki Türk petrol şirketi Pet-Oil’le Genel Enerji, 2002’de Kuzey Irak’a gelmiş. İlk kuyu 2005’in sonbaharında açılıyor. Yabancı şirketlerin ilk girişi ise 2005.
Halen Basra’da, Irak Başbakanı Maliki’yle Ankara’nın kötü ilişkileri yüzünden dışlanmakta olan TPAO ise Kuzey Irak’ta gecikmeleri oynamayı sürdürüyor.
DEVLET POLİTİKASI
Nedeni, devlet politikamız, “Barzani’yi zengin edeceğiz?” zihniyeti. Yıllarını Kuzey Irak’ta geçirmiş bir Türk petrolcüsü Erbil’de bana şunları anlattı.
“Irak Kürt yönetimini bizim devlet tanımadığı için TPAO girmedi buraya. Komik olaylar yaşadık. Buradaki şantiyemiz için Amerika’dan bir sürü şey geldi. Ama üstlerinde adres olarak Kürdistan yazdığı için Mersin Limanı’nda alıkonuldular. Bunun üzerine gemi Malta’ya gitti, orada Kürdistan lafı silindi ve tekrar Mersin üstünden bize ulaştı.”
Bu zihniyetin aşılmaya başlamasına gelince, 2010 yılı Mart ayında Türkiye’nin Erbil’de nihayet bir başkonsolosluk açmasıyla mümkün olabiliyor.
Nuri el Maliki Bağdat’ıyla Tayyip Erdoğan Ankara’sı arasındaki ilişkilerin kötüye gitmesi, Kerkük-Ceyhan petrol boru hattının kullanımını olumsuz etkilemeye başlayınca, Kuzey Irak’tan bu sefer karayoluyla tanker nakliyatı devreye sokulurken, öte yandan petrol ve doğal gaz boru hatları tasarlanıyor.
Erbil’deki Türk petrolcüsü şöyle dedi:
“Tankerlerle, kara yoluyla ham petrol nakliyatı yavaş gidiyor. Beş tankerden 30 tankere çıktı ama yine de yavaş... Bunun için Kuzey Irak’tan Türkiye’ye 1 milyon varil kapasiteli bir boru hattı inşaatı başlatıldı, 255 kilometrelik. 70 kilometrelik bölümü bitti. Bu hafif petrol için bir hat. İki boru hattı projesi daha var. Biri 122 kilometrelik ağır petrol hattı, diğeri de doğal gaz (Türkiye doğal gazının yüzde 55’ini Rusya’dan, yüzde 21’ini İran’dan alıyor, HC) boru hattı...”
Ve şunu ekledi:
“Türkiye’yle Irak Kürt yönetiminin yararına olan ve Kuzey Irak’ın maddi konuda Bağdat’a bağımlılığını biraz daha azaltan bu projeler hiç kuşkusuz Tahran’la Bağdat’ı kızdırıyor, rahatsız ediyor.”
RAHATSIZ OLANLAR
Irak Kürt yönetimiyle Türkiye’nin özellikle petrol dahil ekonomik ve ticari ilişkilerinin gelişmekte oluşu, yalnız bazı bölge ülkelerini değil, bölge dışındaki bazı büyükleri de rahatsız ediyor.
Hangi bölge dışı ülke diye sorunca, Kürt yönetiminden üst düzeyde bir yetkili, adının yazılmasını istemeden şu yanıtı verdi:
“Mesela Amerika...”
Olabilir.
Ama Türkiye’nin Irak Kürdistanı’yla gelişen ilişkilerini daha da ileriye götürmesi, her iki tarafın da yararına olan akıllı bir politikadır.
Türkiye’nin buraya yıllık ihracatı resmen 8 milyar dolar. Resmi olmayanın 10 milyar doları bulduğu, hatta geçtiği belirtiliyor.
Çoğunluğu inşaat işçisi olan 30 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaşıyor Kuzey Irak’ta. 1000 küsur Türk şirketi faaliyet halinde. Habur sınır kapısından her gün 2000 kamyon, 600-700 özel araç karşılıklı geçiyor. Mersin’e ulaşan her 4 konteynerden biri Irak Kürdistanı’na geliyor.
Neden tüm bu rakamlar?..
Niçin üstünde duruyorum?
Bir tek nedeni var:
Barış!
BARIŞ VE İSTİKRAR
Bu topraklarda barış, bu topraklarda yaşayan herkesi mutlu edecek çünkü. Bu toprakların dağlarına bir gün barış gelirse, kimsenin kuşkusu olmasın, herkesin refah ve zenginlik çıtası yükselecek.
Dikkatler Türkiye’ye dönük.
Bölgede Kürtler Türkiye’yi izliyor.
Özellikle Tayyip Erdoğan’ı...
Kürt sorununu barışçı çözüm yoluna oturtacak ‘siyasi irade’nin Ankara’da sahne almasının yalnız Türkiye’de değil, bütün bölgede barış ve istikrara yapacağı katkıyı görüyorlar çünkü...
Peki, Ankara’da oyun planı var mı? Nihai bir oyun planı... Türkiye’yi ‘büyütecek’ bir oyun planı... Var mı?..
Irak Kürdistanı’nda geçirdiğim bir haftayı altı yazıda azıcık da olsun özetlemeye çalışırken kafamda hep barış sözcüğü vardı.
Çünkü bu güzel topraklar hâlâ trajediye doymuş olmaktan uzak...
Not: Çarşamba günü görüşmek üzere...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024