Soru: Sevgili Sivilay Abla; dendiği gibi bu sürecin sonunda büyük barış gerçekleştirse Erdoğan da başkan olur. Bir daha da iktidardan kolay kolay inmez. Savaşan demokrasiden barışık diktatörlüğe döneriz. Hatta durum o kadar ciddi ki; sol Türk aydınlarımız yaklaşan tehlikeyle ilgili Sayın Öcalan’ın dikkatini çekiyor ve kendisinden yardım istiyor. Gerçekten sivil dikta olur muyuz? (Berat Yurtsever)

Cevap: Sevgili Berat; yine herkes Türkleri düşünüyor. Kürtleri düşünen yok. Bir kişi de çıkıp, “barış geliyor ama Kürtlerin de bir ulu önderi oluyor” demiyor. Başkanlık dediğin sayılı gün, çabuk geçer. Eninde sonunda başkanlığı biter. Uluönderlik ebediyete kadar sürüyor. Her mevzuun içinde. Her tartışmada dipdiri. Sorgusuz sualsiz sevgi ve itaat şart. Doğum günü ayrı ölüm günü ayrı gerilim sebebi.

O liberal, sol aydınlar sadece Türkler için endişelenmesin. Kürtler için de birileri dertlensin.

Âkil kum torbası

Soru: Sevgili Sivilay Abla; her gün yeni bir âkil adam listesi yayımlanıyor. Hiçbirinde sizin adınızı göremedik. Ortalıkta dolaşan listelerde sizin adınız neden yok, ve sizin de bir aday listeniz var mı?(Seher Güloğlu)

Cevap: Sevgili Seher; âkil adamlar, aksaçlılar olarak bilinen heyetler, bir sorunun çözümü için toplum adına hakemlik etmek, tıkanıklıkları açmak üzere farklı fikirlere sahip olsalar da toplumun her kesiminden insanın hakkaniyetine güveneceği insan grubudur.

Türkiye’de böyle insan yok. Bizim barış sürecinde âkil adamlık yapsınlar diye ortalıkta dolaşan listeler farklı kesimlerin hassasiyetlerinin temsilcilerinden oluşuyor. Solcuların temsilcisi, Kürtlerin temsilcisi, İslamcıların temsilcisi, liberallerin temsilcisi, bir de hukukçu olsun, iş dünyasının temsilcisi olsun, ulusalcıların gazını alacak da bir isim bulalım. E olmuşken bir de başörtülü olsun, aile fotoğrafında iyi durur. Ama çok Karadenizli oldu, az da Egeli koy. O da ne, kadın çok az. Hâlbuki barışın sahibi kadınlardır, bir tutam da kadın ekle.

Pardon ama biz böyle bir grubun seçimini iki sene önce yapmıştık. Kendilerine milletvekili diyoruz. Halkın yüzde 90’ını da temsil ediyorlar.

Genlerimiz âkil adamlık müessesesinin çalışmasına imkân vermiyor. Bu şartlarda listede olmamışım, liste yapmamışım ne gam. Ha, âkil adamlar olsun mutlaka. Onları stres topu, hatta kum torbası olarak kullanacağız. Gelen vuracak, giden vuracak. Şimdiden geçmiş olsun hepsine.

Netanyahu ile nikâh

Soru: Sevgili Sivilay Abla; İsrail Başbakan’ı Netanyahu, ağzını büze büze Türkiye’den özür dilemiş. “Üzgünüm” derken, gözleri felfecir okuyormuş. Suriye’ye müdahale için Türkiye’nin şartlarını kabul etmiş, yoksa samimi değilmiş. Bu özrü kabul etmemiz için samimiyetini görmemiz gerekmiyor mu abla?(Sümeyra Yılmaz)

Cevap: Sevgili Sümeyra; samimiyet sadece nikâhta gereklidir. Uluslararası ilişkilerde önemli olan sonuç. Netanyahu ile evlenmeyeceksen samimi olup olmadığını önemseme. Özür dilemek zorunda kaldı ya sen ona bak.

***

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

[email protected]