Ahmet ALTAN
Bu hükümetle ilgili yaygın olarak kullanılan bir deyim bu “korku imparatorluğu” lafı. Birçok yabancı gazeteci de hep bunu soruyor, korkunun kaynağını, gerçek olup olmadığını öğrenmeye çalışıyor.
Hükümet bu “imajından” memnun mu, “ne güzel korkutuyoruz” diye seviniyor mu bilmiyorum.
Eğer memnunlarsa ve korkutmak konusunda yarışa çıkacaklarsa, İdi Amin’le, yamyam kabileleriyle rekabet etmeleri zor olur, böyle bir yarışa katılmak çok da saygı kazandırmaz insana.
Bence, daha uygunu ve yakışanı bu “imajdan” rahatsız olmak, vatandaşına “güven” veren bir hükümet olarak iktidarda kalmaktır.
Peki, bu imaj nereden kaynaklanıyor? Birincisi, mahkemeye, “niye tutuklandığını tutuklanan insana söylememe” hakkını veren o korkunç yasadan kaynaklanıyor.
Sadece Türkiye tarihinin değil insanlık tarihinin de en korkunç yasa maddelerinden biri bu.
Sen adamı tutuklayacaksın, yıllarca yargılamadan içeride tutacaksın ama niye tutukladığını söylemeyeceksin.
Kafka romanından beter.
Bu ülkeyi yönetenler, böyle bir maddenin olduğu bir ülkeyi yönetmekten utanmıyorlarsa, bu, utanılacak bir şey olmadığını değil, bazılarının utanma duygusunun epeyce yıprandığını gösterir.
Başbakan Erdoğan, Arap Baharı’nın diktatörleri devirdiği bu iklim ve coğrafyada “lider” olmak istiyorsa önce kendi ülkesindeki bu tür hukuk sefaletlerini önlemek zorunda.
Böyle yasalar varken gidip Birleşmiş Milletler’de, Avrupa Parlamentosu’nda “özgürlük ve uygarlık”dersi vermeye kalkanın alnının çatına bu maddeyi yapıştırırlar.
Ardından “on yıla kadar tutuklu tutma hakkı” veren maddeyi de gösterirler.
AKP, bu maddelerden hiç rahatsız değil nedense.
Eğer memleketin “öcüsü” olmak istiyorsanız bu maddelere yapışın, insanları korkutun ama korkunun, o kalın kabuğunun altında gizli bir isyan duygusunu biriktirip kabarttığını da hiç unutmayın.
Medya “korkuyoruz” diye kıvranan zavallılarla dolu ama Türkiye o tür korkaklardan ibaret değil.
AKP yöneticileri, tarihe ne kadar meraklı bilmiyorum ama Fransız devriminin en korkutucu lideri Robespierre’in hayatına bir baksınlar, herkes korkudan suspus olmuşken bir gün parlamentodaki iki milletvekilinin birden seslerini yükseltivermeleri bir anda Robespierre’i alıp götüren bir fırtınaya dönüştü.
Korku, sahibini de yer, bunu hiç unutmasınlar.
Bunlar, işin yasalarla ilgili kısmı.
Bir de “uygulamalar” bulunuyor.
Ahmet Şık, Nedim Şener ikilisiyle başlayıp, Büşra Ersanlı, Ragıp Zarakolu ikilisinden geçerek Apo’nun avukatlarına gelen bir “şaibeli” tutuklamalar zinciri var.
Bu tutuklamaların gerçek nedenlerini daha kimse anlamadı.
Niye tutuklandı bu insanlar?
Ergenekon operasyonlarını sonuna kadar destekledik biz, ülkeyi kanlı bir kaos yaratarak darbeye götürmeyi planlayanların yakalanmasını istedik.
Güneydoğu’da bir “diktatörlük” kurmak için şehirlerde şiddet yaratmayı planlayan KCK örgütünün eylemlerinin engellenmesini de destekliyoruz, insanların hayatını tehlikeye atan her örgüte, her eyleme, her şiddete sonuna kadar karşıyız.
Şiddete karşıyız ama şiddeti haksız kılacak şeyin, özgürlük, eşitlik ve güven ortamı olduğunu da biliyoruz, bir örgütün şiddetini kırmak için o örgütün şiddetinden daha büyük bir şiddeti kendine alet edinmeye kalkışan, insanları haksız biçimde tutuklayıp cezalandıran devlet şiddetine de karşıyız.
Şiddetin her biçimiyle dövüşür, gücümüzün sonuna kadar da mücadele ederiz.
Dün Apo’nun avukatlarını tutukladılar.
Gazetelere yansıyan iddialara göre, Apo’nun savaş ve şiddet emirlerini Kandil’e iletmişler.
Siz Apo’yla avukatlarının görüşmelerini dinlemiyor muydunuz, kayıtlara almıyor muydunuz, sizin gözetiminizde yapılan bu görüşmelerden o emirler nasıl çıkar?
Çıktıysa siz niye haberdar olmadınız?
Olduysanız niye engellemediniz?
Suç varsa, siz de suçlusunuz.
Suç yoksa bu adamları niye tutukluyorsunuz?
Bu inandırıcı olmayan iddialar, bu kuşkulu tutuklamalar yaratıyor “korku imparatorluğu”söylentilerini.
Aklınız varsa, uzun yıllar bu ülkeyi yönetmek ve çağdaş dünyanın saygıdeğer bir üyesi yapmak istiyorsanız bu “imajı” yok edin.
Bunun da tek yolu, yasalarınızı gerçek hukuka uydurmak ve uygulamalarınızda keyfî davranmaktan uzak durmaktır.
Çok mu zor bu?
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018