Etyen MAHÇUPYAN
Seçimin galibinin kim olduğunu anlamanın bir yolu da, seçim sonrasında siyasi gündemin kimin kararına ve iradesine bağlı olarak oluştuğuna bakmak...
Herkes bir balkon konuşması beklediğine ve bu konuşmada istenen ‘yumuşamanın' ortaya çıkmamasını siyasi analizin merkezine oturttuğuna göre seçimin galibi belli. Önümüzdeki dört ayın dizginleri AKP'nin elinde ve diğer aktörlerin tavrı iktidarın ne yapacağına ve nasıl yapacağına bağlı olarak ortaya çıkacak. Ancak bu güç ille de iktidarın doğru davranacağını garanti etmiyor. Hatta bu gücü yanlış değerlendirerek hatalı bir yola girmesi belki daha büyük ihtimal. AKP'nin durumu nasıl değerlendireceğini ve ne tür bir strateji izleyeceğini bilmiyoruz. Ama herhalde kesin olan bir şey var: Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olacak. Bunun dar kalıplara indirgenmiş siyasi hesaplarla ya da tam aksi yönde ülkenin âli menfaatlerinin dikkate alınması ile ilgisi yok. Türkiye tarihinde hatta ezelden bu yana Anadolu tarihinde ilk kez halkın oyuyla bir başkan seçilecek ve o kişi bu özelliğiyle tarihe geçecek. Yaşanan toplumsal dönüşümün ve halk hareketinin ürünü olan, çeperin merkezi yeniden inşa etme ve cumhuriyeti meşru temeller üzerinde yeniden kurma misyonunun taşıyıcılığını rakipsiz bir biçimde yapan Erdoğan'ın bu şerefe talip olmaması düşünülemez.
Diğer taraftan açıktır ki Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı, var olan Anayasa'yı ve yargı kurumunu düşündüğümüzde bir dizi hukuksal çatışmanın bizi beklediğini söylüyor. Cumhurbaşkanı ile uyumlu çalışacak bir başbakan tercihi de çözüm olmayacaktır, çünkü gündelik siyasete karışan bir cumhurbaşkanı kategorik olarak Erdoğan karşıtlığı üzerinden muhalefet koalisyonun ayakta kalmasını ve yargıyı tahrik etmesini mümkün kılar. Dolayısıyla Erdoğan'ın stratejik hamlelerinden biri müstakbel başbakanla olan ilişkiyi arka planda tutmaya çalışmak olacaktır. Bir başka hamle geleceğe hitap eden, reformları sahiplenen, siyasetçilere cesaret veren bir söylemi sahiplenmesi ve kendisini geçmiş kavganın üzerine taşımasıdır.
Ancak bütün bunlar cumhurbaşkanı olduktan sonra ortaya çıkacak alternatif adımları ifade ediyor. Oysa asıl stratejik tercih cumhurbaşkanlığına gidilen şu kısa yolda partinin ve kendisinin önünde duran ikilemin nasıl ele alınacağıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse bu ikilem şu: Seçim sürecinde Erdoğan kendisine yönelen tehdidi bir fırsat olarak kullandı, gerilimi sertleştirdi, ayakta tuttu ve ortaya çıkan kutuplaşma sayesinde kendi tabanını potansiyel olarak belki de en üst seviyede konsolide etti. Seçimi kazanmasıyla birlikte kendisinden beklenen güvenlik ortamını yeniden tesis etmesi, yani tehdidi ortadan kaldıracak adımları atması. Ama bunun apaçık sonucu, cumhurbaşkanlığı seçimine giderken bir tehdit varsayımını kullanma şansını elinden kaçırması ve mücadeleyi nispeten yumuşayan bir ortamda kabul etmesi. Ne var ki yumuşayan bir ortam idari ve hukuki prosedürlerin yeniden işlemesini, yani örneğin yolsuzluk dosyalarının da açılmasını ima eder. Bunu istemediği takdirde, hükümetin söz konusu soruşturmalara mukabil soruşturma açması ve önümüzdeki bir aylık süreyi bunun için kullanması gerekir. Diğer bir deyişle hükümetin sırtını dayayabileceği bir yargı mekanizmasını garanti etmesi lazım… Ancak bu gereklilik cumhurbaşkanlığı seçimine Erdoğan'ın istediğinden daha sakin bir atmosferde gidilmesi demek ve kucaklayıcı bir duruş ve dilin inandırıcı kılınması için fazla bir zaman yok. Kısacası yerel seçimlerde kullanılan atmosferi ve stratejiyi yeniden üretmek pek mümkün gözükmüyor. Tehdidin devam ettiğine dair inandırıcılık azalacak ve eğer gerilim bizzat Başbakan eliyle zorlanırsa bunun oy kaybı şeklinde bir bedeli olacak. Çünkü muhafazakâr toplum çatışmadan hoşlanmıyor ve ancak AKP ve Başbakan'a dışarıdan bir tehdit olduğuna kani olursa çatışmayı normal buluyor.
Başbakan için ideal durum tehdidin devam etmesi ve bunun toplum tarafından görülmesi olurdu. Öyle bir durumda Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını ilk turda bile engellemek zor. Ama muhalefet basiret gösterir ve böyle bir hata yapmazsa Başbakan bu ikilemle karşı karşıya kalacak ve zorlanarak girilecek yol belki de çok hayırlı olacak. Çünkü hem halen yaşanmakta olan gerilime bir ara verilecek, hem de Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı kampanyası barışçı, reformcu ve kuşatıcı bir dil üzerinden yapılmak zorunda kalınacak. Bu toprakların ilk kez halk tarafından seçilecek bir cumhurbaşkanı aradığı süreçte, belki hem muhalefet hem de iktidar bu olgunluğu gösterebilirler.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023