Elif ÇAKIR
Devlet; sivilleşme, demokratikleşme konusunda bir adım daha atarak, mevzuatlarındaki kusurlu, ayıplı, özürlü bir maddeyi daha kaldırıp çöpe attı ve kadın polislerin başörtüsü takmasının önündeki engeli kaldırdı…
Geç kalınmış bir adımdı. Hayırlara vesile olsun. Bizim ülkede demokrasi taksit taksit veriliyor. Önce devlet buna alışacak, sindirecek, kabullenecek, sonra toplumun alışmasını sağlayacak, tartışılacak, toplum buna alıştırılacak falan… Çünkü bizim ülkede olunca demokrasiyi, özgürlükleri sindirmek öyle kolay olmuyor.
Önce üniversite hocası örtünemez, öğrenci örtünsün denildi.
Sonra devlet de toplum da üniversite de hocalar da örtünebilir noktasına geldi.
Önce, tamam kadın hakim, savcı başörtülü olmasın ama avukatlar başörtülü olabilir denildi.
Bir müddet sonra hakim savcı da olamaz mı noktasına geldik.
Başbakanlığı döneminde Sayın Erdoğan kamusal alanda başörtülü çalışabileceğinin müjdesini verdi ama devletin sinir uçlarını germemek için dedi ki: “Resmi elbise giymek zorunda olan, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını, emniyet mensuplarını, yargıda hakim ve savcıları bunun dışında tutuyoruz” (Başbakan Erdoğan, 2013 yılı, demokratikleşme paketi açıklaması)
Bugünlere böyle böyle geldik.
Bugün geldiğimiz noktada…
Resmi Gazete’nin, cumartesi günkü sayısında, “Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayımlandı.
Ve…
Gazetelerimiz de laiklik tehlikede manşetleri atılmadı.
Medyamızda emniyet içerisinde başını örtecek kaç kadın polisin olduğuna dair fişleme haberleri yapılmadı.
Medyamızda eyvah Türkiye Malezya oluyor dizi-röportajlar da yer almadı.
Televizyonlarımız ülkemizin aydınlarını stüdyolarında ağırlayıp “Başörtülü polis tarafsız olabilir mi?” tuhaf tartışmalar yaptırmadılar.
Bir iki cılız ses çıkıp “tarafsızlık, polis başörtülü olur mu, bunlar hepimizi kapatmaya çalışıyor” falan dediyse de kimse dönüp bakmadı.
Hatta o kadar ki…
Can Ataklı’nın “kadın polise türban serbestisi sadece sinir uçlarıyla oynamak değil aynı zamanda devletin temeline dinamit koymak gibi bir şey” buyurmasına da “aklı başında herkesin ortak tepki koyması gerek: Türbanlı polis olamaz!” kışkırtıcılığına da pirim veren olmadı.
Tamam. Tamam. Tamam…
Bunların hepsi sevindirici gelişmeler.
Normalleşme konusunda kırk fırın olmasa da bir hayli ekmek yediğimizi gösterir.
Allah nazarlardan saklasın.
Biz gerçekten normalleşiyoruz.
Tamam, Tarhan Bey bu yönetmelik sorunlu da!
Sayın Tarhan Erdem T24’de “polis memurlarına başörtüsü serbestiyeti” getiren yönetmelik üzerine “Türban polise de zorunlu mu?” başlıklı, değişen yönetmeliğin “muhtemel tehlikelerine” dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Erdem’e göre bu yönetmelik oldukça sorunlu.
Bu yönetmelik bu haliyle “polise başörtüsü serbest” denmesine değil, “türban polise de zorunlu” algısına yol açarmış!
Diyor ki Erdem:
“Bu metin düzeltilmez ise, “türbanlı polis” kısa zamanda zorunlu hale gelecek; düzeltilirse de, polis içinde ayrımcılık yaratacaktır.”
Hani bir başkası “öküz altında buzağı” aramaya kalkışsa ve olmayan buzağıyı da “var işte” dese anlarım da Tarhan Erdem’i anlayamadığımı söylemeliyim.
Bu yönetmelik tartışılacaksa, bu mevzuatı kaleme alanlara bir eleştiri getirilecekse, yerden yere vurulacaksa o da bu yönetmeliği kaleme alan ve fakat “kadın” diyemeyip “bayan, bayan” diyenin, yazanın, hatta yönetmeliği okuyup da tashih etmeyenin “dilini eşek arısı soksun”.
***
Doğrusunu söylemek gerekirse ben Tarhan Erdem’den amasız, fakatsız daha açık bir şekilde şunu beklerdim: Olağanüstü bir süreçten geçerken dahi demokratikleşme konusunda adım atmaya devam eden, bu ülkede özellikle kadınların acılar yaşamasına sebep olmuş antidemokratik bir uygulamayı kaldıran hükümeti tebrik ve demokratikleşme konusunda teşvik etmesini beklerdim.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.07.2025
18.06.2025
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025