Amberin ZAMAN
Yaratılmak istenen algı bu. Ta ilk günden, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) başkanlığına getirildiği 25 Mayıs 2010 tarihinden beri. Hakan Fidan’ın “İran’ın adamı” olduğuna dair yorumlar çoğunlukla Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın yayınlarda yer alıyor. Bir de İsrail ve ABD basınında. The Washington Post’un başarılı casus romanı yazarı David Ignatius 16 Ekim 2013 tarihli köşesinde AK Parti iktidarının 2012 yılında Türkiye’de MOSSAD ajanlarıyla düzenli buluşan 10 İranlının isimlerini İran hükümetine verdiğini ifade ediyor. Ve soruyor: “Mavi Marmara olayına misilleme olarak mı yapıldı yoksa İsrail ile ilişkilerdeki genel olumsuzluğun bir yansıması mı?” (Tuhaf bir soru çünkü biri diğerinin alternatifi değil, tam tersi iç içeler.)
Bu konuya 18 Ekim 2013 tarihli köşe yazımda değinmiştim. Özetle şu çelişkiye dikkat çekmiştim: Hakan Fidan İran ajanıysa nasıl oluyor da İran ve Türkiye’yi net düşman hâline getiren, Suriye politikasının baş mimarlarından biri sayılıyor? Hem “Küresel Kulak” Amerika Hakan Fidan’ı yıllarca dinlememiş midir? Gerçekten İran ajanıysa Obama hangi akla hizmet geçen yıl Beyaz Saray’da Erdoğan’ı ağırladığı ve CIA başkanı dâhil yakın kurmaylarının bulunduğu o çok özel yemeğe Fidan’ı da çağırdı? İdeolojik pencereden değerlendirildiğinde Fidan’ın olsa olsa İsrail düşmanı olduğunu söyleyebiliriz ancak.
Fidan’ın ile ilgili esas sorun son zamanlarda yaşanan skandal istihbarat zaaflarıdır. Asıl failleri bir türlü açıklanmayan, 52 vatandaşın hayatına mal olan 11 Mayıs 2013 tarihli Reyhanlıintihar saldırısıdır. Musul Valisi’nin tüm uyarılarına inat tahliye edilmeyen Musul başkonsolosluğudur. IŞİD’e rehin düşen 49 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Normal şartlarda bu gibi vahim durumlarının sorumluları ânında azledilirler. En azından demokrasiyle yönetilen ülkelerde böyle. Biz de ise terfi ettiriliyorlar.
Hakan Fidan’ın İran ajanı olup olmadığı sorusuna neden tekrar değindiğime gelince... PKK ile de ilişkilendirilmek istenen Fidan, benzer tuhaflıkta yaftalamalarla hâlâ hedefte. Bu kez tozlu raflardan indirilen Selam Tevhid örgütü üzerinden. Hani “ah bakınız Uğur Mumcu’nun katilleri” diye 2000 yılında Hizbullah’ın İstanbul’daki karargâhına düzenlenen baskın sırasında “bulunan” mektup sayesinde “keşfedilen” ve “İran maşası” diye lanse edilen şey. Gülen Cemaati’ne yakın yayın organları “casusluk” suçundan tutuklanan polislerin hükümetin bu örgüt üzerinden İran’la kurduğu bağları deşifre ettikleri için kurban edildiklerini savunuyor. Reza Zarrab ve Halk Bank üzerinden yürütüldüğü iddia edilen kaçak altın ticaretini de iktidar ve İran arasındaki “özel” bağlarla ilişkilendiriyor.
Son dönemde emniyet ve yargıda yaşanan tutuklama, kızağa çekme ve benzeri operasyonların öncellikle 17 Aralık ve 25 Aralık yolsuzluk dosyalarının üstünü örtmek adına yapıldığını anlamak için özel zekâ gerekmiyor. Artık Gülen Hareketi’yle uzaktan yakından ilişkisi olan herkes potansiyel suçlu (aslında potansiyel hesap soran) gözüyle bakılıyor.
Fakat iktidarın tüm günahları aynı zamanda ve ısrarla hükümetin sözde İran aşkına dayandırıldığında insan sormadan edemiyor. Nedir bu Gülen Hareketi’nin kemikleşmiş İran takıntısı? Rasyonel bir açıklaması var mıdır? Örneğin yürütülen mantık şu mudur? “Küresel çapta büyümek için 1- Radikal İslamcı olmadığını kanıtlamak. 2- Amerika’ya kendini kabullendirmek. 3- Bunun temel şartı olarak İsrail karşıtı olmadığını, hatta dostu olduğunu göstermek. 4- Bunun en kestirme yolu ise İran karşıtı pozisyon almak...” “İyimser” yorum bu. Ancak bir ihtimal daha var: Gülen Cemaati özünde Şii düşmanı mıdır? Veya soruyu tersinden soralım. Gülen Cemaati mezhepçi reflekslerle mi hareket ediyor? Cevabı beklenen sorulardan biri de bu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2018
18.08.2018
31.07.2018
3.02.2018
24.06.2018
14.06.2018
3.02.2018
20.05.2018
1.02.2018
23.04.2018