Mehmet ALTAN
Geçen haftanın beni en şaşırtan olayı, mezun olduğu Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Master ve Doktora da yapmış olan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın parlamentoda temsil edilen Barış ve Demokrasi Partisi’ni eleştirirken, PKK’nın dağdaki yönetim kadrolarını övmesi oldu.
Atalay şöyle diyordu:
“Biliyorsunuz istihbarat birimimiz, siyasi kesim dışındakilerle görüşüyor bu süreçle ilgili, isim veya konum vermeyeyim. Biz biraz daha BDP’lilerle görüşüyoruz, daha çok Adalet Bakanımız, zaman zaman ben, ikimiz birlikte.
Ama MİT daha farklı kesimlerle…
Onlar, bu konularda daha yetişmiş bu siyaset yapanlardan, daha olgun, bu işleri daha bilen ve daha makul yerdeler. Onu da burada bu vesileyle söylemek istiyorum.
Bu işleri değerlendirirken biraz okuyarak, bilerek değerlendiriyorlar. Daha tutarlı, daha makul ve bu işi daha bilerek, Türkiye’yi, Türkiye’de neyin olup olamayacağını, süreç nasıl yürür, nasıl yürümez onu, onlar daha iyi biliyorlar.”
1982 Anayasası’nın bile bizim ‘demokratik bir hukuk devleti’ olduğumuzu yazmasına rağmen, Başbakan Yardımcısı Atalay’ın Meclisteki seçilmişleri aşağılarken, dağdaki silahlı unsurları yüceltmesi, üstelik de bunun da hiçbir şekilde eleştiri konusu olmaması siyasal tablomuzun niteliğini gösteriyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Dağdakileri seçilmişlere yeğleyerek demokratikleşemeyeceğimize göre, acaba ne oluyoruz?
Sorunun cevabını çok net bir biçimde 2014 yılı bütçesi veriyor: Bir yandan ‘MİT’leşirken, diğer yandan da ‘Diyanet’leşiyoruz…
Bütçe devletin cebidir. Bütçeye bakarak o bütçenin ait olduğu devletin niteliklerini de kolaylıkla tanımlayabiliriz…
Çünkü ayrılan ödenekler devletin kimliğini de protokolünü de dolayısıyla önceliklerini de resmileştirir…
Son beş yılda harcamaları ikiye katlanan MİT, önümüzdeki yıl Cumhuriyet tarihinin de en büyük ödeneğini almış olacak…
Öyle ki MİT’e 2014 yılı bütçesinden ayrılan 1 milyar 58 milyon liralık ödenek, Başbakanlık başta olmak üzere birçok icracı bakanlıkları da sollamış bulunuyor.
Kısacası ‘istihbarileşmemiz’ her şeyin önünde… ‘MİT’leşiyoruz demem de bundan…
Ama aynı zamanda ‘Diyanet’leşiyoruz da…
Çünkü…
Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan sonra bütçeden aldığı ödenek hızlı bir şekilde artan kurumların başında Diyanet geldi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 2012 yılı bütçesinden 3,8 milyar lira, 2013 yılı bütçesinden 4,6 milyar lira pay aldı. 2014 yılı bütçesinde ise Diyanet’in aldığı ödenek yaklaşık 800 milyon liralık artışla 5,4 milyar liraya ulaşıyor.
2014 yılı rakamlarına göre Orman ve Su İşleri, Kalkınma, Gümrük ve Ticaret, Gençlik ve Spor, Ekonomi, Çevre ve Şehircilik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji ile AB Bakanlığı’nın toplam ödenek teklifinin ancak Diyanet’e ulaşabildiğini de söylemem gerek…
Türkiye’yi yöneten siyasal iktidarın zihniyet yapısında MİT başbakanlıktan önce gelirken, Diyanet İşleri de örneğin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın çok önünde koşmakta…
Üstelik sıçrama sadece Diyanet’in ödeneğinde yok; Taraf Gazetesi’nin manşetten belirttiği gibi Diyanet aynı zamanda devlette sıçrama tahtası…
Devlet bürokrasisinin ana kaynağını epeydir Diyanet oluşturuyor.
2002 yılında, AKP’nin iktidara geldiği tarihte 74 bin olan Diyanet’in kadrosu bugün itibariyle 118 bine ulaştı. Diyanet’e tahsis edilen toplam kadro sayısı ise daha da yüksek, 141 bine ulaşmış durumda… Tahsisli kadroların yaklaşık 23 bini ise daha sonra kullanılmak üzere boş bulunuyor.
Zaten Diyanet’in bütçeden aldığı payın artmasında personel sayısında yaşanan hızlı artış etkili oldu.
Kadroları sürekli artan Diyanet İşleri Başkanlığı AKP döneminde birçok kuruma da geçiş merkezi hâline geldi.
Kurumdan, diğer kurumlara yılda ortalama olarak 2 bin kişi yatay geçiş yapıyor.
Ve yine son üç yılda torba kanunları ile yapılan düzenlemeler ile vekâleten görev yapan başkanlık personeline sınavsız olarak kadroya geçiş imkânı sağlandı.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, aynı okulda Master ve Doktora da yapmış olan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın, parlamentoda temsil edilen Barış ve Demokrasi Partisi’ni eleştirirken, PKK’nın yönetim kadrolarını övmesinin beni çok şaşırttığını söyleyerek yazıya başlamıştım…
Yazının sonuna gelirken, bu kadar süratle MİT’leşen ve Diyanet’leşen bir siyasal iktidarın önemli bir yetkilisinin demokrasinin beşiği olan parlamentodaki bir siyasi parti grubunu dağdaki silahlı militanlara yeğlemesine şaşmamı azıcık abarttım mı diye düşünmeye başladım…
12 Eylül rejiminin iskeleti üzerinde yükselmeyi tercih ederek, sanal bir parlamentoyu tercih eden bir anlayış zaten demokratikleşemez…
Olsa olsa demokratikleşiyor numarası yapar, 12 Eylül rejimindeki tadilatlarla göz boyar…
Unutmayın ki basının görülmemiş bir baskı altında tutulması yanında, Milli Güvenlik Kurulu da YÖK de tüm 12 Eylül düzeni de sapasağlam ayakta…
O halde geriye ne kalıyor? Erbakan çizgisine rücu eden Başbakan’ın tavrına çok uygun olarak bir yandan MİT’leşme, diğer yandan Diyanet’leşme...
Zaten siyasal iktidar da bunu yapıyor… Bir yandan MİT’leşiyor, diğer yandan Diyanet’leşiyor…
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025