Alper GÖRMÜŞ
OdaTV iddianamesi açıklandı... Artık, davanın sanıklarına yöneltilen suçlamaları biliyoruz... Bu köşede iki, belki de üç yazıda iddianame ve suçlamalarla ilgili düşüncelerimi ifade edeceğim.
Bugünkü yazının birinci bölümünde iddianamedeki gerçek suçlamanın ne olduğu ve basında bunun karşısına yerleştirilen savunma çizgisinin problemleri üzerinde duracağım. İkinci bölümde ve sonraki yazılarda ise iddianamenin problemlerini ele alacağım.
Basındaki savunma çizgisini kabaca şöyle ifade edebiliriz: Davanın sanıkları, yaptıkları gazeteciliğin (Soner Yalçın ve OdaTV editörleri), yazdıkları kitapların (Nedim Şener ve Ahmet Şık) içeriklerinden hoşlanılmadığı için böyle bir muameleye uğruyorlar...
Böyle bir savunma, şu karşı atakla çöker: O halde benzer içerikteki gazetecilikler, benzer içerikteki kitaplar neden benzer bir takibata uğramıyorlar?
Bu türden savunmalar sen-ben-bizim oğlan çevresinde iş görür, fakat “deplasmana” çıkıldığında işler zorlaşır.
Aslında bu savunma çizgisi, “iktidardaki düşman”a, “bir şeytanlar topluluğu olan cemaat”e karşı kullanışlılık potansiyeli taşıyan her durumda başvurulan tipik savunma çizgisi olarak çıkıyor karşımıza... Hakiki suçlamalar üzerinden değil de onların maksimum ölçüde abartılmış biçimleri üzerinden yürütülen bu türden “hücum-savunma”lar bir noktada kaçınılmaz olarak “hava yapıyor” ve bilahare hakiki suçlamalara karşı hakiki bir savunma çizgisine dönülse bile, ortaya çıkan inandırıcılık sorunu savunmanın etkisini azaltıyor.
Tam bu noktada Ahmet Şık’ın kitabının yayımlanmasının engellendiği günlerde yürütülen kampanyanın temel sorusunu hatırlayabiliriz: “Kimbilir, içinde hükümeti ve cemaati rahatsız edecek ne tür bilgiler ve belgeler vardı da, yayımlanmamış bir kitabın toplatılması gibi bir cürüm göze alınabildi?”
Sonra ne oldu? Kitap internette yayınlandı ve böyle bir içeriğinin olmadığı anlaşıldı. Bu sonucun, Ahmet Şık’ın ve onu savunanların elini güçlendirdiğini sanırım hiç kimse öne süremez.
Aynı hata iddianameden sonra da sürüyor...
Soner Yalçın’ın “muhalif gazetecilik yaptığı”, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da “cemaati rahatsız edecek kitaplar yazdıkları” için suçlandıklarını temel alan savunma çizgisi, iddianamenin açıklanmasından sonra da devam etti; bu çerçevede düne kadar yazılmış bütün yazıları okudum, durum böyle... (Sözünü ettiğim savunma çizgisi, tartışmayı Şener ve Şık üzerinden yürüttüğü için, bundan sonrasında ben de öyle yapacağım.)
Oysa biliyoruz ki, suçlama böyle değildir. Suçlama, Şener ve Şık’ın “Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda, kendi iradeleriyle kitap yazdıkları”dır.
Oysa bir kitabın yazarı tarafından yayımlanması ile –iddianamede iddia edildiği gibi– bir terör örgütünün talimatı doğrultusunda yayımlanması arasında dağlar kadar fark vardır.
Demek ki işlevsel ve işe yarar bir savunma, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in yazdıkları kitaplar ile “Ergenekon terör örgütü”nün talimatları arasında ilişki kuran delillerin yetersizliğini ya da geçersizliğini göstermek temelinde yürütülmelidir.
Bazıları, iddianamenin zayıf ve abartılı taraflarıyla dalga geçerek akılları sıra bunu yaptıklarını zannediyorlar. Oysa bir iddianame gerçekten değersizse, bu değersizlik ancak onun en zayıf yanlarıyla değil en güçlü gibi görünen yanlarıyla hesaplaşılarak gösterilebilir.
Bu gerçeği en iyi anlayanların başında OdaTV’yi hazırlayan gazetecilerin geldiğini söyleyebilirim... Onlar, iddianamenin zayıf ve abartılı taraflarıyla dalga geçmekten çok (zaman zaman bunu da yapıyorlar), en ciddi yanıyla halleşmeyi tercih ediyorlar ve doğru da yapıyorlar... Çünkü:
a) İddianamede yer alan dijital belgeler sahihse ve bunlar gerçekten de OdaTV bilgisayarlarından elde edilmişlerse (burada özellikle Ulusal Medya 2010 adlı dijital belgede geçen şu cümleye dikkatinizi çekmek isterim: “Operasyon sürecini yürüten kurumlara mensup olup tezlerimize ve faaliyetlerimize destek veren, kamuoyunun yakından tanıdığı ve güvendiği kişilere, Ergenekon ve benzeri davaların tertip olduğu yönünde açıklama ve yayın yaptırılması için bilgi, belge ve teknik destek sağlanmalıdır”):
b) Hanefi Avcı, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın yazdığı kitapların taslakları gerçekten de bizzat kitapların yazarları ya da “irtibatta oldukları Ergenekon terör örgütü mensuplarınca” OdaTV’ye gönderilmişlerse;
c) Bu taslaklara dair OdaTV bilgisayarlarından elde edildiği öne sürülen yönlendirici notlar gerçekten de OdaTV yetkililerine aitse...
O zaman “sanıklar sırf kitap yazdıkları için ve yazdıkları kitapların içerikleri birilerini çok kızdırdığı için suçlanıyorlar” şeklindeki savunma, bütün gösterişine rağmen kof bir savunma olmaktan öteye geçemez.
Dalga geçmek yerine iddianamenin zaaflarına odaklanmak...
OdaTV’yi hazırlayan gazeteciler, işte bunun farkında oldukları ve bu gerçeklikle hareket ettikleri için iddianamedeki, yukarıda üç madde halinde sıraladığım iddiaları çürütmeye çalışıyorlar. OdaTV internet sitesinde 13 eylülde yayımlanan bir değerlendirme yazısından aktaracağım şu satırları okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız:
“OdaTV iddianamesinde yapılan suçlamalardan biri de; Ahmet Şık’ın, Nedim Şener’in ve Hanefi Avcı’nın kitap taslaklarının bilgisayarlarımızda bulunması... Virüslü dökümanlara ‘kanıt’ olsun diye bilgisayarlarımıza yine virüs yoluyla gönderilmişler.”
Görüyorsunuz: OdaTV’yi hazırlayan gazeteciler neyin ciddi olduğunu gayet iyi anlamışlar ve enerjilerini yukarıda üç madde halinde sıraladığım iddiaların iddianamede yeterince temellendirilmediğini göstermek üzere harcamaya karar vermişler.
Dedim ya, doğrusunu yapıyorlar: Çünkü “Ergenekon terör örgütü” yöneticileritarafından kaleme alındığı iddia edilen dijital dokümanların ve yine onların talimatıyla yazıldığı iddia edilen kitap taslaklarının virüs yoluyla OdaTV bilgisayarlarına yüklendiği yönündeki savunma kanıtlanabilirse, zaten bu dava çöker.
Tam bu noktada öne sürülen ve basındaki “dalgacı”ların da genel çizgilerinin dışına çıkıp müracaat ettikleri bir argüman, savcıların temel iddialarını zayıflatan bir rol oynamaya aday görünüyor. Hürriyet’ten Sedat Ergin’in satırlarından bu argümanın ne olduğunu hatırlayalım:
“Sanık avukatları, söz konusu world belgelerinin OdaTV’ye dışarıdan e-mail ile gönderildiğini ileri sürüyor. Gelgelelim bilgisayar kayıtlarının imajları üzerinde Boğaziçi Üniversitesi’nden bir öğretim üyesi tarafından başlatılan bilirkişi incelemesi, savcıların imajları geri alması nedeniyle sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılamamıştır.”
Bu, iddianamenin gerçekten de en zaaflı yanlarından biri... Hele ki, savcılığın, iddianame hazırlıklarının sürdüğü aylar boyunca imajları bir bilirkişi heyetine inceletmediğini gözönüne aldığımızda...
Fakat iddianamenin başka zaafları da var. Mesela Ahmet Şık’ın kitabının “İmamın Ordusu” adı yerine“Sabri Uzun” ya da “Emniyet Müdürü Sabri Uzun” adıyla yayımlanmasının planlandığını “kanıtlayan” not, kitabın “Ergenekon terör örgütü tarafından Ahmet Şık’a yazdırıldığı” iddiasını desteklemek bir yana zayıflatan bir delilmiş gibi görünüyor...
Öyle ya; bir kitap bir kişiyi anlatmak üzere yazıldıysa, dilinin de ona uygun olması gerekir. Oysa İmam’ın Ordusu’na baktığımızda, kitabın, önerilen ismi taşıyacak “kişiye dair” bir içeriğinin olmadığını görüyoruz...
Bu meseleyi cuma günkü yazıda açacağım... Fakat başka sorunlar da var...
Hepsini biraraya getirince, benim kanaatim şöyle oluştu: Her satırını büyük bir dikkatle okuduğum bu iddianame ile bir dava kurulamaz. Sanıkların tutukluluk hallerinin bu iddianameye rağmen sürdürülmesi kararını ise inanılması zor bir hukuki tasarruf olarak görüyorum.
Cuma: “Sabri Uzun” imzalı değil, Sabri Uzun’u anlatan bir kitap...
***
(NOT. Nedim Şener’in Hanefi Avcı adına, Ahmet Şık’ın da Sabri Uzun adına yazdığı iddia edilen kitapların içeriklerine ilişkin eleştirilerimi saklı tutuyorum... İşin bu yanı kanun adamlarını ilgilendirmez; beni ise asıl o ilgilendiriyor... Fakat önceki yazılarımdan birinde söylediğim gibi, bunun için meslektaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmasını bekleyeceğim...)
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025