Bülent KORUCU

Fenerbahçe'yi ele geçirmenin en aptalca yolu!
15.05.2012
3099

 Fenerbahçe'nin sezonu çok kötü geçirdiği ve lig bitsin diye dua ettiğimiz 2003'te 'Fener'i tutmak zorunda mıyız?' başlıklı bir yazı kaleme almıştım.

 

5-6 yaşlarındaki oğullarımın kötü giden takım ve çevrelerindeki baskıdan bunalıp bana sordukları soruydu. Onlara verdiğim cevabı köşeme taşımıştım. Taraftar kötü günde belli olur düşüncesini anlatıp "Evet oğlum siz Fener'i tutmak zorundasınız, bırakacaksanız şampiyon olduğu sene bırakın!" demiştim. Amacım gençlik heyecanlarını yaşayacakları meşru bir alan açmak ve aile geleneğimiz olan Fenerbahçe'yi onlara aktarmaktı. Şimdi arkadaşlarıyla yaşadıkları tartışmalara bakınca 'hata mı ettim' tereddüdü içindeyim. Ülkemizde futbol, fanatizm çizgisini bile aşıp cinnet noktasına hızla ilerliyor. Kabahati en az olanlar, psikolojik tatmin dışında ellerine geçen bir şey olmadığı halde futbol endüstrisini omuzlayan kalabalıklar. Taraftarın akıttığı milyonlarla kral hayatı yaşayanlar ise derebeyliklerinin duvarlarını yükseltiyor. Ve bu çark kesintisiz dönsün diye fanatizmin dozunu artırmaktan çekinmiyorlar. Sektörden büyük menfaat elde edenlerin, bir de taraftarın duyguları üzerinden güç mücadelesi yapması işi çığırından çıkarıyor.

Cumartesi günü Kadıköy'de yaşananlar sezon boyunca süren gerilimin zirvesi olarak kayda geçti. Bütün psikolojik handikaplara rağmen son haftaya kadar şampiyonluğu kovalayan Fenerbahçe'yi seyircisi şampiyon gibi bağrına bassaydı ne olurdu? Hem kendine, hem takımına hem de Türk futboluna büyük iyilik ederdi. Trabzonsporlular da, Fener maçında aynı tuzağa düştü. Aynı şey bütün taraftarlar için geçerli. Takımlar ne kadar çok ceza aldılar farkında mısınız? Futbolumuzun taşıyıcı sütunları gözüyle baktığımız teknik direktörler mızmız sokak çocuğu gibi nasıl dalaştılar... Kulüp başkanları koltuklarını korumak uğruna gerilimi tırmandırmaktan geri durmadılar... Gazeteciler, ağıza alınmayacak küfürlerle seviyeyi çukurlaştırdılar... Çok ısrar ettikleri halde çocukları maça göndermedim. Böyle yaptıkça meydan iyice art niyetliler ve seviyesizlere kalacak diye eleştirebilirsiniz. Ancak can güvenliği her şeyin önünde geliyor. Kadıköy'deki görüntüler bana üç yıl önceki 1 Mayısları hatırlattı. Kutlama alanı savaş meydanına döner, geride yakılmış arabalar, indirilmiş camlar kalırdı. Öfkeli taraftarın yapabileceği şeylerin sınırı vardır. Ve benzin istasyonunda polis arabası yakıp, yüzlerce kişinin hayatını riske atmak o sınırın içinde değildir. Sanki profesyonel bir el Kadıköy'deydi. Belki de gerçek taraftarın provokasyona gelmemesi sonucu facianın eşiğinden dönüldü. Birkaç yüz kişinin yaktığı ateşe on binlerce Fenerli benzinle gitseydi, iki bin polisle güvenliği sağlamak mümkün olmazdı.

Son günlerin hararetli tartışma konusu 'Cemaat, Fener'i ele geçiriyor' iddiaları ise kötü niyetli değilse cahilce sözler. Cemaat ve futbol takımı kavramlarının varlık nedeni ve varoluş tanımı bir arada olmalarına izin vermiyor. Bir cemaat, futbol takımını ele geçirmek ister mi? The cemaat, Fenerbahçe'yi neden ele geçirmek istesin? Bir yeri ele geçirmenin yolu onu yok etmek ve bütün taraftarlarını kendine düşman etmek midir? Ergenekoncuların söylediği "Polis ve yargı cemaatin elinde, o halde soruşturulan her şey cemaatin emriyle oluyor." yalanını her komplo teorisine uyarlamak aâdet oldu: İki kuruma bu suçlamayı yapmak için deliliniz nedir? Ses yok. Cemaat, Fenerbahçe formasını üzerine geçirdiğinde diğer takımlara sempati duyan insanlarla iletişimi kopmaz mı? Kem küm... Futbol takımı şirket değil ki hisselerine konup ele geçiresin; gönüllü bir birliktelik söz konusu. Taraftarların düşmanlığını kazanarak futbol takımını ele geçirmeye kalkanın aklından şüphe edilmez mi? Derin bir sessizlik... 'ama polis ve yargı...' Bu soruları uzatabiliriz. Ama maalesef hiçbirisine cevap verilemiyor. Bu kadar mantık, akıl ve gerçekten uzak bir iddiaya kitleleri inandırmaya çalışıyorlar. Olmayınca bindirilmiş kıtalarla sonuç almaya bakıyorlar. Uyanık olmak zorundayız..

 

[email protected]  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar