Cemil KOÇAK
Meşhur Sykes-Picot anlaşmasını herhalde Orta Doğu’da şu son yıllarda meydana gelen gelişmeler üzerine artık duymayan kalmamıştır. Esası, Birinci Dünya Savaşı yıllarında İngiltere-Fransa ve bazıları belki hayret edecektir ama Rusya arasında yapılan gizli bir anlaşmadır. Anlaşmanın esas amacı, Orta Doğu’nun savaştan sonra Osmanlı’dan geride kalacak olan kısımlarında İngiltere ile Fransa’nın payını ayırmaktı. Bunun için 1915 yılının Kasım ayından 1916 yılının Mart ayına kadar bu devletler arasında görüşmeler yapıldı ve sonunda 16 Mayıs 1916’da anlaşma imzalandı. Yakında anlaşmanın 100. yıldönümünü anmaya hazır olabiliriz.
Anlaşmanın mimarları
Herhalde pek az anlaşma, mimarlarının ismiyle anılmıştır. İngiliz temsilcisi olan Sykes diplomat iken, Fransız temsilcisi Picot askerdi, generaldi. Anlaşma basitti: Ruslara İstanbul, Boğazlar ve Trabzon’un batısından itibaren Karadeniz kıyısında daha sonra saptanacak bir noktaya kadarki bölgeyle Doğu Anadolu (Van, Muş, Siirt, Bitlis’i de içine alan) topraklar bırakılıyordu. Buna karşılık, İngiltere ile Fransa bir anlamda Orta Doğu topraklarına el koyuyorlardı. Bu topraklarda artık onlar egemen olacaklardı. Sonradan bir anlaşmazlık konusu olmaması için önceden önlem almışlar ve aralarında kesin sınırlar çizmeye çalışmışlardı.
Kime hangi topraklar kaldı?
Fransa, Osmanlı’nın güney doğu toprakları da dahil olmak üzere; Kuzey Irak, Lübnan ve Suriye’yi alacaktı. Biraz ayrıntıya inersek; Suriye’nin kıyı bölgesini, Kilikya olarak bilinen yörede Adana’yı, Antep-Mardin, Aladağ-Kayseri, Eğin-Harput bölgesine el koyacaktı. Buralar tamamen Fransa’ya terk ediliyordu ve onun hâkimiyet alanı olacaktı. İngiltere’ye düşen pay ise; kıyıdan başlayarak Bağdat dahil Güney Irak ve Ürdün idi. Ayrıca Akdeniz’de kıyıda Filistin’deki Hayfa ve Akka limanları da onun olacaktı. Ne olursa olsun, her devlet, kendine bırakılmış topraklar üzerinde yegane hâkim unsur olacaktı. Birbirlerinin bölgelerine müdahale etmemeyi kararlaştırmışlardı. Diğer yandan, iki ülke için ayrılmış toprak parçasının yanında, bir de üzerinde nüfuz alanı kuracakları geniş iki bölge vardı. Bir de uluslararası bölgeye yer verilmişti: Burada aslında söz konusu topraklara el koyacak olan bu iki devlet, üzerinde anlaşmaya vardığı kısımda bağımsız bir Arap devleti ya da devletler konfederasyonu kurmak için ellerini serbest bırakmışlardı. Bu bölge için ileride kesin bir anlaşmaya varılacaktı. İskenderun serbest liman olacaktı. Filistin de uluslararası yönetime bırakılacaktı.
Anlaşmanın yarattığı hayal kırıklıkları
Bazen son söylenmesi gerekenin ilk söylenmesinde yarar vardır: Bugünkü Orta Doğu sınırlarının bu anlaşmayla gerçekleştiğini sanıyorsanız eğer, fena halde yanılıyorsunuz demektir. Çünkü, anlaşma büyük ölçüde uygulanamadı. Değişik nedenlerle. İlk olarak, Rusya savaştan çekilince, orada komünist bir yönetim kurulunca, Lenin, emperyalistlerin aralarındaki bu çirkin anlaşmayı dünya proletaryasına ifşa etti. Dolayısıyla eğer o zamana kadar duyulmadıysa, 1917 yılının sonlarında Osmanlı üzerindeki bu paylaşım anlaşmasını duymayan kalmamıştı.
Duyanların önemli bir kesimi de durumdan memnun kalmamıştı. Yahudilere Filistin’de devlet öneren İngiltere’nin bu sözünde pek de centilmence durmadığı anlaşılmıştı. Bağımsız bir Arap devleti kurmak üzere harekete geçen Arap bağımsızlık savaşçıları açısından da kesin bir hayal kırıklığı söz konusuydu. Onlar açısından bağımsızlık şimdilik bir hayaldi. Ermeniler açısından da hayal kırıklığı gündemdeydi: Onlar için de bağımsız bir devlet öngörülmemişti.
Anlaşmada anlaşılamıyor
Savaşın sonlarına yaklaşıldığında, Osmanlı ordusu güney cephesinde tam bir bozgun içinde geri çekilirken, anlaşmanın öngördüğü koşullar yeniden pazarlık konusu olmaya başlamıştı bile. İngilizler herhalde zamanında fazla bonkör davrandıklarını düşünmeye başlamışlardı. Bunun için Fransa’ya bırakılan Musul’u ‘sözlü’ olarak geri almışlardı. Filistin için de karar değişmişti. Filistin de İngiltere’ye bırakılacaktı.
Hele İngiliz ordusunun ilerlediği kısımlarda Fransa’ya bırakılmasında anlaşılmış topraklar üzerinde de Londra cimrilik etmeye karar vermişti bir kere. Sorun elbette petroldü. Petrol olduğu belli olan bir sahada İngiltere petrolü olabildiğince kendi bölgesinde tutmak istiyordu. Fakat petrolün tam olarak nelerde olduğu da kesin olarak belirlenmemişti henüz. Bu bakımdan İngiltere, Fransa’ya altında petrol olan toprak kaptırmak istemiyordu. Bu bakımdan anlaşmaya yanaşmakta isteksizdi. Fransa’ya vaat edilmiş bölgenin olabildiğince daraltılması için manevralara başlamıştı bu nedenle.
Türkiye’nin fırsatı
Eğer anlaşma en az iki devletin arasını açmasaydı; belki de Millî Mücadele’nin kaderi de değişebilirdi. İngiltere ile Fransa’nın arasının bu nedenle açılmaya başlaması, Türkiye’nin bağımsızlık konusundaki kaderini etkiledi. Fransa, İngiltere’nin kazığını yemek üzereydi; İngiltere’nin kazığını yiyen sadece Fransa da değildi. Bütün bu gelişmelerden hiç haberdar edilmemiş olan, kenarda bırakılmış olan İtalya, kendisine vaat edilen Akdeniz kıyılarının ve Ege’nin elinden alındığını, İngiltere tarafından adeta ‘satıldığı’nı öğrendiğinde, çok şaşıracak ve sinirlenecektir. İtalya’nın Millî Mücadele yıllarında Ankara hükûmetine canı gönülden olan desteğini merak edenler için hemen yazayım ki, Roma da, İngiltere’den rövanşını bu şekilde alacaktır. Ankara’nın yanında yer alarak.
Fransa’ya bırakılan topraklar küçüldükçe, daraltıldıkça, Paris de, Londra’nın yanından ayrılacak ve kısa sürede o da tıpkı İtalya gibi Ankara hükûmetiyle anlaşmayı tercih edecektir. Millî Mücadele’nin esas başarılarından biri de, eğer en önemlisi değilse, karşı cephedeki yarıkları daha en başından keşfetmek ve bu yarıkların daha da açılmasını sağlamaya gayret etmek olmuştur. Bunda da başarı tam olacaktır.
Sykes-Picot anlaşması hayat bulamadı
Sonuçta, anlaşmanın öngördüğü pek çok hüküm hiçbir zaman uygulanamadı. Bugünkü Orta Doğu, bu anlaşmanın öngördüğü şekilde değil, asıl savaşın sonlarından itibaren gelişen askerî ve diplomatik yeni duruma göre şekillendi. İngiltere aslan payını alırken, Fransa daha küçük bir payla yetinmek zorunda kaldı. Hiçbir bağımsızlık sözünde durulmadı. Paylaşım haritası tamamen ve temelinden değiştirildi.
Fakat Orta Doğu’nun sınırlarının yeniden belirlenmesinde bir hareket noktası oldu. Sınırlar, gelişigüzel ve diplomatik, siyasî ve askerî pazarlıkların sonucunda, herhangi gerçek bir temele dayanmaksızın çizilirken, her çizik zaman içinde yeniden farklılaştı. İlk hazırlandığında bölüşüm, paylaşım sınırları olabildiğince düzgün cetvelle çizilmişti. Sonra sınırlar yeniden oluşturuldu. Her geçen sürede konjonktür bu sınırları zorladı, değiştirdi. Bütün bunlar günümüz Orta Doğu’sunun sorunlarını hazırladı. Hemen herkesin fark edeceği gibi, uzun yıllarca sonu görünmeyen bir kör dövüşü işte böyle başladı, gelişti. Daha çok uzun yıllar boyunca da aynı şekilde süreceğinin işaretini her gün vermekten geri durmaksızın…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016