Barış Soydan
1989: Berlin Duvarı'nın yıkılıp "Doğu Bloğu"nun çöktüğü yıl.
1989'dan bir yıl sonra, 1990 yılında Türkiye’de kişi başına gelir 2.794 dolardı. Aynı yıl Polonya 1.731 dolar, Romanya 1.680 dolar kişi başına gelire sahipti.
Aradan 30 yıl geçti.
Geçen yıl Türkiye’nin kişi başına geliri 9.324 dolar oldu.
Polonya’nın 15.424 dolar.
Romanya’nın 12.301 dolar.
Macaristan’ın 15.938 dolar.
Çek Cumhuriyeti’nin 22.973 dolar.

Kaynak: Dünya Bankası
Üstelik her geçen yıl fark daha da açılıyor. Polonya geçen yıl yüzde 5.1 büyüdü. Bu yıl yüzde 4.3 büyümesi bekleniyor.
Macaristan geçen yıl yüzde 4.8 büyüdü. Bu yıl yüzde 4.5 büyümesi bekleniyor.
Romanya geçen yıl yüzde 4.1 büyüdü. Bu yıl yüzde 3.9 büyümesi bekleniyor.
Türkiye geçen yıl krize girdi. Bu yıl kriz sürüyor.
Gelecek yıl? Belki yüzde 1, belki yüzde 2 büyüyeceğiz.
Sonra? Taze kaynak girişi olmazsa ekonominin toparlanması zor gözüküyor.
Özet: Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefiyle çıktığımız yolda ilk 20’den düşme noktasına gelmiş bulunuyoruz...
Neden böyle oldu?
Volkswagen’in Türkiye’ye kurmayı planladığı söylenen fabrikayla ilgili haberlere mutlaka denk gelmişsinizdir. Zira denk gelmemek mümkün değil; memlekete uzun zamandır dişe dokunur yabancı sermaye girmediği için iktidar çevreleri aylardır Volkswagen’in “kurma ihtimali bulunan” fabrikadan söz edip duruyor.
Almanlar gelsin de fabrika açsınlar diye rivayete göre teşvik üzerine teşvik veriliyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung, Türkiye'nin Volkswagen'e 100 milyon Euro teşvik önerdiğini yazdı mesela.
Buna rağmen Volkswagen henüz kesin kararını vermiş değil. “Fabrikayı Bulgaristan’a mı kursak, Sırbistan’a mı kursak, Türkiye’ye mi kursak?” diye düşünüp duruyor.
Türkiye neden Volkswagen’e 100 milyon Euro teşvik veriyor?
Volkswagen neden buna rağmen hâlâ tereddüt ediyor?
Neden Türkiye’ye yıllardır dişe dokunur doğrudan yabancı sermaye girişi olmuyor?
Doğu Avrupa ülkelerinin 30 yılda Türkiye’yi nasıl sollayıp geçtiği sorusuna cevap bulmak için önce bu soruları yanıtlamak lazım.
Otomotiv yan sanayii şirketlerinin derneği TAYSAD’ın Başkanı Alper Kanca geçenlerde, Türkiye’nin Volkswagen’in yatırımıyla ilgili avantajlı olduğunu ama imaj sorunu bulunduğunu söyledi.
İmaj sorunu… Bu saptamaya bir mim koyalım.
BMW geçen yıl Macaristan’da 1 milyar dolarlık yeni bir fabrika yatırımına başladı. Debrecen’deki fabrikada yılda 150 bin BMW otomobil üretilecek. Otomotiv, Macaristan’ın ihracatının üçte birini, Türkiye’nin ihracatının ise kabaca dörtte birini oluşturuyor. BMW’nin kuracağı fabrika, otomotivin Macaristan ihracatındaki payını yüzde 40’a yükseltecek…
Türkiye’de ise yıllardır yeni otomotiv yatırımı yapılmıyor. 1990’larda kurulan fabrikalarla idare ediyoruz. Türkiye’nin ihracatını sırtlayan fabrikaların birçoğu, Ford, Toyota, Hyundai, 1990’larda kuruldu. Bazıları daha da eski.
Otomotiv şirketleri neden yatırım için artık Türkiye’yi değil, Macaristan’ı, Polonya’yı tercih ediyor?
Bundan yaklaşık 2 yıl önce, T24’teki ilk yazılarımdan birinde, otomotivdeki önemli bir gelişmeye dikkat çekmiştim:
“(Otomotiv) yan sanayicileri bir süredir, müşterilerinin siyasi endişeler nedeniyle Türkiye'den ayaklarını kesmesinden şikâyetçi. Bu konudaki yakınmaları medyaya da yansıdı zaten... Avrupalılar, başta Almanlar olmak üzere, Türkiye yerine nereye gidebilirler peki? Evet doğru tahmin ettiniz, Polonya’ya.”
Kısa bir süre önce ise bir otomotiv yan sanayii patronunun sözlerini aktardım:
"Yurt dışındaki müşterinin Türkiye’ye güvensizliği oluşmaya başladı. Toplantıya gelmiyorlar. Veya ‘Siz Türkiye’de ne kadar daha üretim yapabilirsiniz?’ gibilerinden acayip acayip sorular soruyorlar. ‘50 yıldır burada üretim yapıyoruz, siz ne demeye çalışıyorsunuz?’ diye cevap veriyoruz. Sonunda yurt dışında da üretim yapmak için bize Avrupa’da bir yer tutturmaya kadar gittiler. ‘Yurt dışında üretim yapın ki, yarın bir gün sizinle sorun yaşamayalım’ dediler. Sonuçta Balkanlar’da bir ülkeye yatırım yaptık. Şimdi orayı üretim yapılabilecek bir yer haline getirmeye çalışıyoruz.”
"Faiz lobisinin”, “İngiliz derin devletinin”, "İlluminati’nin" veya "Tapınak Şövalyeleri"nin Türkiye’nin ayağına çelme taktığına inananlardansanız, bir daha düşünün.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021