Melih ALTINOK
Taraf PKK’nın Silvan saldırısının ardından hükümetin reform adımlarını durdurduğu ve milliyetçileştiği gerekçesiyle çok sert bir muhalefet yapıyor.
Çoğunlukla da, bu saldırının PKK’nın açıkça bir provokasyonu olması nedeniyle eleştirel yaklaşıma milat olamayacağı gerçeğini atlayarak.
Gazetenin bu “tavrına” karşın, benim de aralarında olduğum birkaç yazar, “iyi günlerde” olduğu gibi hükümete yönelik eleştiriler yapsalar da, AK Parti’yi çöpe süpürmemekte ısrarcı.
Sözkonusu farklılaşma elbette yeni değil. Ancak Ahmet Altan’ın “Akıllara bak akıllara” başlıklı yazısında, beni ve Yıldıray Oğur’u hükümetin politikalarına gerekçe bulmak için kırk dereden su getirmekle suçlamasıyla su yüzüne çıktı.
Ahmet Abi’ye göre demokrat olup AK Parti desteklenemeyeceği için biz ya akılsızdık, ya da art niyetli.
Öncelikle bu tartışmada gazetenin “AKP’ye artık hiç güvenmeyen” yazarlarının temel probleminin, basitçe, demokrasi adına olumlu adımların alkışlanması, olumsuzların ise eleştirilmesi şeklinde formülize edebileceğimiz aklıselim yaklaşımı terk etmeleri olduğunu düşünüyorum.
Bu da onları endişeli modernlerin “özcü” cephesine sürüklüyor ve muhalefetin türbülansına kapılmalarına neden oluyor.
AK Parti’nin Taraf’ın da hakkını verdiği dönemlerde de mustarip olduğu sorunlarını, bugün baş göstermiş akut problemler olarak sunuyorlar.
Tıpkı Balyoz ve Ergenekon davalarında, hukuk sisteminin yıllardır süregelen ve herkesin mustarip olduğu arızalarının, bu davalarda yargılananlara özel, AK Parti icadı uygulamalar olduğunu savunanlar gibi davranıyorlar.
Hükümetin değiştirmeye çalıştığı sistemin kronik sorunlarının patentinin Başbakan’a ait olduğunu söylüyorlar.
Başbakan’ın önünde bir yerel, bir genel seçim olmasına rağmen, müzakere süreci hakkında en net konuşan lider olmasının hakkını teslim etmiyorlar. Bunu zaman zaman itiraf etmesindeki samimiyeti okuyamıyorlar.
AK Parti’nin siyasi manevra yapma zorunluluğunun, reform sürecini yıkım sayan ezcümle muhalefetin “karşı devrim” hedefinin engellenmesi, yani dönüşüm sürecinin devam etmesi için de şart olduğunu hesaba katmıyorlar.
Kürt sorunu konusunda, Meclis’teki gelmiş geçmiş partiler içerisinde, üstelik de muhalefette değil hükümetteyken, en ileri reform maddelerini, yazılı olarak, parti logolu zarflarda sunan AK Parti’den bir Çiller partisi çıkartmaya çalışıyorlar.
Erdoğan’ın en marjinal taleplerin sahiplerini bile ama mutlaka mikrofonların ve kameraların eşliğinde ikna etmesini istiyorlar.
AK Parti’yi AB hükümetleriyle kıyaslarken maksimalistlikte sınır tanımıyorlar. Ama Kartaca yıkılmalıdır muhalefetinin, Hakkâri’de Başbakan gelirken kepenkleri kapattıran PKK’ya, Kılıçdaroğlu’nun yollarına gül döktürebilecek esneklikte olduğunu gözardı ediyorlar.
Başbakan’ın bugünü aratmayacak kadar “sert” olduğu dönemlerde Oslo’nun yapıldığını, İmralı’yla görüşüldüğünü, Habur’un planlandığını unutuyorlar.
Yapılanlar, açıklanan planlar değil, söylenmeyenler üzerinden bir muhalefet yürütüyorlar.
Bense 90’larda da politikanın ta göbeğinde olmuş bir genç olarak, ülkede yaşanan değişimi, Yasemin Çongar’ın tabiriyle, mavi yengecin kabuk değiştirmesine benzetiyorum. Sancıyı anlıyorum.
Evet, AK Parti hâlâ “küçük bir mucize” bence. Uludere, askerin denetimi ve AB vitesinin düşürülmesi gibi konularda hükümete yaptığım eleştiriler, reform sürecinin niteliğine yönelik yapısal sorunlar değil.
AK Parti’nin devrilmesi için, bugün değişime dair her türlü icraatın önünde konumlananlarla fiili ittifaklara soyunmam için ortak müşterek hiç değil.
Bugün bize yönelttikleri, dün de yanıt bekleyen soruları soranlar, bu noktaların gözlerine batmasının nedenini yalnızca militan bir demokratın sabırsızlığı ile açıklayamazlar.
Çünkü bu ülkede son on yılda nelerin değiştiğini, nelerin süregeldiğini ve reformların önündeki mukavemetin AK Parti’den değil muhalefetten geldiğini artık herkes anladı.
Düne kadar kimlik sorulamayan generallerin bizler gibi “esastan” yargılanabilmesi, darbenin en azgın ulusalcının bile artık alternatifi olmaması ya da AK Parti’nin, muhafazakâr tabanını Kürt sorununda en radikal formülleri bile tartışabilecek şekilde dönüştürmesi fiili desteğimin gerekçesi olarak yeterli aslında.
Madde madde fazlasını da konuşacağız.
Ama şimdilik, tüm samimiyetimle herkesten, bu ülkede demokrasi adına yeni açılımların ve reformların gelmesini bekledikleri parti iktidarda mı yoksa muhalefette mi, diye düşünmelerini rica edeceğim.
Demokrasi adına maksimalistliğe eyvallah. Ama AK Parti’yi muhalefetin sığ denizine düşürüp milliyetçilik- ulusalcılık- savaşçılık yılanına sarılmaya mecbur edecek hakkaniyetsizliğe asla.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019