Atilla YAYLA

Atilla YAYLA
Atilla YAYLA
Tüm Yazıları
Sular kesilirse
27.03.2016
1521

 Yeni Yüzyıl’ın 2 Mart 2016 tarihli nüshasında ilginç bir haber yer aldı. Bir araştırma Türk halkının korkularıyla ilgili tespitler yapmış. Buna göre, Türk halkı en çok su kesintisinden korkuyor. Öyle ki, suyun kesilmemesi, halk nazarında, elektrik kesintisinden 3, internet kesintisinden 6, doğalgaz kesintisinden ise 12 kat daha önemli.  “Neden korkuyorsun?” sorusuna tüketicilerin yüzde 62’si “su kesilmesinden” cevabını verdi. Tüketicilerin yüzde 22’si elektrik, yüzde 11’i internet, yüzde 5’i de doğalgaz kesintisinden korkuyor.

     Ben de su kesintisinden elektrik, internet ve doğalgaz kesintisinden daha çok korkanlar arasında yer almaktayım. Özellikleani, habersiz su kesintileri beni neredeyse paniğe itiyor. Şehrin su durumunu düzenli takip ediyorum. Herkes hava çok iyi, güneşli diye sevinirken ben yağış düşmemesine üzülürüm. Su israfına dayanamam. Su harcanan her işin asgarî su sarfiyatıyla yapılmasını isterim…

     Su en hayatî ihtiyaç. Her alanda suya muhtacız. Tabiatta bulunan suyu kullanmaktayız. Ancak, su denince modern insanın aklına evdeki musluk suyu gelir. Eskiden buna, Terkos Gölü’nden geldiği için, bilhassa İstanbul’da, “Terkos Suyu” denmekteymiş. Bugün Türkiye’de tüm şehirlerde ve hatta tüm ilçelerde binalar içinde musluğu çevirince akan suya sahibiz. Daha önceki durumu bilmeyenler bunun ne büyük bir nimet olduğunu anlayamaz.

     Konutlarda, ofislerde, fabrikalarda hazır su yeni bir durum. Daha önceleri insan hayatı ve faaliyetleri büyük ölçüde taşıma suya dayanmaktaydı. Su kaynaklarından fıçılarla, kovalarla taşınan sular binalarda depolanır ve kullanılırdı. Depolanan su bitince yeniden su getirmek gerekirdi. Bu herkesin fakat özellikle kadınların hayatını çok zorlaştırmaktaydı.

     Konutlarda suyun olmadığı zamanlarda kadınların emeğinin ve vaktinin çok önemli bir kısmı su taşımaya giderdi. Bu, çeşme başı sohbetleri gibi hoş tarafları olmakla beraber, çok çileli, yorucu bir işti.  Çamaşır, bulaşık, ev temizliği, kişisel bakım için hep kadınların su taşıması beklenirdi.

     Su sıkıntısı elbette ilâve problemler yaratırdı ama suyun olması da insan hayatını yeterince kolaylaştırmazdı. Başka bir şekilde söylersek, yeterli su kaynağının mevcudiyeti suyun bugünkü gibi rahatça kullanılabilmesine yetmezdi. Ayrıca, bazı romantiklerin zannettiği gibi, tabiatta bulunan her su da kullanılamazdı. Suyun, taşınması yanında işlenmesi de gerekirdi ve insanlar bunu yapabilecek bilgiye ve teknik kapasiteye sahip değildi.

     Toplumlar geliştikçe suya ulaşma ve tüketme yeni şekiller almaya başladı. İnsanlar akan suyu depolamak için setler ve barajlar yapmayı öğrendi. Toplanan suları binalara aktarabilmek için binlerce kilometrelik yer altı nakil hatları kuruldu. Suya basınç vererek uzak mesafelere göndermek için enerji istasyonları yapıldı.

     Bugün evde musluk suyu bulunmasına öyle alışkınız ki, içinde su bulunmayan evi ev bile saymayız. Bu tür yerlerde yaşamaktan ve çalışmaktan kaçınırız. Musluğu her çevirdiğimizde su akmasını bekleriz. Su akmasını değil akmamasını sürpriz sayarız.

     Kuşku yok ki, bunun yapılabilmesi, yani insanların suya gitmek yerine suyun insanlara üstelik devamlı olarak ulaştırılması vakaya ciddî bir ekonomik boyut ta kazandırdı. Bundan habersiz bazı tipler su kullanmanın insan hakkı olduğunu, suyun herkese tarafından ücretsiz ulaşılabilir olması gerektiğini söylüyor. Ancak, suyun depolanması, işlenmesi ve nakledilmesi ciddî maliyeti olan faaliyetler. Bu maliyetin bir şekilde karşılanması lâzım. Dolayısıyla, su bedava olsa bile suyun bugün alıştığımız ve istediğimiz şekilde kullanılabilir hâle getirilmesi onun bir ticarî mala dönüştürülmesini gerektiriyor.

     Atalarımız binlerce yıl suya gitti. Biz ise suyun ayağımıza geldiği bir çağda yaşıyoruz. Bunun kıymetini bilmeli ve daimî olması için gerekeni yapmalıyız

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar