Erol KATIRCIOĞLU
Herakleitos’un “Aynı nehirde iki defa yüzmek imkansızdır” lafına en çok sahip çıkan siyasetin solundaki bireyler olarak, çoğu zaman bunun tersini yapıp her şeyin akış halinde olduğunu, sürekli bir değişim yaşadığımızı unutup, değişime aldırmaksızın aynı şeyleri yapıp duruyoruz.
Oysa herşey gibi Türkiye de değişiyor. Toplum dünün toplumu değil. Siyasetin aktörleri değiştiği gibi söylemleri de değişiyor. Eski tüfekler gitmeye hazırlanırlarken gençler sahnelere yerleşiyor. Yeni yazarlar, yeni sanatçılar, yeni hocalar, yeni siyasetçiler, yeni işçiler ortaya çıkıyor. Kısacası hayat yeni dalgalarla akıp gidiyor.Ve bu akıp giden dalgaların, doksan yıl önce sabitlenmeye çalışılan (gerektiğinde darbelerle tahkim edilerek oluşmuş) bir yapının bütün duvarlarını söküp götürmekte olduğunu görüyoruz bugün. Klişe de olsa “ezberlerin bozulduğu” ve hatta her geçen gün “yeniden bozulduğu” bir ülke Türkiye. Yavaş da olsa yavaş gibi görünse de bu böyle... Bu gelişim ve değişim yolunu biz kendi hayatlarımızdan, kendi yakın çevrelerimizden en çok anlayabiliriz. Yüksek siyasette her değişim yeni yıkımlarla ele ele gidiyor. Çünkü bizim gibi aralarında derin ayrılıklar olan kimliklerin bulunduğu ülkelerde yüksek siyasetteki her değişim (mesela seçim gibi) yeni kırılmalara, yeni farklılaşmalara neden oluyor. Bunu biliyoruz.Bugünlerin ayrılık konusu ise yine bir seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi.
Nasıl bir Cumhurbaşkanı olmalıdan tutun, birinci turda nasıl davranacağımıza, ikinci turda kimlerle ittifak yapmamız gerektiğine kadar yeni sorular etrafında yeni kırılmalar oluyor. Ve anlaşılan olmaya da devam edecek. Bugünün barış ve demokrasi konularının en çok Kürt siyaseti ve ona destek veren sol ve demokrat siyasetler bakımından önemli olduğunu unutarak acaba Kürtler AKP ile mi davranacaklar diyerek bu siyasetler üzerinde baskı oluşturanlar, aslında Türkiye’nin de Kürtlerin de sol ve demokrat siyasetlerin de değiştiğini görmeyenler ya da görseler de eski alışkanlıklarıyla yine “öncülük” etmek misyonunu kendinde görenler bence yanılıyorlar.Yanılıyorlar çünkü, Kürt siyaseti bir zamandan beri sol ve demokrat siyasetlerle rezonans içinde “Türkiyelileşme” adıyla tanımladığı çok önemli bir strateji değişikliği yaptı.
Bu strateji silahların bırakılacağı, demokrat bir siyaset çerçevesinde bütün mağdur kimliklerin taleplerini kendi içinde taşıyan ve bu nedenle de onların da muhalif enerjilerini kendi enerjilerine katarak ülkeyi kökten değiştirecek yeni bir dinamik yaratmak amacında. Bu durum dünden farklı bir durum. Çünkü bu ülkenin sol cenahında özgürlük, eşitlik ve demokrasi konusunda hassasiyetleri olan kesimler için artık yeni bir kerteriz noktası var. Bu kerteriz noktasının adı da HDP, yani Halkların Demokratik Partisi. Bu girişim, oluşmuş, bitmiş, tamamlanmış bir oluşum değil. Aksine daha yeni yeni oluşmakta. O nedenle de bugün için HDP’nin varlığını önemsemeden, adım atmanın, dünyanın da Türkiye’nin de değiştiğini, değişmekte olduğunu görmeden eski alışkanlıklar içinde sanki değişim hiç olmamış gibi davranmaktan öte bir anlamı yok.
Oysa önümüzdeki Türkiye’nin sahiden de “yeni” mi olacağı yoksa “eskinin tekrarı” mı olacağını henüz bilmiyoruz. Sahiden “yeni” bir Türkiye, demokrasisinin sınırlarını, Kürtlerin ayrılık taleplerini dahi tartışabilmeyi içerebilecek kadar geniş tutabilen bir Türkiye olacaktır. Akıntı böyle bir demokrasiye doğru hızlanmışken, herkesin katkısını değerli görerek desteklerini istemek de tabii ki HDP’ye kalmış bir mesele.
ÖZGÜR GÜNDEM
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025