Atilla YAYLA
Vergi, ver kökünden türetilmiş bir kelime. Birine bir şey vermeyi anlatıyor. Veren, bireyler ve birey birlikleri. Verilen ise kamu otoriteleri, yani belediyeler ve devlet. Ancak, veren ile verilen arasındaki ilişki göz önüne alındığında, kelime yanlış. Doğrusu, “el koyma”, yani birinin birine bir şey vermesi değil, birinin birinden icabında o kişinin rızası hilâfına o şeyi alması. Durumu vergi ilişkilerini piyasa ilişkileriyle (mübadeleleriyle) karşılaştırırsak daha kolay ve iyi anlarız. Piyasa ilişkilerinde gönüllülük esastır. Taraflar serbest iradelerinin çakışmasıyla bilerek ve isteyerek bir değiş tokuş yapar. İki taraf ta birbirlerine bir şey verip alır. Vergide ise zor esastır. Vergi veren, gönüllü vermez, ondan zorla alınır. Her ne kadar vergilendirilmeyi öven bir kültür yaratılmış ve bu çerçevede Atatürk’e “vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” gibi bir söz söylettirilmiş ise de insanlar çoğu zaman vergiyi isteksizce ve zor korkusundan öder.
Vergilere bakışta iki radikal görüş var. İlki vergiyi kutsamakta, ikincisi ise vergiyi hırsızlık saymakta.
Devlet var olduğu sürece devlet faaliyetlerinin finanse edilmesi gerekir. Bu iki yolla yapılabilir: Devlet hizmetlerinin fiyatlandırılması ve devlet hizmetlerinin vergilerle finanse edilmesi. Fiyatlandırma bazı alanlarda ve bir yere kadar gerçekleştirilebilir ama tüm devlet hizmetleri fiyatlandırılamaz. Bunun sebebi bölünemezlik ve dışlanamazlık, yani birine sunulan hizmetin herkese sunulmuş olması. Bu yüzden devletin kaçınılmaz olarak vergi toplaması lâzım.
Vergiyi hırsızlık sayanlar –liberal anarşistler ve bazı klasik liberaller- verginin zora dayanmasına, böylece hak ihlâli yaratmasına ve fiilen insanlara ait olan şeylerin vergileme yoluyla parça parça gasp edilmesine dikkat çeker. Bu yaklaşıma göre sokakta bir suçlunun bir insanın cüzdanını zorla almasıyla devletin insanların varlığının, kazancının bir kısmına zorla el koyması arasında bir fark bulunmaz. Devlet en büyük gaspçıdır. Adi gaspçıdan farkı; devletin gasp eylemini inceltilmiş, kurumsallaşmış ve kılıflanmış biçimde yapmasıdır.
Birinci yaklaşım alınan vergilerin devamlı artırılması eğilimini sergiler. “Vergi vermemeye çalışmayı” hırsızlıkla özdeşleştirir, varlığı ve zenginliği sahiplerinden bağımsız ve garantiymiş gibi görür, sahiplerinden gittikçe artan parçaların zorla alınmasını meşru ve yararlı sayar. Bu yaklaşımdaki saçmalık aşikâr. Varlık ve zenginlik yokken var edilir, her malın-mülkün sahipleri –bir başka deyişle anne babaları- vardır. Abartılı ve aşırı vergileme devlet eliyle yapılan kolektif hırsızlığa dönüşür. Bunun adâlet, ahlâk ve ekonomik etkinlik bakımından zararları var. Bu yüzden yüksek oranlı ve devamlı artıp yayılan vergilere karşı çıkmak kısa vadede varlık ve zenginlik sahiplerinin yararına gibi görünse de orta ve uzun vadede tüm toplumun yararına.
Vergi hırsızlıktır yaklaşımı, içinde yaşadığımız devletli toplumlarda devletin temel kamu hizmetlerini yerine getiremez duruma düşmesine neden olabilir. Bu önemli problemler yaratır. Adâlet hizmetlerinin sağlanamadığı, güvenlik temel ihtiyacının karşılanamadığı toplumlar çatırdar, parçalanır, dağılır. Bu yüzden, devletin vergilerle oluşturulan bir bütçeye ihtiyacı var. Ayrıca verginin ekonomiyi aşan bir siyasî boyutu da mevcut. Vergi, birey ile devlet arasında bir vatandaşlık bağıdır. Bireyle diğer bireyler arasında bir ortak kader ve ortak bilinç aracıdır. Bu yüzden de herkesin -ama herkesin- mutlaka makul miktarda- vergi ödemesi lâzım.
Atasözü güzel söylemiş: Azı karar, çoğu zarar. Vergi meselesinde de öyle: Az vergi faydalı çok vergi zararlı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019