Dr.Sivilay GENÇ
Soru: Sevgili Sivilay Abla; daha önce bir kaç defa bu köşeden İstanbul’un fethini davulla zurnayla, havaifişekle kutlamanın görgüsüzlük olduğunu yazmıştınız. Peki, Fetih 1453 filmi için ne diyorsunuz? Filmi çekmek de mi yanlış? (Sunay Pelitli)
Cevap: Sevgili Sunay; öncelikle İstanbul’a vize almadan girebilmemizde, oturma izni almadan yerleşebilmemizde emeği geçen herkese binlerce teşekkürüm var. İyi ki İstanbul’un içinde olduğu topraklarda dünyaya gelmişim. Örneğin belediye her yıl kırk gün kırk gece süren “İyi ki İstanbulluyuz” kutlamaları yapsa ilk ben giderim, en son ayrılırım.
Diğer taratan iman ettiği dinin peygamberinin yüzyıllar öncesinden gönderdiği övgüden gözleri kamaşmış, insanlık tarihi boyunca bir şeyi en çok arzulamış insanlar listesinde en üstlerde yerini almış Genç Sultan Mehmet’in hayatı film olmaya en layık hikâyelerden biri. Yapanların eline sağlık.
Ancak biz hem bu filmde hem fetih kutlamalarında, hem Arif Nihat Asya şiirlerinde hem de ucube tarih kitaplarımızda Fatih Sultan Mehmet’i anlamıyoruz. Bugün bu soruna bir son veriyorum. İyice anlaşılması için Fatih Sultan Mehmet’i İstanbul’un bugünkü patronu ile, yani Kadir Topbaş ile karşılaştıracağım.
Filmin dediğine göre Fatih Sultan Mehmet “Ya ben İstanbul’u alacağım ya da İstanbul beni” diyor. Bunu Fatih’in söylemiş olması mümkün değil. Çünkü; Hz. Muhammed Konstantiniyye’yi alan değil fetheden komutan için “Ne güzel komutan” diyor. Bu yüzden Sultan Mehmet İstanbul’u almıyor, fethediyor. Fetih, bugün bizim yanlış anladığımız gibi “almak, ele geçirmek” değil “açmak” demektir. Genç Sultan, kendisine ve dinine kapalı olan bu güzelliği açmış ve içeri girer girmez İstanbullu olmuş. Adeta söylediği rivayet edilen sözün birinci değil ikinci bölümü gerçekleşmiş. Yani Sultan Mehmet İstanbul’u FETHETMİŞ, İstanbul da sultanı ALMIŞ.
Kadir Topbaş surları delip Konstantiniyye’ye giren kumandan olsaydı, Konstantiniyye’yi gerçekten alırdı. Askerlerine dönüp “Kimse alamamıştı, ben nasıl aldım ama. İşte sizin başkanınız bu” derdi. Şehrin adını “Kadiriyye” verir, Sivriada’nın tepesine sema eden bir anıtını yaptırırdı.
Fatih, şehrin anadilinde yani Rumca halka hitap etmiş. Kadir Bey, Artvinli aksanının kırıntısı kalmamış arı Türkçesiyle hitap ederdi.
Fatih, öyle tarih kitaplarının yazdığı gibi bin yıllık Roma İmparatorluğu’nu yıkmamış. Niye yıksın? Hazır bin yıllık bir birikim var. Tarihi kesintiye uğratmamış, bu durumu avantaja dönüştürmüş “artık bu bin yıllık imparatorluğun devamı benim” diyerek dünyaya nam salmış. Kadir Topbaş olsaydı tabelaya “since 450 / 450’den beri” yazmak yerine, bin yıllık markayı siler, eski parke taşlarını bile söküp yerine gıcır taşlar döşetirdi. (Desteksiz atmıyorum. Yüz küsur yıllık Şehir Hatları markasını atıp yerine üç beş yıllık İDO markasını getirmişliği vardır.)
Fatih Sultan Mehmet’in kendisi de oğlu ve torunu padişahlar da hiç bir zaman fethin yıldönümünde davullu zurnalı kutlama yapmamış, bunu akıllarına bile getirmemiş. Başkan Topbaş’ın ne yapacağını kestirmeye gerek yok. “İspanyada boğa güreşi var, Portekiz’de portakal savaşı festivali, Almanya’da peynir tekerleği yuvarlama şenliği var. İstanbul’un da bir şeyi olsun” deyip “gemileri karadan yürütür, akşam da milyonlarca havaifişek patlatırdı”. Zaten bu hâlihazırda oluyor.
Fatih, Ayasofya Kilisesi’ne bir ibadethane olarak değer veriyor ve başka bir din için kutsal olan mekânı kendi dininin en kutsal mekânına çeviriyor. Kilise duvarındaki Hıristiyanlık işaretlerini, zarar vermeyecek bir sıva ile kapatıyor.
Kadir Bey Ayasofya önünde düzenleyeceği basın açıklamasında “Bizans’tan kalma, zemin etütleri düzgün yapılmamış bu eski yapıyı yıkacağız. Fethe yakışır, İstanbul’a yakışır, altı otopark, çevresinde rekreasyon alanları olan yepyeni modern bir cami yapacağız” açıklamasında bulunurdu. Paint’ten terk bir grafikere yaptırdığı üç boyutlu Fetih Camii simülasyonunun üzerinde Yük. Mim. Dr. Kadir Topbaş imzası bulunurdu.
Hakkını yemeyelim. Başkan Topbaş fethetseydi İstanbul’u çok güzel çiçeklendirirdi (şimdiki gibi). Ha bir de kazan kazan tavuklu pilav ve kâse kâse muhallebi dağıtırdı.
-
Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon
Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil
Hastalıkları Mütehassısı
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2013
18.04.2013
11.04.2013
28.03.2013
21.03.2013
14.03.2013
7.03.2013
28.02.2013
21.02.2013
14.02.2013