Hasan CEMAL
Aziz Yıldırım’ın ruh halini anlamaya çalışıyorum ama… Ortada bir değil, iki mahkeme ile UEFA’nın kararları var. Bunları haksız bulabilirsiniz, ama hiçbir şey olmamış gibi hareket edemezsiniz.
Aziz Yıldırım’ın 3 Temmuz’u bu kadar siyasileştirmesi ve istifa yerine konuyu meydanlara taşıması kendisine de, çok şey verdiğine inandığım Fenerbahçe’sine de, Türk futboluna da zarar veriyor.
Bugüne kadar sorunları halının altına süpürmüş olan Futbol Federasyonu yönetiminin de bir an önce istifa etmesinin yine Türk futbolunun hayrına olacağına inanıyorum.
Futbolu seven ve meşin yuvarlağın peşinde koşturmayı güzel oyun olarak belleyenler şu günlerde mutsuz.
Nasıl mutlu olsunlar ki?
Çünkü Türkiye’de futbolun tadı her geçen gün kaçıyor. Bir futbolsever olarak benim de keyfim yok.
Öncelikle bu ülkede futbolla ilgili olan, futbolu seven herkes elini vicdanına koyup aşağıdaki soruları bir kez daha şöyle bir düşünsün:
Türkiye’de futbol hiç temiz oldu mu?
Yoksa hep kirli miydi?
Şikesiz futbol var mıydı?
Futbolumuzda maça göre hakem değiştirme oyunları oynanmadı mı?
Futbola mafya, yeraltı dünyası bulaştı mı, bulaşmadı mı?
Futbol gerek federasyon, gerekse kulüp düzeyinde iyi yönetildi mi? Yoksa hep günü mü kurtarmaya çalıştık?
Şahıs kulüpleri, şahıs yönetimleri…
Kulüplerin şahıs kulübü haline gelmelerinin futbol açısından ne kadar sakıncalı olabileceği konusunu ne kadar sorgulayabildik?
Kulüp ve federasyon yönetimlerinin ‘futbol medyası’na sızmalarına karşı ne kadar uyanıklık ve duyarlık gösterebildik?
Futbolu ‘Avrupa standartları’na yükseltmek için bugüne kadar yeterince kafa yorduk mu, sistemli çalıştık mı?
Futboldaki ‘bozuk düzen’den kurtulabilmek için futbolu hem federasyonlar, hem kulüpler düzeyinde özerk bir yapıya, bağımsız bir yönetime kavuşturmak gibi hedeflere ne kadar kilitlendik?
Siyasetin de, mafyanın da karışamayacağı, yani ‘futbol dışı menfaatler’in devre dışı kalacağı özerk, bağımsız bir yapılanma olmadan Türkiye’de futbolun güzel oyun sıfatını kazanamayacağına ne kadar kafa yorduk?
Bu soruların yanıtları olumlu değildir. Dün de değildi, bugün de değil.
Derin futbol kulisi…
İki yıl önce 3 Temmuz olayı patlak verdiğinde de benzer soruların çerçevesini çizdiği ilk yazımda şu satırlar vardı:
“Güzel oyun ne kadar güzel sorusu bugüne kadar futbolumuz peşini hiç bırakmış değil.
Ne yazık ki öyle.
‘Derin futbol kulisi’yle ilgilendiğiniz vakit, kulağınıza bazen güzel olmayan şeyler çalınır.
‘Şike’dir, ‘maç satın almak’tır, ‘şaibe’dir hiç eksik olmaz.
‘Güzel oyun’un daha çok kirlenmesini önlemek için eğitim ve kültür çıtasını yükseltmek zorundayız.
Kulüp yönetimlerinin ‘ağalaşması’na değil, profesyonelleşmesine çalışmak lazım.
Kulüplerle mafya ilişkilerini kesmek şart. Tribünleri sportmenleştirmek, kulüp yönetimlerini şeffaflaştırmak, yönetimleri hukukla daha çok tanıştırmak da yaşamsal adımlardır.
Bütün bunları başarmak zorundayız eğer futbolu gerçekten seviyorsak…
Çok güç bir sürece girildi!
Ama belki bu bir fırsattır, ülkemizde futbolu güzel oyun deyişine layık hale getirmek için...” (4 Temmuz 2011, Milliyet)
İki yıl geçti, bu fırsatı kullanabildi mi?
Tek kelimeyle hayır.
Yine hiçbir şey olmamış gibi davrandık, günü kurtarmaya çalıştık, sorunları halının altına süpürmekle işlerin düzeleceğini sandık.
Aziz Yıldırım ve istifa kurumu…
İki yıl önce 3 Temmuz patlak verdiğinde, bugün de hâlâ önemsediğim bir noktaya işaret etmiştim yazımda:
“Futbolumuzu uzun yıllardır çok yakın takipte tutan bir dost, ‘Fenerbahçe hiç beklemeden genel kurula gitmeli ve yeni bir yönetim seçmeli. Eğer bir kulüpse başka çaresi yok’ dedi ve arkasından, ‘Ama Fenerbahçe eğer Aziz Yıldırım’ın kulübüyse, bunu yapamayabilir’ diye ekledi.”
İki yıl geçti, bugün de aynı noktadayım.
Aziz Yıldırım iki yıl önce başkanlık görevini bırakıp yargı süreci kesinleşinceye kadar kenara çekilmeliydi. Masumiyetine bu kadar inanıyorsa, yargı sürecinin sonunu istifa ederek beklemeliydi.
Doğru olan buydu.
Böyle bir gelişme hem Fenerbahçe, hem Türk futbolu için hayırlı olabilirdi.
İki mahkeme ve UEFA…
Bugün de farklı düşünmüyorum.
Ortada bir değil, iki mahkeme kararı var. UEFA’nın kararları var. Bunları eleştirebilirsiniz, haksız bulabilirsiniz, ama hiçbir şey olmamış gibi hareket edemezsiniz. Operasyon diyerek,komplo diyerek, ‘kuvayi milliye ruhu’na sığınarak yol almak aklın yolu değildir, bence çıkmaz yoldur.
Aziz Yıldırım’ın ruh halini anlamaya çalışıyorum. “Herkes yaptı, peki neden sadece ben?” diye düşünüyor olabilir. Belki de böyle bir noktadan hareketle, kendisine karşı operasyondüzenlenmiş olabileceği noktasına gelmiştir.
Bilemiyorum.
Aziz Yıldırım’ın 3 Temmuz’u bu kadar siyasileştirmesinin ve istifa yerine konuyu meydanlara taşımasının kendisine de, çok şey verdiğine inandığım Fenerbahçe’sine de, Türk futboluna da zarar verdiği görüşünü taşıyorum.
Futbol Federasyonu da istifa!
Bu arada, bugüne kadar sorunları halının altına süpürmüş olan Futbol Federasyonuyönetiminin de, Başkan Yıldırım Demirören’in de bir an önce istifa etmesinin yine Türk futbolunun hayrına olacağına inanıyorum.
Ve yazımı, iki yıl önce 3 Temmuz patladığı zamanki yazımın son bölümüyle noktalıyorum:
“Yıllar önce, 1973’te şöyle der rahmetli İslam Çupi şike konusunda:
‘Futbolda ileri gitmiş, gerek fanatizmi gerekse her türlü korkuları atıp bir cesaret bağımsızlığı elde etmiş ülkeler, ağır cezalar vererek bu derdi nispeten tecziye etmektedirler.
Türkiye’de ise şike, futbol güçlerinin mücadele edemeyeceği bir irilikte statlarda kol gezip dolaşmaktadır.’
1973’ten 2011’e.
Sevgili İslam Çupi;
Aradan geçen 38 yıl, ama şike gölgesinden ne yazık ki hâlâ kurtulamadı statlarımız.
Bakalım üç maymunu oynama devri ne zaman, nasıl kapanacak bizim ülkemizde, bilemiyorum.
Ama kapatmak zorundayız.”
Bakalım, futbolseverlerin gücü yetecek mi kapatmaya?..
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024