Hüseyin ÇAKIR
Doğal afetler, trafik kazaları, yanlış istihbarat sonucu Kürt köylülerine atılan bombalar, Afyon’da patlayan cephanelik...
Son olarak Soma’da yaşanan katliam.
Bütün bunlar için “görünmez kazalar” diyerek işin içinden sıyrılıyoruz. Suçluyu, görünmez bilinmez soyutlukların üstüne atıyoruz.
Soma’daki maden “kaza”sında “görünmez kaza” da defterine yazıldı. Devlet katından kopya “taziye” açıklamaları yapıldı. Üzülenler ve üzülmüş gibi yapanların yüz ifadelerini ekranlardan gördük.
Başbakan Erdoğan Soma cinayetiyle ilgili “tarihe geçecek” sözünü söyledi: “Bunlar doğal şeyler, bu işin fıtratında var” dedi.
Ölüm üstünden siyaset yapılmasını sık sık eleştiren Başbakan Erdoğan, buz gibi yüz ifadesiyle, Soma cinayetini hafif göstermek için İngiltere’de 1862, Fransa’da 1906, ABD’de 1907’de yaşanan maden kazalarındaki ölü sayılarını vererek, “birileri bu olayı istismar edecek” diyerek, siyasi “ön” almayı araya sıkıştırdı.
Feryat figan eden, yürekleri yanan insanların gözlerinin içine baka baka elindeki yazılı kâğıdı okurken matem yerinde değil de, parti toplantısında konuşuyor gibi bunları söyleyebilmek için insanın taş gibi yüreğinin olması lazım! Ve/ya insanın akli melekelerini yitirip, vicdani duygudan arınmış, akıl tutulmasına yakalanmış, insani olan her şeye yabancılaşmış olması lazım. Siyaset yapma, iktidar olma şehveti ve hırsı insanı bu hâle getiriyorsa, “batsın bu siyasi zihniyet, böyle iktidar hırsı”.
Somasokaklarında yürüyemez hâle gelen Başbakan, alkışlamayan, kafa sallamayan herkese bağırıp çağırarak kendisi bu ortamı yarattı. Ama bunun farkında değil, nedeni başka yerlerde arıyor. Çünkü, “Devletin güvenliği her şeyin önünde geliyor, milli olan ve milli olmayan” demeye başladığı, zamandan bu yana, zihnindeki ve hayalindeki toplum/millet kavramı da değişti. Erdoğanist bir “millet” yarattığına inanmaya başladı.
Haksız da sayılmaz Başbakan. Davranışlarıyla, konuşma tarzı ve akıl yürütme biçimiyle önce AKP’li militanlara, siyasetçilere, AKP’ye oy verenlere rol model oluyor, tek tip düşünen, aynı tarz konuşan, aynı örnekler ve argümanları tekrarlayan kitle psikolojisine sahip, büyük bir “AKP’li millet” kitlesi yarattı. Başbakan’a tabi bu “millet”, devlete tabi ve tebaalık olarak benimsiyor, devlete laf söylemeyi/ eleştirmeyi Başbakan’a/ AKP’ye söylenmiş kabul ediyor.
Zaten devlet ve hükümet hiçbir zaman iş kazası, yanlış istihbarat, teknik arıza, bozuk yol, kapatılmayan çukur, koşullara uygun olmayan yere verilen ruhsat sonucu yaşanan felaketlerden ne Başbakanı, ne Cumhurbaşkanını, ne Bakanı, ne bürokratı sorumlu kabul etmiştir. Artık, patronlar da bu sorumsuzluk kervanına katıldı.
Peki, toplum devleti ve siyasi iktidarı, bürokratları sorumlu olarak görüyor mu?
“Soma’da yaşanan cinayettir” zihniyetiyle bakılmadığı sürece; bu memleketi yönetenler neyi yönetiyor, nasıl yönetiyor sorusunu sormak da akla gelmez, “takdiri ilahi” diye perdeleyip, unutup gideriz.
Devlet ve iktidar, ulusal yas ilan edip, Sala okutup, Cuma hutbesinde vaaz verdirip, TV’lerde mevlit okutarak... Milli ve dinî vecibeleri yerine mi getirmiş oluyor! Bunlar işin maneviyatı olarak iyi birşey. Hukuki süreç için Başbakan ve ilgili bakanlar, “En ince ayrıntısına kadar araştırılacak” diyor.
Kim kimi araştıracak Allak aşkına...
Bu tür açıklamanın Türkçesi, bundan öncekiler gibi Soma “görünmez kazası” toprağın altına gömülenlerle devletin dosyalarına gömülecek demektir.
Ey millet, ey halk: Bu kış kapınıza bedava kömür torbaları gelecek, bu kömürleri çoluğunuz, çocuğunuzla sobada yakarken duyacağınız çatır çutur seslerine kulak verin, gözlerinizi kapatıp öyle dinleyin.
Ölen işçilerin son nefeslerini duyacaksınız, çığlık bile atmadan duran kalplerinin son vuruşları, duran kanın sıcaklığı ile ısındığınızı hissedecek misiniz acaba.
Yoksa çoktan unutmuş, hatta hiç duymamış mı olacaksınız.
Allah başbakanımıza, devletimize zeval vermesin diye dua mı edeceksiniz?
Twitter: @huseyincakir1
Yazarlar
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018