Hasan CEMAL
İki haftadır tek satır yazmadım.
Yazmak benim için özgürleşmek...
Hatta "pandemi"nin yalnızlığında
bir tür sosyalleşmek...
Bazen içimden yazmak gelmiyor.
Ama bir süre sonra vicdan azabıyla
daralmaya başlıyorum.
Çünkü ben bilgisayarın
başına oturmasam da
dünya durmuyor,
dönmeye devam ediyor.
6 Ocak 2021...
Televizyonun başına çakıldım.
Washington'da demokrasinin ırzına
geçilmesini, Amerikan demokrasisinin kalbi
Capitol Hill'in işgalini dehşetle izliyorum.
Başrolde Başkan Trump.
Karargahını Beyaz Saray'ın
önünde kurmuş, demokrasiye saldırıyı
kışkırtıyor, yönetiyor.
Medyayı halk düşmanı, millet düşmanı
ilan ediyor ağzı köpürerek...
Biden taraftarları Trump'ın ağzında
radikal solcu, demokrasi düşmanı oluyor.
Trump, karşısındaki azgın güruhu
ne kadar beğendiğini,
ne kadar sevdiğini söyleyebiliyor.
Ve düğmeye basıyor, Capitol Hill'e doğru
Amerika'yı kurtarma yürüyüşü başlıyor.
Korkunç görüntüler...
Gazeteciler saldırı altında...
Fotoğraf makinaları, kameralar yerlerde,
ayaklar altında...
Güvenlik önlemleri, polis çok yetersiz...
Neden?..
Azgın kalabalık Capitol Hill'e tırmanıyor,
cam çerçeve indirerek içeri dalıyor.
Kimileri, Kongre Başkanı'nın
makamına kadar girerek,
ayaklarını masasının üstüne uzatarak
hatıra fotoğrafı bile çektirebiliyor.
Auschwitz tişörtlü ırkçılar,
Hitler'ciler...
Üstünde Önce Amerika yazılı Trump
flamalarıyla saçı sakalına karışmış
yabancı düşmanı milliyetçiler...
Hep bir ağızdan Trump sloganları atarak
Amerikan anayasasının üstünde zıplıyorlar,
dünyanın en köklü demokrasisini
ayaklar altına alıyorlar.
Bir yandan not defterimi dolduruyorum.
Bazı sorular burgaç gibi kafamı oyuyor:
Amerika'nın 200 küsur yıllık
anayasası böyle tecavüze uğrarsa,
Amerikan demokrasisi uçurumun
kenarına böylesine yuvarlanırsa,
dünyanın geri kalanında neler olmaz ki?..
Demokrasi açısından dünyada
yeni bir "karanlık dönem"in
eşiğine mi geldik?..
Ya da dünyamızda hak ve özgürlüklerin
üstünü zaten örtmüş olan
şal biraz daha ağırlaşacak mı,
karanlık daha da koyulaşacak mı?..
Nokta dergisi, 23 Mart 1986 tarihli sayısında,
YÖK'ün kurucu başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı'yı
kapağına bu tasvirle taşımıştı
New York Times'ın, Washington Post'un,
Economist'in, ProjectSyndicate'in,
Guardian'ın yazılarına bakıyorum.
Trump'ı derhal azledin,
yargılayıp mahkûm edin,
koltuğunda bir dakika bile
oturması büyük tehlikedir!
Ülkenin en büyük sorunu,
bir büyük partimizin,
bir haydut'a teslim olmasıdır.
Trump tam bir "faşist"tir,
ırkçı ve milliyetçi hedeflerine
varmak için şiddeti kullanan
otoriter bir liderdir.
En kötü şey, faşistleri
barışçı yola itmek için
onlara teslim olmak
ya da onları barışçı yöntemlerle
yatıştıracağını sanmaktır,
yani appeasement zihniyetidir.
Bu onları daha ileri gitmeleri için
cesaretlendirmek olur.
Trump'ın seçim yalanlarıyla
taraftarlarını sokağa dökmesi
korkunç...
İçimizdeki faşistlere karşı
ayağa kalkmanın
tam zamanıdır.
Demokrasiye yönelik
bu saldırı
hiç unutulmasın.
Trump'ın
başarısız darbesi...
6 Ocak,
Amerikan demokrasisinin
en karanlık günü olarak
tarihe geçecek.
Amerikan demokrasisinin kalbine
yapılan saldırının
yazarı Trump'tır.
Düşünüyorum.
Yeni şeyler değil.
Demek, sadece seçim sandığından
çıkmak demokrasi değil.
Demek, sadece milletin oyuyla
seçim kazanmak demokrasi değil.
Demokrasinin bir ön koşulu daha var:
Seçimi kaybettiğin zaman
koltuğunu uslu uslu kazanana
devretmek de var demokraside.
Bir başka deyişle:
Demokrasisinin demokrasi olabilmesi için
iktidarın barışçıl biçimde devri de gerekir.
Başkan Trump'ın yanaşmadığı budur.
Seçim sandığında kaybettiği iktidarı
darbeyle elinde tutmak istediği içindir ki,
demokrasiye ölümcül bir darbe
indirmeye kalkışmıştır.
Günlüğümün sayfalarını karıştırıyorum.
New York, 9 Kasım 2016.
Amerikan başkanlık seçimleri...
Yazımın başlığı:
Trump: Hem Amerika,
hem dünya için
korkunç bir Başkan!
Başkan Trump’la
dünya artık çok daha tehlikeli!
NEW YORK
Televizyonda penisinin boyunu konuşan...
Kadın düşmanı...
Kadına bok gibi muamele edeceksin
diyen... Irkçı...
Hitler’in konuşmalarını yatağının
başucu kitabı yapabilen...
Yahudi düşmanı...
Siyahlara tembel damgası vuran...
Meksikalıları ırz düşmanı ilan eden...
Göçmen düşmanı...
Müslümanları İslamcı terörist sayan...
Entelektüel deyince
tüyleri diken diken olan...
Sınıf nefreti körükleyen...
Korumacılıktan yana.
Ticaret duvarlarının
yükseltilmesini savunan.
Amerika’nın dünyadan
elini ayağını çekip kendi evine
kapanmasını isteyen...
Milliyetçilikle oynayan.
Demokrasinin dayandığı
değerler sisteminin altını oyan...
Cahil... Adı Donald Trump olan böyle bir
adamı Amerika, 45. Başkan
seçmiş bulunuyor. Akıl alır gibi değil.
Trump kâbusu gerçek oldu.
Yalnız Amerika için değil,
bütün dünya için bir kabus...
Dört yıl önceki satırlarım böyleymiş...
Bunları yazarken, demokrasinin
sadece seçim sandığından,
sadece oydan ibaret olmadığını da
belirtmişim.
Oy sandığı olmadan
demokrasi olamayacağının altını
çizerken, demokrasinin
başka "olmazsa olmazları"nı da
vurgulamışım:
Bağımsız yargı...
Kuvvetler ayrılığı,
yani yasama, yürütme,
yargı ayrılığı...
Bağımsız, özgür medya...
Güçlü sivil toplum...
Güçlü yerel yönetim...
Eleştirel düşünceyi
esas alan eğitim...
Demokrasi kültürü...
Bunlar olmadan demokrasinin
ete kemiğe bürünemeyeceğini de
hep hatırlamışım.
Trump'ın 2016 yılı Kasım ayında
Başkan seçilmesiyle birlikte
demokrasiler nasıl ölüyor
sorusu yalnız dünyada değil
Amerika'da da güncelleşmeye
başlamıştı.
Paul Krugman'ın New York Times'taki
dünkü köşe yazısının başlığına bakıyorum:
Trump'ın bu darbe girişimi
on yıllardır
oluşum halindeydi!
Demokrasi notları'nın ikincisi yarına...
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024