Mehmet ALTAN
Gazze’de yaşanan insanlık suçu nedeniyle patlayan İsrail karşıtı protestoların gölgesinde kalan Eurovision Şarkı Yarışması, 11 Mayıs Cumartesi günü İsveç’in Malmö kentinde yapıldı.
20 bin kişilik protestoların düzenlendiği 350 bin nüfuslu Malmö kentinde, İsrail heyetinin ve İsrail yanlılarının güvenliği açısından yetersiz kalacağından endişe duyan İsveç polisi, Danimarka ve Norveç polisinden yardım istedi.
Norveç, İsveç ve Danimarka polisi arasında daha önce de iş birliği söz konusu olmuştu.
İsveç polisi, Danimarkalı güvenlik güçlerine destek vermiş ve Norveç polisi de Stockholm'deki futbol maçlarına güvenlik desteği sağlamıştı.
Malmö Polisi'nin basın sözcüsü Nils Norling, “Norveç polisinin gelişini çok olumlu karşıladıklarını ve bunun kendilerine sadece bir rahatlama sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda birlikte eğitim alma ve çalışma fırsatı da vererek İskandinav polisi iş birliğini güçlendirdiğini” belirtiyor.
xxxxxxx
Huzuru ve güveni “milliyetçiliğin” önünde gören bu ulusların bazı başka özellikleri de var.
Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Danimarka, Norveç, İsveç, Almanya ve İsviçre ile birlikte ilk beş sırada yer alıyor.
Hukukun üstünlüğü, temel olarak hukukun bir ülkedeki yayılmışlığını ve kurallarına kesinlikle uyulmasını ifade ediyor.
Özellikle de devlet ve hükûmet yetkisini elinde tutanların hukuk kurallarıyla bağlı olması anlamına geliyor.
xxxxxxx
Hukukun üstünlüğünü önemseyen ülkelerin toplumlarıyla, önemsemeyen ülkelerin toplumlarının maceraları da haliyle birbirinden çok farklı oluyor.
İsveç Devleti, Danimarka ve Norveç polis gücünden yardım alarak Eurovision Şarkı Yarışması’nı güvenli ve huzurlu bir ortamda gerçekleştirme çabası içinde iken, Afganistan sellerle boğuşuyordu mesela.
Bağlan kentinde 300'den fazla kişinin hayatını kaybettiği, 1000 evin ise yıkıldığı kaydedildi.
Kış aylarında yağan karın havaların ısınmasıyla erimesi, şiddetli yağışlar ve altyapının yetersiz olması sonucu meydana gelen seller nedeniyle Afganistan her yıl aynı felaketi ve can kayıplarını yaşıyor.
Doğal afetlere karşı önlem almaktan aciz olan Afganistan, Kamboçya ve Venezuela ile birlikte “hukukun üstünlüğü endeksi”nde de son sırada yer alıyor.
Ve Afganistan’daki Taliban rejimi, herkesi potansiyel ajan olarak görüyor.
xxxxxxx
Hukukun üstünlüğü endeksi ile toplumların mutluluğu arasında da neredeyse bire bir ilişki var.
Güvenlik sağlamak için komşu ülke polislerini özgüvenle kendi ülkesine çağıran İsveç, Birleşmiş Milletler destekli yıllık Dünya Mutluluk Raporu'nda ilk 10’da yer alıyor…
Afganistan ise herkesi potansiyel ajan gören Taliban'ın 2020'de yönetime gelmesinin ardından 143 ülke arasında hep en alt sıralarda kaldı.
xxxxxxx
Ülkelerin hukukun üstünlüğüne bağlılıklarının ölçüldüğü endekste Türkiye 142 ülke arasında
117’nci sırada kaldı.
Mutluluk Endeksinde ise 98. sırada.
Hukukta ve mutlulukta çok gerilerde sürünen Türkiye’nin bu hafta tartıştığı başat konuların biri “etki ajanlığı” yasa tasarısıydı.
Hukukun üstünlüğü titizlikle uygulanıyorsa ….. Halk mutlu ise… Siyasal iktidarlar muhaliflerini “teröristlikle, ajanlıkla” suçlamak gibi “delirium”lara kapılmıyorlar.
Baskıcı rejimler ise varlıklarını bu tür suçlamalarla sürdürme çabasındalar.
Anayasayı uygulamayan siyasal iktidarın “reform” adı altında ortaya sürdüğü paketlerin sonuncusunda da ceza yasasına eklemek istediği bu “etki ajanlığı” konusu var.
xxxxxxx
Bunun ne olduğunu, en iyi hukukun üstünlüğü sıralamasında 113. sırada olan Rusya’ya bakarak anlayabiliriz.
Sezin Öney uygulamayı şöyle anlatıyor:
“Rusya ve Gürcistan’daki yasa örneklerinde, yabancı fonlu sivil toplum kuruluşlarının ve medyanın ‘yabancı etki ajanları’ olarak kayıt yaptırması gerekiyor.
Kırgızistan’da da, Gürcistan ile neredeyse eş zamanlı olarak ‘yabancı temsilciler’ yasası yürürlüğe girdi.
Neredeyse tamamen Rusya’daki muadilinden kopyalanan yasa, ‘yabancı kaynaklı fon kullanan’ ve muğlak bir şekilde tanımlanmış ‘siyasi faaliyet’ yürüten herhangi bir sivil toplum kuruluşunun ‘yabancı temsilci’ olarak tanımlanmasını öngörüyor.
Böylece, herhangi biçimde ülke dışı bağlantısı olan medya ve sivil toplum kuruluşları, ‘yabancı etki ajanı’, ‘yabancı temsilci’ gibi tanımlamalarla adeta damgalanmış oluyor.
Macaristan’da da sivil toplumu ve medyayı hedefine alan böyle bir yasa söz konusu: hükümet bünyesindeki bir yapı, hükümet politikasına ters düşen sivil toplum ve bağımsız medyanın faaliyetlerini ‘dış kaynaklı yabancı temsilciler’ olduğu gerekçesiyle zorlaştırıyor.
Ancak, asıl mesele; bu tip ‘etki ajanı’ yasalarının getirdiği cezai yaptırımlar.
Ve ‘etki ajanlığı’ suçlamasının da, herhangi bir ‘dış bağ’ olmadan, siyasi addedilen birçok faaliyeti de kapsaması.
Böylece, standart vatandaşlık haklarından da mahrum edilmiş oluyorsunuz: mesela, bir siyasi görüş paylaşmak, imza kampanyalarına veya gösterilere de katılmak da, ‘yabancı ajan’ suçlamasıyla karşılaşmanıza neden olabiliyor.”
xxxxxxx
Aslında ülkenin kimliğini ve rejimin niteliğini anlamak için hukukun üstünlüğü endeksiyle mutluluk endeksine bakmak yeterli.
Bir yanda komşuları Danimarka ve Norveç’den iç güvenliği için yardım İsteyen ve bu endekslerde ilk başlarda koşan İsveç…
Diğer yanda her yıl sel baskınlarına binlerce insanını feda eden ve herkesi düşman gören Taliban rejimi.
xxxxxxx
Siyasal iktidar AYM ve AİHM kararlarını uygulamamak için inatla direniyor…
Bir yandan da kabul edilemez bu tavrını, “siyasal yumuşama” ortamının içinde eritmeye sıvanıyor.
Siyasal iktidarın söylediklerine itiraz eden herkes “teröristlikle” suçlanıyordu, tasarının yasalaşması bunun yanına “casus” suçlamasının da ilave edilmesini sağlayacak.
xxxxxxx
“Etki casusluğu” yasa tasarısının akıbeti, hukukun üstünlüğü ve mutluluk endeksinde gelişmiş dünyanın çok gerilerine düşen Ankara’nın niyetini de berraklaştıracak…
Hangi ülke gibi olmak istiyorlar?
Hedef İsveç mi, Afganistan mı?
Son gelişmelere bakılırsa galiba hedef İsveç gibi olmak değil.
Halkın huzuru ve mutluluğunu önemseyen ülkeler yanında değil, yöneticilerin bütün muhalefeti susturup, halkını süründürdüğü ülkelerin arasında yer almak istiyor gibi gözüküyorlar.
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025