Fehim TAŞTEKİN
İran İslam Cumhuriyeti Mahsa ‘Jina’ Emini’nin öldürülmesiyle başlayan ve kadınların yaratıcılık kattığı isyan karşısında boğun eğiyor, esnemek zorunda kalıyor. Kırılmamak için, kuru bir dal gibi.
İran Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri, kadını aşağılayıcı uygulamalarıyla yıllardır öfkeyi bileyen İrşad Devriyesi’nin (ahlak polisi) feshedildiğini duyurdu. Ayrıca Meclis ve Devrim Yüksek Konseyi’nin başörtüsünü zorunlu kılan yasayı gözden geçirmekte olduğunu ve sonucun 15 güne açıklanacağını belirtti. Örtünme zorunluluğu devrimden 4 yıl sonra 1983’te getirilmişti. Dayatılan İslami yaşam formunda bir gedik açıldı ve bunun burada durmayacağı öngörülebilir.
Yer yer işçiler grevleriyle, esnaf kepenkleriyle sürece omuz veriyor. Farslar, Türkler, Kürtler, Beluçlar, Araplar, Gilanlar ve diğer etnik gruplar değişim talebine ortak oluyor. Zahedan’da ‘çadorlu’ kadınlar bile sokaklara döküldü. Ama yine de müesses nizam faturayı kesebileceği ya da sorunun kaynağını örtebileceği “günahkârlar” arıyor. Dini liderin yanı sıra Devrim Muhafızları ve Besic komutanları isyandan haris dış güçleri, dahili hainleri ve aldatılmış gençleri sorumlu tutuyor. Besic Komutanı General Golam Rıza Süleymani, “Olayların arkasında 47 yabancı istihbarat teşkilatı var” iddiasında.
Elbette isyanı değerlendirmek için fırsatı kaçırmayacak ABD ve İsrail’in yanı sıra Körfez blokundan ülkeler var. Azerbaycan üzerinden “Güney Azerbaycan” gündeminin ısıtılması, Irak Kürdistanı’nda üslenmiş İranlı Kürt partilerin hareketlenmesi, Pakistan-Afganistan sınırlarıyla paydaş Belucistan’dan Sünni damarların kabartılması dış müdahale senaryosuna alan açıyor. Fakat çatışma görüntüsünün öne çıkarılması bir korkutma ve konsolidasyon taktiği olarak müesses nizamın işine yarıyor. Bakıldığı zaman 469 göstericinin öldürüldüğü olaylar sırasında güvenlik güçleri de 61 kayıp vermiş. Kayıpların yarısının Kürdistan ve Belucistan’da olması sürecin silahlanmaya evrilebileceği noktalara işaret ediyor. Bu verileri unutmadan fotoğrafın tamamına bakmak gerekiyor.
ÇİFT YÖNLÜ TAKTİK: GÜÇ VE MERHAMET GÖSTERİSİ
İran özellikle Kürt bölgelerindeki gösterileri bir kaos senaryosu olarak ele alıyor. Ve komplonun unsurları olarak Irak Kürdistanı’nda barınan İran Kürdistan Demokrat Partisi (İDKP), İran Kürdistanı Devrimci Emekçiler Topluluğu (Komele) ve Kürdistan Özgürlük Partisi’ni (PAK) işaretliyor. Bu grupları ABD, İsrail ve Körfez destekli terör örgütleri olarak niteliyor. İran yönetimi 1979 devriminden hemen sonra 4 yıl süren silahlı isyan halinin tekrarlanacağına dair komploda Kürdistan topraklarının silah ve milis sevkiyatında kullanılacağı tezini işliyor. Hatta kullanıldığını...
Kürt kentlerine yaklaşım iki türlü: Bir tarafta sert güç diğer tarafta kamu diplomasisi.
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi 5 ay sonra ikinci kez Sine’ye gitti. Bir Kürt şehri bir cumhurbaşkanını bu kadar sık görmemişti. Reisi bir su projesinin açılışını vesile yaptı. Din adamlarıyla buluştu, Sünni imamın arkasında namaza durdu, esnafla selamlaştı. Bu görüntünün ne kadar işe yaradığını bir dükkanın önünden yansıyan görüntüler güzelce anlatıyor. Dükkan sahibi, Reisi’ye hürmeten ikramda bulunurken kadın müşteri cumhurbaşkanını umursamadan sırtı dönük işine bakıyor. Dükkan sahibi de sonradan halkı incittiğini belirtip özür diledi. Bu kadar!
Reisi Kürdistan halkının yine komploları boşa çıkaracağı mesajı verdi. Ancak İçişleri Bakanı Ahmet Vahidi aynı kente 11 Ekim 2022'de devletin gücünü göstermek için gitmişti. Kürt kentleri ağır güç çemberi altına alınıyor. Dahası Irak sınırlarına askeri güç yığılıyor. Tesnim ajansı “Devrim Muhafızları ayrılıkçı grupların sızmalarını önlemek için İran'ın batı ve kuzeybatı sınırları boyunca zırhlı ve özel birlikler konuşlandırdı” haberini geçti. İKDP kaynaklarına göre de Serdeşt, Bane, Piranşehr ve Hevraman taraflarında sınırlara kara ve füze birlikleri konuşlandırıldı.
İRAN’IN SALDIRILARI
Tahran, İran’a dış müdahalenin ana üssüne dönüştüğü senaryosuyla şiddetini Irak Kürdistan Bölgesi'ne yöneltiyor. 16 Eylül’de başlayan gösterilerin sönümlenmeyeceği anlaşılınca 28 Eylül’de Irak Kürdistanı’ndaki Koye, Kalazide ve Pirde’deki karargah ve üsler füzelerle vuruldu. 16 kişi öldü, 58 kişi yaralandı. 14 Kasım'da bir saldırı daha oldu, 3 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. 20 Kasım'da tekrarlanan saldırıda 1 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. 22 Kasım'da insansız hava araçlarıyla Erbil-Kerkük arasında PAK üsleri hedef alındı. Hava saldırıları nedeniyle İKDP’nin kullandığı Koye karargâhı boşaltıldı. Burası sınıra 200 km mesafede. Araçla 3 saatlik bir yol. Saddam zamanında tahsis edilen bir yer. Buraya ‘kale’ diyorlar. Saddam 1980’de İran’ı işgal ederek savaşı başlatmıştı. ABD’nin koordinatörlüğünde Körfez ülkeleri Saddam’ı finanse ediyordu.
Iraklı Kürtler, İran’ın desteği ile Saddam’a karşı; İranlı Kürtler de Saddam’ın desteğiyle İran’da yeni kurulan İslami rejime karşı direniyordu. İki yakanın Kürtleri yaslandıkları taraflar açısından ters düşmüştü. Irak Kürdistan Demokrat Partisi, İslami rejimin karşısında İKDP’nin hezimete uğramasına da ortak olmuştu.
ERBİL’E ÜLTİMATOM, BAĞDAT’A EV ÖDEVİ
İran Dışişleri Sözcüsü Nasır Kaani, Kürdistan sınırlarından İran’a silah ve ekipman sokulduğunu, isyan sırasında bunların güvenlik güçlerine karşı kullanıldığını öne sürüyor. Silah kaçakçılığından ABD ve İsrail de sorumlu tutuluyor. Bu gerilimin geçmişi var. Şubatta İran'ın batısındaki Kirmanşah kentinde Devrim Muhafızları'na ait SİHA üssü saldırıya uğramıştı. İran'a göre saldırı İsrail tarafından gerçekleştirildi. Bu olaydan birkaç hafta sonra İran, Erbil'in yakınlarında İsrail tarafından kullanıldığını öne sürdüğü bir binayı balistik füzelerle vurarak intikam almıştı.
İran, İranlı Kürt grupları bombalarken Erbil’e de bir ültimatom verdi: Bu gruplar silahsızlandırılacak, partiler sivil hareketlere dönüştürülecek, kamplar Kürdistan’ın iç bölgelerine taşınacak ya da buna razı gelmeyenler başka ülkelere gönderilecek. Sürgün adresi olarak akla gelen ülke Arnavutluk. Halkın Mücahitleri Örgütü’nün Irak’tan sonra ikinci adresi Arnavutluk olmuştu.
2003’teki işgal sonrası Irak’ta Şii milislerin hedefe koyduğu Eşref Kampı, Tiran’a taşınırken ‘seçilmiş mücahitler’ ABD’ye götürülmüştü. Bazıları 2005-2008 arasında Las Vegas’ta Müşterek Özel Operasyonlar Komutanlığı tarafından askeri eğitimden geçirildi. Bazıları Mossad’ın finansmanıyla 2007’de en az 5 nükleer bilim insanına suikast düzenledi. Halbuki Halkın Mücahitleri ABD’nin terör örgütleri listesindeydi. Kara dosyadan çıkıp ‘kullanışlı örgütler’ listesine yazıldılar!
BAĞDAT VE ERBİL’İN ÇÖZÜM PLANI
Tekrar Kürtlere dönersek, Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani 15 Kasım’da Bağdat’taydı. Iraklı yöneticilere beklentileri iletti. İddia o ki alınması gereken önlemlerle ilgili 10 günlük süre tanındı. Kara harekatı başlatma tehditleri de bu pazarlığa eşlik etti. Bu yüzden Bağdat ve Erbil arasındaki trafik hızlandı. Kürdistan Başkanı Neçirvan Barzani bir haftada iki kez Bağdat'a gitti. Irak Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye ve İran’ın askeri operasyonlarını görüşmek üzere 23 Kasım'da toplandı. Oturuma Peşmerge Genelkurmay Başkanı İsa Aziz de katıldı. Ayrıca parlamentoda bu konuda özel bir oturum düzenlendi. Bu görüşmelerde sınırların kontrol altına alınması kararı çıktı. Kürdistan 24 kanalına göre Erbil ile Bağdat 3 bin sınır gücü görevlisinin Irak-İran sınırına konuşlandırılması konusunda anlaştı. Ardından çiçeği burnunda Başbakan Muhammed Şia el Sudani, 28 Kasım’da çantasında bir güvenlik planıyla Tahran’a gitti. Plana göre İran sınır hatlarında onlarca kontrol noktası kurulacak. Buralarda Irak sınır muhafızları ve Peşmerge birlikte görev alacak. İranlı Kürt gruplar kontrol altına alınacak. Bu gruplara Kürdistan hükümeti ya da partilerinden destek sağlanmayacak.
Sudani, İran’a yakın Koordinasyon Çerçevesi’nin başbakanlığa getirdiği ve Tahran’ın terslemek istemeyeceği bir isim.
Sudani, Irak topraklarının komşu ülkelerin güvenliğini istikrarsızlaştırmak için bir sıçrama tahtası olarak kullanılmasına izin verilmeyeceği mesajını Tahran’da da tekrarladı.
Neticede ne oldu? Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan’a göre Irak bu grupları sınırdan uzaklaştırma ve silahsızlandırma sözü verdi. Daha kritik mesaj dini lider Ali Hamaney’inkiydi. Sudani’ye "Tek çözüm Irak merkezi hükümetinin yetkilerini bölgelere de genişletmesidir" dedi.
İşin doğrusu ne Türkiye ne de İran sınırlarını askeri noktalar oluşturarak tamamen kontrol altına almak mümkün. Dağlık bölgeler olduğu için birkaç tabur askerle geçişleri kapatmak durumu çok değiştirmez. Ama değişen başka bir şey var: Kürdistan’ın daha fazla merkezin kontrolüne girmesi.
TÜRKİYE-İRAN’IN ÇAKIŞTIĞI ALAN
İran da Türkiye de kendi Kürt sorununu çözmeyip Irak’a ihraç etti. 1990’larda Kürdistan yönetimi, İranlı gruplarla sözlü bir anlaşma yapmıştı. Buna göre Kürdistan’da barınmalarına karşılık İranlı Kürtler İran içinde silahlı faaliyet yürütmeyecekti. Fakat son dönemlerde İran içindeki askeri kampların yeniden aktif hale getirildiği söyleniyor. Kürt partilerin silahlı senaryoya da hazırlandığı düşünülüyor. Her ne kadar İKDP “gösterilerin silahlı mücadeleye dönüşmesini isteyen tarafın kendileri değil mollalar rejimi olduğunu” savunsa da... Türkiye ise PKK’ye karşı operasyonlarına yer yer Iraklı Kürt partileri de ortak etti. İki ülke de Kürdistan Yönetimi’ni sıkboğaz ediyor. İran eskiden Erbil ve Süleymaniye üzerinde var olan etki kapasitesine, Kürtlerin ortak olduğu Bağdat’taki yeni siyasi yapı üzerinden devşirebildiği ‘merkez baskısını’ da ekledi. Kürdistan yönetimi 2003 sonrası yeni Irak’ın kurucu ortağı olsa da kendi güvenlik alanını merkezle paylaşmıyordu. Şimdi statükonun değişmesi bakımından taviz veriyor. Daha önce Türkiye’nin operasyonlarında sivil kayıplar yaşanınca merkezi güçler ile peşmerge arasında sınır güvenliğine dönük ortak önlemler gündeme gelmişti. Ama bu girişimler bir yere varamadı.
Türkiye ve İran’ın baskıları Bağdat’ın Kürdistan üzerinde kontrol kanalları açmasına yarıyor. Belki amaç da bu. Kürdistan’ın 2017’de bağımsızlık referandumuna gitmesi karşısında İran ve Türkiye, Bağdat’la işbirliği ile bu iradeyi boğmuştu.
Sonuç olarak İran, Irak Kürdistanı’nda merkezin kontrolünü artıracak çözümleri dayatıyor. Türkiye de Suriye sınırında durmayıp 30 km derinliğinde kurulacak bir tampon bölgenin efendisi olmak istiyor. Ayrıca Ovaköy’den Şengal, Tel Afer ve Musul’a inen bir başka kontrol alanı düşlüyor. Yani Kürdistan’ın statüsü bir kez daha iki bölgesel gücün tırpanı altına giriyor.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025