Ahmet ALTAN
Leyla Zana’nın Kürdistan’ın küçük bir köyünde yaptığı konuşma herhalde Türk-Kürt ilişkilerinin dönüm noktalarından biri olarak geçecek tarihe.
Uzun zamandan beri birçok insanın gördüğü, sezdiği ama bir türlü dile getiremediği, net bir şekilde söyleyemediği gerçeği Zana her zamanki açık sözlülüğüyle söyledi.
“Oylarınızı Kürdistan’a, barışa, kardeşliğe ve gerilla için verin” dedi.
Bu sözler, aslında bütün Kürtlerin aklının bir yerinde duran bir isteği nihayet aydınlığa çıkartıyor.
Kürtlerin yönettiği bir Kürdistan.
Geçen hafta Neşe Düzel’le yaptığı harikulade konuşmada “Kürtlerin hedefi değilse de ufku bağımsızlıktır” diyen Cihan Tuğal’ın “ufuk” olarak değerlendirdiği isteğin artık bir “hedef” haline geldiğini bu konuşmadan görüyoruz.
Önceki gün de Aysel Tuğluk, Kurtuluş Tayiz’e “Anayasal eşitlik bize yetmez, bize statü gerekir” derken aslında bunu söylüyordu herhalde.
Birçok Türk bu konuşmaya tepki gösterecektir.
Bence, nihayet gerçekleri tartışma imkânı verdiği için Zana’ya teşekkür etmeliyiz.
Çünkü bir türlü ne konuştuğumuzu, neyin müzakeresini yaptığımızı kavrayamıyorduk, şimdi herkes daha net bir şekilde tartışabilecek.
Kürtler bir bütün değil elbette, Türkler nasıl çeşitli fikirler ve çıkarlar etrafında kümelenmişse Kürtler de değişik fikirler etrafında toplanmışlar ama “özerk” ya da “bağımsız” bir Kürdistan fikri sanırım hepsinin ortak paydasını oluşturuyor.
Kürdistan’la ilgili farklı hayalleri var ama Kürdistan ortak hayalleri.
Bu aşamada sanırım “bağımsızlık” değil de “özerklik” talep ediyorlar.
Tam tarif edilmese de “özerklikten” bir tür konfederasyon ima ediliyor herhalde.
Kendi yöneticilerini kendilerinin seçtiği, kendi “güvenlik güçlerini” kendilerinin oluşturacağı bir siyasi yapı.
Şimdilik bağımsızlık istememelerinin bazı nedenleri var.
Birincisi, çevre ülkelerin ve dünyanın tepkisini toplamaktan çekiniyorlar, henüz böyle bir tepkiyi göğüsleyecek güce sahip değiller.
İkincisi, “güneyde” çok zengin, petrol gelirine sahip bir başka “Kürdistan”ın bulunması ve Erbil’in zenginliğiyle rekabet etmenin zorluğu.
Özerklik ilişkisiyle Türkiye’nin, Güneydoğu’daki Kürdistan’la dünya arasında bir “hava yastığı” görevini üstlenmesini istiyorlar.
Kafalarında nasıl bir devlet var, derseniz.
Zana’nın bir cümlesi bunu açıklığa kavuşturuyor derim.
“Gün gelecek, Öcalan kendi halkının arasında bu halkın çocuklarına öğretmen olacak.”
Bu cümleyi duyup da Atatürk’ün karatahta başında çocuklara “öğretmenlik” yaptığı sahneyi hatırlamayacak bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bulmak zordur herhalde.
Benim anlayabildiğim kadarıyla Atatürk’ün yerine Öcalan’ı, Türk ordusunun yerine de PKK’yı koyan 1923 modeli Kemalist bir devlet istiyorlar.
Bizim değiştirmeye çalıştığımız, değiştirebilmek için birçok insanın hayatını verdiği Kemalist Cumhuriyet’i, onlar yeniden kurmak istiyorlar gibi gözüküyor.
Bir toplumun “nasıl” değil de, “kim” tarafından yönetildiği önem kazandığında, “ırk” her türlü değerden daha üst bir değer olarak görüldüğünde, gidilecek yer Kemalizm’dir ama bu konuda akıl öğretebilecek durumda değiliz.
İnsanlara neyi özlemeleri gerektiğini söyleyemezsiniz.
Bu devletin yapısı Kürtlerin kendi aralarında tartışacağı bir konu, doğrusunu kendi aralarında bulacaklar, daha demokrat bir yapı isteyenler bunun mücadelesini verecekler.
Kürtlerin istekleri netleşiyor, tavırları ve pozisyonları da öyle.
Peki, Türkler bu isteğe ne diyecek?
Üç şık var, “Hayır, idari yapıyı hiçbir şekilde değiştiremezsiniz” derler ve iç savaş çıkar, “Olur, zaten biz de özerk eyaletler sistemine geçeceğiz, bütün bölgeler kendilerini yönetsinler” derler ve mesele hallolur ya da “Kürdistan’ı yönetin ama bu Kürdistan’ı biz finanse etmeyiz, siz bağımsız olun” derler ve ayrılırız.
Türk siyasetçilerin hepsi sanki ortada böyle bir “Kürt talebi” yokmuş gibi davranmayı seçiyor, bunun için de söyledikleri bir mana ifade etmiyor.
Kürt meselesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti hep gecikerek hareket etti, Kürt taleplerini kabul etmekte hep gecikti ve o talebi kabul ettiğinde de Kürtler başka bir aşamaya geçmiş oldu, bu kopukluğu da savaşla ve ölümlerle ödedik.
Artık kendini kandırmanın anlamı yok, talep net ve açık.
Türkler de ne istediklerini söylesinler, bir tercih yapsınlar, bu bulanık belirsizlikten çıkalım.
Bir iç savaş herkes için felaket olur, buna gerek de yok, Kürtlerin isteklerini külliyen reddetmek herkese pahalıya patlar.
Türkler özerklikle ayrılık arasında bir seçim yapsınlar.
Bu işi bir çözüme kavuşturalım, ondan sonra da ya birlikte ya da ayrı ayrı daha özgür, daha zengin ve daha mutlu yaşamanın yollarını arayalım.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018