Hasan CEMAL
Sabah erken ilk durağım karakoldu, Etiler Karakolu.
İfade vermeye gittim.
2015 sonunda Silvan’dan yazdığım bir yazıda terör propagandasıyapmış, suç işlemiştim.
Yazıyı hatırladım.
Gülsüma Ana da vardı yazıda.
İki dudağının arasından hiç düşmeyen cigarasıyla şöyle diyorduDelila’nın anası:
Acılar anlatmayla bitmiyo...
Hayatımız zehirdir.
Beş ay boyunca doğru dürüst lezzetli yemedik, doğru dürüst uyumadık. Hele o son 13 günlük sokağa çıkma yasağı...
Elektriksiz, susuz, ekmeksiz...
Bazen de namazsız kaldım.
Silvan Belediyesi Eş Başkanvekili Zuhal Tekiner’la de sohbet etmiştim:
Bitmeyen bir kabusu yaşıyoruz.
Daha 9 yaşındaydım.
Babamın en sevdiği yakın arkadaşı gözümün önünde öldürüldü.
Biz böyle büyüdük.
1980 yılı 9 Eylül günü doğdum.
Üç gün sonra 12 Eylül darbesi... Babam, dedem, zihinsel engelli amcam hepsi bir gecede içeri alındılar.
Şimdi 35 yaşındayım.
İki kez hapse düştüm.
Biri 1998’de 17 yaşındayken, diğeri 2011’de KCK davasından 1,5 yıl yattım.
Dışarı çıksam, acaba Hemingway’in o barını bulabilir miyim?
Acıları aktarmıştım yazımda.
Savcılık da hepimize dava açmıştı.
İfademi uzatmadım:
Terör propagandası yapmadım.
Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt sorununun daha iyi anlaşılması ve barış yoluyla çözülmesi için kitap ve yazılarımla yıllardır gayret ediyorum.
Acılara dokunup aktarıyorum.
Gazetecilik suç değildir!
Yazdıklarım demokrasinin özü olan ifade özgürlüğü çerçevesindedir.
Fikret İlkiz’le sabahki ikinci durağımız Vatan Caddesi’ydi, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesi.
Yurt dışına çıkış yasağımın olup olmadığını öğrenecektik.
Bunu öğrenmek şu günlerde hiç de kolay değildi, zaman alıyordu.
Emniyet’te de gerçeği öğrenemedim.
Yazılı dilekçe verin dediler, verdik.
Dilekçemi verirken ufak bir uyarı da yapıldı:
“İki hafta içinde tarafınıza yazılı olarak bildireceğiz durumu... Ama o zaman da emin olmayın. Çünkü size bildirdikten sonra da çıkış yasağı olabilir.”
15 Temmuz sonrasının cilveleri herhalde...
Emniyet’in önünde arabamızı beklerken bir dostla karşılaştık, o da avukatıyla birlikte bir bildiriden dolayı hakkında açılan soruşturma için ifade vermeye gelmişti.
Bir ağacın gölgeliğinde ayaküstü sohbet ederken önümüzde koskocaman, simsiyah bir cip durdu.
Pencere açıldı, Önder Fırat, eski bir dost ve Fenerbahçe yöneticisi.
Şoför mahallinden bir başka dostun güleryüzü uzandı, Aziz Yıldırım.
“Nasılsın Başkan?” dedim ama, doğrusu, bir an kendimi de tutamadım:
“Çok iyi gidiyorsunuz, iki maçta tek puan...”
Aziz Başkan cevabı yapıştırdı ama trafik gürültüsünden duyamadım ne dediğini...
Öğle vakti eve gelirken Ayşe aradı:
“Bebek Muhtarlığı’na uğra, mahkemeden bir tebligat bırakmışlar.”
Haydi hayırlısı!
Bu yıl ocak ayında yazdığım bir yazıyla ilgili dava açmışlar,Cumhurbaşkanı’na hakaretten.
Başlığı şöyle:
“Diktatör bozuntusu!”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu başlıklı bir konuşmasını aynen alıntılayıp bir yazı kurtarmıştım. Hem CHP liderine hem bana dava açmış Saray...
Eve geldim.
Telefonuma mesaj düştü:
Necmiye Alpay tutuklandı!
Neden?
Kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma için yayın yönetmeliği yapmak ve Aslı Erdoğan gibi gazetenin danışma kurulu üyesi olmak...
Tutuklamayı özgürlük adına protesto eden bir tweet atarken, hatıralar beni dipsiz bir kuyu gibi içine çekmeye başladı.
Sevgili Necmiye Alpay’la ilk kez 1968’de Trabzon’da askerlik yaparken tanışmıştım.
Ataol Behramoğlu’yla evlenmiş, Trabzon’a gelmişti.
Ataol’la birlikte yedeksubaylık yapıyorduk. Bende Bertolt Brecht’in Almanca aşk şiirleri kitabı vardı. Şiirleri Türkçeye çevirmeye çalışır, sevgili Atatol da bir şair olarak aşk şiirlerini yerli yerine oturturdu.
Necmiye ise bir yandan çay servisini eksik etmez, bir yandan da bize laf yetiştirirdi.
1968’deki Trabzon günlerinde en hararetli tartışma konularımıza gelince:
Türkiye’de sosyalizm, Amerikan emperyalizmi, Moskova ve Pekin...
Ataol bir gün ‘komünistlik’ten dolayı Trabzon’dan Doğubeyazıt’a sürülünce Necmiye de İstanbul’a dönmüştü.
Her şeye rağmen güzel günlerdi.
12 Mart darbesiyle birlikte de onların yurt dışında sürgün yıllarıbaşlayacaktı.
Canım fena sıkıldı, daraldım.
Bir kadeh viskiyle televizyonda Hemingway’le ilgili belgesel tadında bir filmi keyifle izlemeye koyuldum.
Bir yerinde şöyle dedi:
Bu barda sarhoş olmak için içmezler,
ayılmamak için içerler!
Ben de böyle bir bar bulsam diye mırıldandım kendi kendime...
Bu yazımı dün öğle vakti noktalarken T24’ten İnan aradı:
“Hasan abi, Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenliğinden dolayı ifadeye çağırılıyorsun...”
Dışarı çıksam, acaba Hemingway’in o barını bulabilir miyim?..
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024