Atilla YAYLA
Bir akademisyenin, bir siyasal analizcinin başına gelebilecek en kötü şeylerden biri gerçeklikle bağlarını kaybetmektir. Bu insanı bir tür boşluğa düşürür, olguları olduğu gibi görmekten kopartır. Yanlış okunmuş veya fiiliyatta değil sadece ilgili kişinin hayalinde mevcut olgular üzerinden yorumlar yapmayı tahrik eder. Kritik zamanlarda, kargaşa anlarında bu duruma düşen insanların sayısı artar. Hiç kimse bu tehlikeden masun değildir. Tarihî tecrübe insanlık tarihinde iz bırakmış filozofların bile gerçeklikten kopmanın mağduru olabildiğini, utanç verici pozisyonlar alabildiğini, geçmişinde mümkün olsa silmek isteyeceği çirkin izler bırakabildiğini gösteriyor.
Bugünlerde çeşitli alanlarda gerçeklikle bağı bulunmayan telaşlı ve sağlam maddî temelden yani doğru bilgiden yoksun yorumlara daha çok rastlıyoruz. Bu tür yorumlardan biri, medya hakkında. Bazılarına göre medya tamamen ya da tamama yakın oranda hükümetin kontrolü altında. Hükümetin istemediği şeyler yazılamıyor. Medyada hükümet asla veya yeterince eleştirilemiyor. Özerk ve bağımsız medya kalmadı. Önemli kimi isimler medyada yazma şansına sahip değil. Bu onların ifade özgürlüğünü engelliyor.
Türkiye ile hiçbir bağı olmayan bir gözlemci ülkeye gelse ve medyanın durumuyla ilgili bu iddiayı ispatlayacak deliller arasa, yeterli delil bulamaz. Hükümetin medyayı, tümüyle kontrol etmek bir yana, ağırlıklı olarak bile kontrol etmekten uzak olduğunu görür.
Türkiye'de Kemalist Posta, Hürriyet, Milliyet, Vatan, Habertürk, Radikal, Sözcü, Aydınlık, Yurt; Taraf; Gülen Hareketi'ne mensup Bugün, Zaman; milliyetçi İslamcı Yeni Mesaj; milliyetçi Yeni Çağ ve Orta Doğu hükümet karşısında yer alıyor. Bu gruba Sol ve Birgün gibi sosyalist Kemalist yayın organları da eklenebilir. Hükümete destek veren medya ise Sabah, Yeni Şafak, Star, Türkiye, Akşam, Takvim, Akit ve Yeni Asya'yı kapsıyor. İlk grubun yayın organı sayısında ve tirajda ikinciyi neredeyse ikiye katladığı görülüyor. Öyleyse, hükümetin medyayı kontrol ettiği nasıl ileri sürülebiliyor?
Daha ilginç bir durum İngilizce gazeteler alanında ortaya çıkıyor. Türkiye'de İngilizce yayınlanan iki gazete var: Hürriyet Daily News ve Today's Zaman. Her ikisi de koyu hükümet karşıtı. Hükümet medyayı çok sıkı kontrol ediyor ama, her nasılsa, görüşlerini ve icraatlarını elçiliklere ve yabancılara ulaştıracak destekçisi bir gazete bile yok. Bu ne muazzam bir tahakküm böyle! Medya tartışmalarında mizah dergilerinin durumu çoğu zaman gözden kaçırılır. Oysa, bu alanı iyi bilen Deve Dergisi yöneticisi Ferzende Kaya'nın analizlerine göre mizah dergileri her hafta 1 milyon kişiye ulaşıyor. Okuyucuları özellikle gençler ve bu gençlerin önemli bir kısmının siyasî görüşü önemli ölçüde bu dergiler tarafından belirleniyor. Söylemeye gerek var mı bilmem, tüm mizah dergileri sol Kemalist ve yeminli hükümet karşıtı. Tahakkümcü hükümet bu alanı niye boş bırakıyor acaba?
Hükümetin medyayı 'korkunç' bir tahakküm altına aldığını söyleyenler, hep köşelerini kaybeden iki isim üzerinden buna delil getirmeye çalışıyor. Yazma imkânını kaybeden başkaları da oluyor ama bunlar hükümete muhalif değil muvafıksa bu kişiler onları görmezden geliyor. Belki de onları insan ya da yazma hakkına sahip saymıyor. Liberal Düşünce Kongresi 2013'te Markar Esayan bir konuşmacı tarafından aynı pilav tekrar ısıtılıp servis edilince, tekrar tekrar cevap vermiş olmanın bıkkınlığı içinde, 'yazamıyorlar, yazdırılmıyorlar' diye üzerlerinden kıyamet kopartılmaya çalışılan iki isme, (eski) Taraf gazetesinin yayın yönetmeni olduğu sırada, iki defa, 'ister köşe yazın, ister başımıza geçin gazeteyi idare edin' teklifi götürdüğünü, ama tekliflerinin reddedildiğini anlattı. Muhatabı, gerçeklikle bağını iyiden iyiye koparmış veya nefret gözlerini bağlamış olmalı ki, bu maddî düzeltmeyi hiç tınmayıp, öfkeli tahlillerine devam etti.
Medyanın tek gücün kontrolüne girmesi asla arzu edilmez. Medyada tekel oluşturma çabaları da asla sona ermez. Sadece hükümetler değil, her çeşit (idarî- bürokratik, ekonomik vs.) güç odağı medyayı tümüyle kontrol etmek isteyebilir. Buna izin vermememiz gerekir. Ancak, bir bütün olarak tamamen bağımsız ve tarafsız medya bir hayaldir. Medyanın tek sesli olmasına izin vermemenin yolu muhayyel bir tarafsızlıkta, özerklikten vs. geçmez. Çare, gazeteciliğin evrensel standartlarına daha çok saygı gösterilmesini sağlayacak meslek içi kültürün geliştirilmesi ve medyanın olabildiğince çoğullaşmasıdır. Kara propagandaya kanacağımızı sananlar yanılıyor. Medya, şu yıllarda, 1960'lardan 2000'lerin başlarına kadar görülmemiş bir çoğulluk ve çeşitlilik yaşıyor. Buna şükretmeliyiz, aksi hâlde, eski medya düzeni yaşasaydı, tek açılı ve manipülatif haber ve yorumlarla hepimiz gergedana çevrilebilirdik.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019