Melih ALTINOK
Geçtiğimiz günlerde twitter’a siyasi kutuplaşmadan yakınmak için, şahit olduğum bir sahneyle ilgili şu satırları yazdım.
“Flört eden insanlar birbirlerine ‘belediyede kime vereceksin’ diye soruyorsa durup düşünmeliyiz.”
Ne var ki gelen yorumlarla, konjonktürel sorunumuzdan daha büyük bir arızanın yanına özgüvenini de katıp koştura koştura koştura üzerimize gelmekte olduğunu gördüm.
Bir takipçi bu mesajıma aynen şu yanıtı vermişti.
“Ben belediyede çalışıyorum ve flörtüm çok. Kim ne veriyor yahu, ben paramı kuruşu kuruşuna kadar helal kazanıyorum… Aşın bunları!!!”
Heyhat!
Toplumsal kutuplaşmanın tavan yaptığı zamanlar komplo teorilerinin bayramıdır. Komplo teorilerinin proteini ise aşırı yorumdur.
Bu “şölen” zamanlarında, tıpkı ağır psikolojik travmalar geçiren bireyler gibi, kolektif bir bilinçaltından söz edebileceğimiz toplumlar da aşırı yorumun cazibesine dayanamazlar. Zira tutulan tarafa aidiyetin güçlendirilmesinin ve “huzurla” gerekçelendirilmesinin yolu illa ki mitlerin gizemli korku tünelinden geçer.
Bu kolektif delilik zamanlarında en korumasız olanların da başında kuşkusuz yazarlar gelir. Çünkü ortak aklın isyan günlerinde söylem, hiç olmadığı kadar, yazardan çok okurundur.
Bu günlerde “aklı başında” olanlar ya çemberin dışına çıkıp suskunluk sarmalını derinleştirirler ya da Öcalan yakalandığı günün ertesi Viyana mimarisinden bahsedip “konu dışına” çıkmanın konforuna sığınırlar.
Kimileri ise söylemin üretim sürecinde öngördükleri aşırı yorum riskinin, iletişim gerçekleştiğinde sınır tanımaz şekilde artacağını bile bile “söylerler.”
Ne büyük cesaret aslında; Bir düşünsenize, normal şartlar altında (NŞA) bile, “belli bir bakış açısından her şeyle her şey arasında analoji, benzerlik ve yakınlık ilişkisi vardır” yargısı meşrudur.Olağanüstü dönemlerde ise aslında kendi içinde patolojik olmayan kuşku çığırından çıkar. Bu durumda çırılçıplak söylemini “aç kurttan” farksız okurların önüne atmaya cüret eden yazara “Don Kişot” denmez de ne denir?
Umberto Eco, bugünlerde biz Türkiyelilere çok lazım olduğunu düşündüğüm “Aşırı Yorum” isimli kitabında, yukarıda sözünü ettiğim yargının uç noktasına dair bir örnek verip sağlıklı yorumun kriterini şöyle tanımlar:
“Bir insan şöyle diyebilir: ‘iken’ zarfı ile ‘timsah’ arasında bir ilişki vardır, çünkü –en azından- ikisi de şu an dile getirdiğim tümcede yer almaktadırlar. Ancak sağlıklı yorum ile paranoyak yorum arasındaki fark, bu ilişkinin en alt düzeyde olduğunu görmekten geçer, bu en alt düzeydeki ilişkiden olası en çok şeyi çıkarsamaktan değil. Paranoyak, ‘iken’ ile ‘timsah’ın ilginç bir biçimde aynı bağlamda belirdiğini gören kişi değildir. Paranoyak beni bu belirli iki sözcüğü bir araya getirmeye iten gizemli nedenleri merak etmeye başlayan kişidir. Paranoyak dediğim örneğin ardında bir giz görür.”
İletişim araçlarının niteliğin ve içeriğin önceki yüzyıla göre akıl almaz bir boyut kazandığı günümüzde eğer bu deveyi güdeceksek “metin orada” mottosu ile yetinemeyiz. Ya da “yazarın erişilmez niyeti ile okurun tartışmaya açık niyeti arasında, asılsız bir yorumu boşa çıkartan metnin saydam niyeti vardır” demekle ancak kendimize bir “söyleyebiliriz.”
Ama yine de karşı koyamadığımız aşırı yorumun şehvetine kapılmadan, hiç olmazsa Eco’nun bahsettiği şu ilkeleri hatırlayabiliriz sanırım.
“Dedektifler ve bilim adamları, belirgin ancak görünüşte önemsiz bazı öğelerin, belirgin olmayan bir başka şeyin kanıtı olabileceğinden kuşkulanırlar. Ancak Kanıt yalnızca şu üç koşulda başka bir şeyin göstergesi olarak değerlendirilir. Daha iktisadi olarak açıklanamadığında; birbirinden farklı sınırsız sayıda nedene değil, tek bir nedene (ya da sınırlı bir olası nedenler grubuna) işaret ettiğinde; başka bir kanıtla bağdaştığında.”
Yerine daha iyisini koyana kadar bir arada yaşamak için İletişim kurmaya mecburuz. O halde bu süreci yalnızca birbirimize ve kendimize işkence etmek yerine, açık tutmak, yani “zevk almak” için kullanmak yolunda azıcık çabalayabiliriz değil mi?
Hayırlı yorumlar.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019