Hasan CEMAL
Aslında bu zoraki bir yazı.
Konusu, kitap ve yazılarımda çok tekrarlandığı için öyle.
‘Asker sorunu’ndan söz ediyorum.
Ve Yargıtay’ın Ergenekon davasıyla ilgili bozma kararı nedeniyle bu konuya bir kez daha değinmek istiyorum.
Dört yıl önce, 17 Mart 2012’de Milliyet gazetesindeki köşemde bu ‘zoraki’ yazı konusunda şu notları düşmüşüm:
‘Bu satırların yazarı’ diye başlayan yazı yazmak pek öyle hoşuma pek gitmez.
Ama bazen gerekiyor.
Evet, bu satırların yazarı öteden beri Türkiye’nin asker sorunu ile iç içedir.
Kırk yılı geçen gazetecilik kariyerinin belki de büyük bölümü asker sorunuyla haşır neşir geçti.
Bir zamanlar kendisi de ‘sorunun parçası’ydı.
Sonradan çözümün parçası olmaya çalıştı.
Bugün de öyle.
Bu satırların yazarı, kitapları ve köşe yazılarıyla asker sorununun çözülmesi ve demokratik hukuk devletinin yerli yerine oturması için çaba sarf ediyor yıllardır.
Bu nedenle, özellikle 2002 yılı sonundan beri AKP iktidarının askeri vesayeti gerileten adımlarını destekledi bu satırların yazarı.
Bu çerçevede, Ergenekon ve Balyoz davalarının taşımakta olduğu önem bu köşede sürekli vurgulandı.
Bir noktaya hep dikkat çekildi.
28 Şubat post-modern darbesinin kesintiye uğramasından ve AKP’nin 2002 sonunda seçimleri tek başına kazanmasından hayal kırıklığına uğrayanlar, yeni 28 Şubat’lar ve darbe tertipleri için düğmeye bastılar.
Bu tertipleri daha detaylı öğrenmek isteyenler için referans noktaları, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve Mustafa Balbay günlükleri olabilir.
1990’ların sonuyla 2000’lerin başındaki darbe tertiplerinin aydınlanması ve hesap sorulmasının, bu ülkededemokrasi ve hukuk devletinin önünü açacağını, dün olduğu gibi bugün de savunmaya devam ediyor bu satırların yazarı.
Ama dün olduğu gibi bugün de bir noktayı ısrarla, inatla belirtmeyi unutmuyor:
Eğer özellikle hukuk açısından gerekli dikkat ve özen gösterilmezse, Ergenekon ve Balyoz darbe yer.
Sulandırılır.
İtibarsızlaştırılır.
Bu süreç halen yaşanmakta!
Yargı düzeninde, güvenlik düzeninde yapılan -kasıtlı, kasıtsız- yanlışlar ve bu yanlışların medyadaki bazı savunucuları, Ergenekon ve Balyoz davalarını sulandırmak, itibarsızlaştırmak isteyenlerin değirmenine su taşımıştır.
Taşımaya da devam etmektedirler maalesef.
Dört yıl önceki bu bakış açımı bugüne kadar çok tekrarladım.
Cemaat’i de eleştirdim, özeleştiriye de davet ettim.
Ergenekon ve Balyoz davalarında yaşanan haksızlıkların ve çekilen acıların altını da zaman zaman çizdim.
Ama bunu yaparken, bu davaların asker sorunu çerçevesine oturduğunu da unutmadım.
Bu davalardaki beraat kararlarından yola çıkarak, bu memleketin ‘asker sorunu’nun üstüne şal örtülmesini yanlış buldum.
Her iki davada da hem masumlar, hem darbeciler yer alıyordu.
‘Darbeciler’in beraat kararlarıyla bir anda sütten çıkmış ak kaşık olmaları -ya da kahraman ilan edilmelerini- demokrasi ve hukuk devletinin geleceği açısından doğru bulmadım.
Bu konuda 1971’den, 12 Mart darbesi döneminden de örnek vermiştim.
9 Mart ya da Madanoğlu davası, benim de bir fedai olarak içinde bulunduğum bir ‘darbe girişiminin’ davasıydı.
Çok acılar yaşandı, hapisler, işkenceler...
Sonunda bu dava ‘beraat’le sonuçlandı.
Peki, 9 Mart bir darbe girişimi değil miydi?
Elbette öyleydi.
Askeri de, sivili de -tabii ben dâhil- bilen biliyordu.
Ancak ülkede siyasi konjonktürün değişmeye başlaması, 9 Mart darbe tertibinin Silahları Kuvvetler’in tepelerine doğru tırmanması ve bir ölçüde delil yetersizliği beraat kararını getirmişti.
9 Martçılar genellikle demokrasi kahramanları olarak hapisten çıktılar.
Ama işin aslı farklıydı.
Bugün de buna benzer bir durum yaşanıyor.
Siyasi konjonktür değişti, özellikle 2013 aralık ayından, yani 17/25 Aralık’tan beri.
Erdoğan, yolsuzluk ve rüşvet dosyalarını kapatmak için hukuk darbesi yaptı.
Paralel darbe diyerek ‘Ergenekon’la, ‘Balyoz’la kolkola girdi.
Bir zamanların askeri vesayeti yerine kendi ‘sivil vesayeti’ni, bir başka deyişle ‘despotluğu’nu adım adım yerleştirmeye yöneldi.
Ne bağımsız yargı, ne güçler ayrılığı, ne de Anayasa Mahkemesi tanıdı.
Ayrıca, bir zamanlar askeri vesayetin gündemi ne idiyse, Erdoğan’ın gündemi de aşağı yukarı bu oldu.
Ben ‘paralel darbe’ye inanmadım.
Hiç ihtimal vermedim.
Yazımın başında da belirttiğim gibi, Cemaat yandaşlarının Ergenekon ve Balyoz davalarındaki hukuk ve adalet açısından olumsuz rollerinin altını da çizdim.
Ancak bugün gelinen noktada, Cemaat’e karşı yürütülmek olan ‘cadı avı’nın hukuk ve adalet açısından tam bir rezillik olduğu kanısındayım.
Saray yönetimi, Cemaat dâhil kendisine dönük tüm muhalefet odaklarını paralel diye diye, terörist diye diye sindirmeye, yok etmeye çalışıyor.
Bir zamanlar askeri darbeler vardı, bugün de Erdoğan’ın sivil darbesi...
Ergenekoncuların, Balyozcuların yakın zamana kadar yaşadıkları acıların -belki daha fazlasını- bugün Cemaat yandaşları,paralelciler yaşamakta...
Hukuk diyorsak, adalet diyorsak sesimiz çıkmayacak mı?..
Çıkması lazım.
Türkiye bugüne kadar asker sorunu ile yüzleşmedi.
27 Mayıs’tı, 12 Mart’tı, 12 Eylül’dü, 28 Şubat’tı askeri darbelerin de, -ve faili meçhul cinayetlerin de- hesabı sorulmadı bugüne kadar.
‘Asker’e gelince...
O da, darbeci geleneği konusunda ne geçmiş muhasebesi yaptı, ne de özeleştiri...
Şimdi de Ergenekon ve Balyoz kararlarıyla, bu darbeci geleneğin üstüne şal örtülüyor.
Örten de Erdoğan...
Ama sorun bitmiyor.
Varlığını sürdürüyor asker sorunu...
Bu mesele halının altına süpürülemez.
Eğer Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletinin önünü açmak istiyorsak, bunun için nasıl Erdoğan’la mücadele etmekgerekiyorsa, ‘asker sorunu’yla da yüzleşmek ve sorunu çözmek zorundayız.
Şimdi biliyorum, bu yazımla ilgili olarak bana hangi eleştiri ve suçlamaların yöneltileceğini.
Bunlara alıştım.
Herkesin olduğu gibi benim de bir duruşum var.
Kimse kendi 'duruş'undan vazgeçmek zorunda değil.
Ama bu durum, ben dâhil herkesin yine de soğukkanlı bir geçmiş muhasebesi yapmasını engellememeli...
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024