Sevgili dostlar malum bu siyah beyaz meselesi ABD patentli bir nitelendirme. Uzun süre beyazlar siyahlara sıkıntı verdiler, ikinci sınıf insan muamelesini onlara reva görüler.

Sonra ayrımcılığı andıran bu kavram mecaz anlamıyla dünya literatüründe yer aldı.

Beyaz Türkler, Beyaz Kürtler…derken bir de Beyaz Aleviler çıktı. Bunların ortak özelliğine bakıldığı zaman ait olduğu halkın %5-%10’unu teşkil ederler. Kendini Birgili ve entelektüel kabul ederler. Halk adına konuşurlar halkın değerlerinden, dertlerinden bihaberdirler. Vs.

Beyaz Türkler,

Bu halka bidon kafalı dediler,

Bir profesörün ve bir çobanın oyu aynı olur mu dediler,

Halkın dinini düşüncesini demode olarak gördüler,

Layıklık teraneleriyle Anadolu insanının diniyle diyanetiyle uğraştılar, bu memleketin kaymağını yediler. En üst kademelerinde bürokrat olarak çalıştılar, vekil oldular…vs.

Ya beyaz Kürtler, başta aşiret ve şeyh unvanlarıyla ön plana çıktılar daha sonra Türk ağabeylerini taklit ederek her şeyden önce dine karşı mesafeli durdular, sekülerizmi düstur edinerek Kürt halkı üzerinde hegemonya kurmaya çalıştılar.

Öyle değerlerinden koptular ki Kürt demeye bin şahit lazım, tabi bu arada Kürtçeyi de unuttular. Bu sefer halktan farklı olduklarını ortaya koymak için edebi bir dil uydurdular, ne konuştukların anlamakta zorlanıyoruz.

Şimdi de beyaz aleviler çıktı,

Malum 1-2 yıldır Hükümetin açılımlarıyla Alevilerin varlığı gün yüzüne çıkıyor. Nice çalıştaylar yapıldı, Sünniler de bu sorun çözüldü çözülecek diye sevinirken bir de ne görelim bu tür çalışmalara “Alevisiz Alevi açılımları” diyen farklı bir alevi kesimi çıktı.

Bu çalışmaları küçümsüyorlar, bu işin sağında solunda yer almayacaklarımızı, Hükümetin kendilerini oyaladıklarını ileri sürüyorlar.

Gelmiş Alevi vatandaşlarımız güya bize Aleviliği anlatacaklar, tutturmuşlar; “efendim ben istersem taşa taparım, istesem muza, kimi ne ilgilendiriyor?” Bir başkası, “belki ben ateistim seni ne ilgilendiriyor?”

Anlaşılan şu ki bunlar da beyaz Türkler, Beyaz Kürtler gibi Alevi inancından uzaklaşmış Beyaz Aleviler olsa gerek.

Ya sevgili dostlar inancımızla barışık olmak bize ne sıkıntı veriyor. Pir Sulatan Abdal’ın bir sözü var “kıl beş vaktini koma kazaya”, “zaman yaşlandıkça Kur’an gençleşiyor”

Nerede kaldı bu hakikatler? Gelin inancımıza özümüze dönelim. Aleviliğin aslını hayata geçirelim ne desiniz? Ben Alevi kardeşlerimizin inançları çerçevesinde kendini ifade edeceklerine ve Alevisi, Sünnisi ortak değerler etrafında birleşerek ve vatandaşlık kavramı çerçevesinde huzurlu mutlu yaşayacağımıza inanıyorum.

Ben Aşık Veysel’in şiirleriyle mırıldana mırıldana yaşadım, yanık Türküleriyle efkarlandım, eline beline diline sahip çıkmak gerektiği nasihatinden marifet aldım.

124 bin Peygamber 313 Resul Allah var, Ahret günü var dediğine göre, ebedi hayatta insanlar bireysel olarak sorumlu olduğuna göre kendimizi hesaba çekelim.Hepimiz bir peygamberin soyundan geliyor Hz. Adem’in çocukları değil miyiz? Bir ara bizi maymunlaştıran o evrim sevdalıları nerede?

Huda Hak, Ahret Hak, Hesap Hak, cennet ve cehennem Haktır. Üç günlük dünya forsu uğruna hakikati elinin tersiyle itmek ne derece doğru acaba?