Ergün Diler
Pek çok kişi perde gerisinde olanları bilmiyor. Türk devletinin verdiği mücadeleyi ıskalıyor. Medya asıl kavganın bir kısmını hatta küçük bir bölümünü verebiliyor. "COĞRAFYA KADERDİR" sözünün tam karşılığı etrafımızda yaşanıyor. Ancak saldırıların, oyunların, tezgahların, kumpasların küçük bir kesiti bizlere kadar ulaşabiliyor. Kalan FLU BÖLGEDE DEVLETLER ÇATIŞIYOR. Türkiye de burada resmen yumruğu ile mücadele veriyor. Ve şu ana kadar kimse de bileğini bükemedi. Bükemez de...
Gelin perde gerisine seyahat edelim...
Daha önce yazdım.
Kaç yıl oldu hatırlamıyorum ama yine MÜCADELENİN ANA HATLARINDAN BİRİ.
Oradan ilerleyelim...
2009 yılının son günlerinde Türkiye, tarihi bir adım attı. Katar'ın enerji kaynakları, Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye üzerinden Türkiye'ye, ardından da Avrupa'ya ulaşacaktı. Bu proje ile birlikte Türkiye de bölge de güçlenecekti. Ancak rahatsız olanlar vardı. Kendi çıkarlarına uygun görmeyenler vardı.
Devreye girdiler. Kimdi bunlar? Amerika Birleşik Devletleri ile İsrail... Bu iki ülke izin vermek istemiyordu... Bu projenin gündeme gelmesinden bir süre sonra MAVİ MARMARA olayı yaşandı. Türkiye ile İsrail arasındaki gerilim DAVOS'tan sonra bir kez daha kendini gösteriyordu! İkinci büyük kırılma yaşanıyordu. Mavi Marmara ile bölgedeki sancı son bulmuyordu. Arkasından çok uzun olmayan bir süre sonra ARAP BAHARI başlıyordu. Bölge içten içe kaynıyordu... Birkaç ay içinde koca ORTADOĞU barut fıçısına dönmüştü...
Yaşanan bunca olaydan sonra TÜRKİYE'nin planı kağıt üzerinde kaldı.
Çünkü Arap Baharı, Suriye'ye de sıçradı. Ülke yangın yerine döndü. ABD ve İsrail, bu büyük projeyi engelledi. Suriye'deki iç savaşın uzun sürmesi, Irak ve Kuzey Irak'ın kaos yaşaması Türkiye'nin Katar'la planladığı boru hatlarına darbe üstüne darbe indiriyordu! 10 milyar dolara mâl olacak 2 bin kilometrelik dev bir boru hattıyla, Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye üzerinden Türkiye'ye ulaşacak hat ABD ve İsrail'in bölgede güç kaybetmesine neden olacaktı. ABD de, hemen YPG'yi ve DEAŞ'ı devreye soktu. Türkiye'nin ve bölgenin kazanmasının önüne geçildi... Kendi çıkarları için gerekeni yapıyorlardı. Bölgeyi ateşe atarak...
Bunca kaostan sonra ortalık yatıştı mı? Elbette hayır! Aradan geçen 7 yılda düzelen hiçbir şey olmadı.
Ancak Türkiye ve Katar haklı olarak yeni yollar aramaya başladı...
Katar, Bahreyn, Kuveyt, Irak ve Türkiye'den geçecek ikinci boru hattı projesi kendini iyice hissettirmeye başladı. Oluşan yeni dengenin tek amacı vardı SURİYE'yi by-pass etmekti! Ancak ABD ve İsrail buna da izin vermek istemiyordu. İkinci hattın planları bu iki ülkeyi çok ama çok rahatsız etti. Yeni oyun kurulmalı, yeni kaos başlatılmalıydı. Çok fazla vakitleri yoktu. Kartlar buna göre dağıtıldı. Sonuçlar da buna göre alınacaktı... Suudi Arabistan, yüzölçümü olarak bölgenin hakimi olduğu için Türkiye ile arasının açılması gerekiyordu.
İkinci adım olarak Katar'a abluka uygulanmalıydı. İkinci plan devreye girdiği anda, Türkiye'nin bölge ülkeleriyle arasına kara kedi gireceği biliniyordu.
Öyle de oldu. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn, Katar'ı teröre destek vermekle suçladı ve ambargo başlattı. Karar Washington ve Tel Aviv'de alınmıştı. Oyun ORTADOĞU'da ORTADOĞU'nun güçlü olmaması için kuruluyordu.
Bazıları bunu görmüyordu.
Sonuçta Türkiye'nin eli kolu bir kez daha bağlandı. Gelişmeler sürerken ABD-İSRAİL hattı KUZEY IRAK'ı da TÜRKİYE'den kopardı. Böylece ikinci boru hattı güzergahı da işgal edildi. Artık Türkiye ve Katar için tek seçenek vardı. O da Katar, İran ve Türkiye hattı. Bu planın devreye girmesi için bazı adımlar atıldı. Rusya da buna karşı değildi. İşte o günlerde Türkiye ve İran'ın merkezinde davalar gündeme geldi. Nerede? Amerika Birleşik Devletleri'nde... Rıza Sarraf olayının bir tarafı buydu! Dünya medyası bu davaları izlerken İRAN'da da ayaklanma provası başlatılıyordu... İki ülke kendi çıkarlarını korumak için akla gelmeyecek oyunlar kuruyordu...
Bazı isimler İran'daki ayaklanmanın başarılı olmadığını düşünse de bu kesinlikle büyük bir yanılgıydı. ABD, ayaklanma provasıyla İran'ın yumuşak noktalarını öğrendi. Türkiye ile İran'ın arasının açılması için bir adım daha gerekiyordu. Bunu nerede ve nasıl atabilirlerdi? Düşündüler!
SURİYE topraklarında bu gerçekleştirilebilir miydi? İran- Suriye yakınlığı düşünülerek atılan adımlar sonucu Türkiye ve İran karşı karşıya gelebilir miydi? Bütün hesap buydu. Kendi çıkarları için bölgedeki bütün aktörleri kavga ettirmek istiyorlardı... Herkesin yumuşak karnını kullanarak... İran AFRİN operasyonu için karşıda bir pozisyon alır gibi olmadı değil! Eğilim gösterdiler! Tepkiler bunu işaret ediyordu...
Önümüzdeki günlerde Türkiye ile İran'ın arasının daha da açılması için yeni oyun işleme konulacak. Bu net! Bu da başaralı olursa, Türkiye-Katar boru hattı tarih olacak. Rusya da bu projeye sıcak bakmıyordu. Ancak Türk Akımı ile Rusya'nın itirazları son buldu. Putin'in bu projeye karşı çıkmaması, yeni dönemde bölgenin daha da sertleşeceğini gösteriyor. Çünkü ABD, Avrupa'nın enerjisini kontrol edemediği anda, Süper Güç konumu sorgulanır. Bunu Washington'daki her yetkili son hücresine kadar biliyor.
Arabistan, ABD ve İsrail'le ortak bir noktada buluşup ilerlemeye başladı. A grubu Rh (+) POZİTİF'e B grubu Rh (+) POZİTİF kan vermeye benziyor.
Kimyanın bunu kabul etmesi zor. Bugün için sorunlar sisler ardında kalabilir ama zamanla ortaya çıkacaktır. Elbette ABD o günün de planını hazırlamaya başladı... Defalarca yazdığım gibi Ortadoğu, ABD'nin hiçbir surette vazgeçemeyeceği bir bölgedir. Her anlamda... Eğer ABD, Ortadoğu'dan vazgeçmek zorunda kalırsa tarihin en önemli savaşlarından biri bu bölgede başlar ve kaç ülkeyi içine alır bunu kimse tahmin edemez. Kaybedecekleri an kaybettirmek isterler! Washington'ın en önemli konumlarında görev yapan isimlerin tek bir özelliği var. O da Ortadoğu konusunda uzman olmaları. Bugün Arapça bilmek, Washington'da zengin ve güçlü olmak için yeterli. Çünkü Washington'da her plan, Arapça diline çevriliyor.
Peki bütün bunlar olurken Rusya ile ABD'nin arası iyiden iyiye açılır ve karşı karşıya gelir mi? Mümkün! Ama bu ortak bir yol bulana kadar sürer! Türkiye ile Rusya arasında JET KRİZİ yaşanırken Moskova el altından Washington'a mesaj yolluyordu.
Türkiye manevra yapmasa iki ülke arasında kalabilirdi. Rusya bölgede asla ve kat'a ABD ile çatışma noktasına gelmez, gelemez! Türkiye ile de jet krizi dönemlerine dönmek istemezler! Türkiye ile sınırı olan Rusya, bugün için ABD'yi rahatsız edecek adımlar atıyor. Suriye'de bunu görmek mümkün!
Öte yandan ABD, İRAN ile ilgili planlarını yaşama geçirmek için var gücüyle uğraşmakta. YPG'nin de DEAŞ'ın da gönderilen silahların da bir bölümü bu iş için kullanılacak... İRAN'ın hem Türkiye ve Katar ile olan yakınlığı hem ÇİN ile olan omuz omuza pozisyonu Washington'u rahatsız etmekte.
Kendi çıkarları için ORTADOĞU'da olabilmeleri ve kalabilmeleri için bu İTTİFAKI bozmak isteyecekler... Suriye'de TÜRKİYE ile İRAN'ı karşı karşıya getiremezlerse arkasından TERÖRÜ KULLANARAK İRAN'ı taciz edecekler... İran'ın zayıflaması, kontrol edilir hale gelmesi en çok RUSYA'yı yaralar. Buna izin veremezler, vermek istemezler... Ancak oyun bu yöne doğru kayıyor!
Hem de hızla!
İŞTE BU DENKLEMDE TÜRK DEVLETİ SİLAHLARINI SAHAYA SÜRDÜ! ORDU SURİYE'ye girdi ve kasırga gibi ilerlemekte... ABD gönderdiği silahların bir bölümünü FIRAT üzerinden KUZEY IRAK'a doğru çekti. Çekmek zorunda kaldı! Komutanları da oralarda gezinmekteler... Ancak TÜRKLER'in SURİYE'nin BATISINDAKİ yürüyüşü devam edecek. Ve DOĞU'ya doğru kayacak... TERÖR üzerinden oyun kuran ABD-İSRAİL şimdi ordusuyla milletiyle oyun bozan bir TÜRKİYE ile karşı karşıya... Burası ORTADOĞU! Güçlüler yaşar! Ayakta kalanlar güçlüdür!
TÜRKİYE de gücünü gösterdi ve gösterecek de... OYUN NASIL KURULUR HERKES GÖRECEK! Ayakta kim kalır bilinmez ama BAŞROLDE TÜRKİYE olacak. Bundan emin olun! Gerisi onların problemi!.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2018
31.10.2018
30.10.2018
25.10.2018
24.10.2018
23.10.2018
18.10.2018
12.10.2018
11.10.2018
10.10.2018