Yıldıray OĞUR
El ele tutuşmuş altısı takım elbiseli biri üniformalı yedi adam. Ayaklarında rugan ayakkabılar var. Az sonra yapacakları işe saygıda kusur etmemişler, ceketlerinin önü ilikli. Pek çoğunun uzun süredir göz kırpmaktan başka spor yapmadığı anlaşılıyor. Bu yedi grand tuvalet giyinmiş adam el ele tutuştu ve afiyetlerini düşünen bürokratları tarafından önceden özel olarak tasarlandığı anlaşılan betonlarla çevrili, cızbız yapılacak kıvamdaki ateşin üzerinden atlayıverdi. El ele. Yedi ciddi adam. Çok eğlendiler. Yüzlerinde teneffüse çıkmış çocukların neşesi vardı.
Ama lütfen kimseye onların İstanbul’u yöneten yedi mühim adam olduğunu söylemeyin.
Yalnız değillerdi çünkü. Dün tüm yurtta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve korkarım ki dış temsilciliklerde de takım elbiseli, rugan ayakkabılı, göbekli devlet adamları ateşlerin üzerinden atlayıp, ancak duvara çivi çakılacak çekiçlerle demir dövdü, renkli yumurtaları tokuşturup resmî ve meşru Nevruz Bayramı’nı kutladı. Yumurta tokuşturanlar arasında Çankaya Köşkü’nde Türk ülkelerinden gelen heyeti kabul eden Cumhurbaşkanı Gül bile vardı.
1990’ların başından beri devletin “Nevruz kutlanacaksa onu da biz kutlarız” politikası sebebiyle yaşanıyor her yıl bu komedi. Muhtemelen ateşin lavının harından, demir dövülürken dikkat edileceklere kadar her şeyi tarif etmiş bir yönetmeliğe göre oynuyorlar bu resmî oyunu.
Her 21 mart günü ajanslara düşen bu takım elbiseli ciddi adamların ateşler üzerinden atlama fotoğrafları kadar ciddi bir şey devlet. Bu yıl ajanslara düşen fotoğraflara bakılırsa 21 Mart Nevruz Bayramı’ndan da geriye popoları hafifçe yanmış bürokratlar da kaldı.
Nevşehir’deki Nevruz kutlamaları diğer illerde olduğu gibi Turancılığın son kaleleri olduğu anlaşılan üniversite kampusunda yapılmış. Vali Abdurrahman Savaş, Nevruz’u kimselere yâr etmeye razı değil: “Türk toplumunun en eski bayramlarından biri. Bu geleneği, bu âdeti, geleceğe yönelik mutluluğu paylaşmak için bizim ve soydaşlarımızın ataları başlatmış.”
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’ndeki Nevruz kutlamasında Vali Yardımcısı Hakan Kubalı’dan da aynı kararlı mesajlar gelmiş: “Nevruz Bayramı dünyaya Türklerden yayılmış. Nevruz, Türklerin bahar bayramı. Nevruz yeniden gün yüzüne çıkmak için Türklerin demir dağı ateşle erittikleri günün, yani tarih kitaplarında bildiğimiz Ergenekon Destanı’nın ortaya çıkış günüdür.”
Fotoğraflara bakılırsa Nevruz ateşinin harı biraz abartılınca yanık popolu bürokratlar tarafından yönetilmekten son anda kurtulan Samsun’un Vali Yardımcısı Mesut Taner Genç ise Nevruz’un bir çakıl taşı dahi verilmeyecek resmî sınırlarını çizmiş: “En büyük manası bence Türklerin bayramı, Türk dünyasının bayramı. Bugün milyonlarca metrekarelik bir coğrafyada yaşayan bizden uzakta soydaşlarımız var. Çin sınırından Balkan coğrafyasına kadar yaşayan Türk halkları var. Bizler aynı dili konuşuyor, aynı yüreği paylaşıyor ve aynı kanı taşıyoruz.”
Çin sınırından Balkan coğrafyasına kadarki o büyük coğrafyada yaşayan bir Kürt olmak hakikaten zor. Bayramını çalıp, bir de parayı basıp sıpayı satın almış o Yeşilçam filmindeki o kötü çocuk gibi “benim o, basacağım sopayı, basacağım sopayı” çeken bir çocuk devlet tarafından yönetilirsin. O devlet sana Kazakistan bozkırlarındaki soydaşlarından bile uzaktır. O devletin Cumhurbaşkanı, Başkurdistan’dan gelen soydaşlarıyla Nevruz yumurtası tokuştururken, sen kafasına taşları, copları yemiş kenardan melül melül bakarsın. O devletin valisi Nevruz ateşinden atlar, seni ise hiç çekinmeden Newroz ateşine atar.
Resmîsi kederlendirdiyse, gayrı resmî Newroz ateşinden yak istersen. Ama ateşin üstünden atlarken, bayramı polis öldürerek, ağaç yakarak, içi insan dolu otobüsleri taşlayarak kutlayan bir örgüt “elinden tutar”ın garantisi yok. Gerektiğinde Suriye’de elinde Kürtlerin kanı olan bir rejimle Kürtlerin isyanını bastırmak için gizlice çalışacak kadar varlık sebebi kendi olmuş bencil bir örgütten bahsediyoruz çünkü. O örgütün en âkil kadınlarından birinin Türkiye okumasına göre Davutoğlu Gülenci, Erdoğan ve Öcalan da Gül ve cemaate karşı Suriye’nin emperyalistlerce işgaline karşı direnebilir. Belki de Ergenekon’dan da Demirci Kava ile Börteçine de el ele çıkıp, Paris’te balayına gitmiştir, kimbilir.
Bugün barışın önündeki en büyük engel bu aptallıklar işte. Bir ateşin üstünden atlıyoruz hep birlikte. Bence atlayacağız da. Bu kadar aptallığa rağmen biz Türkler ve Kürtler atlayacağız bunların üstünden.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025