Fehim TAŞTEKİN
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Amerikan çıkarlarına hizmetinden sual edilmesi olacak iş değil. Başkan Joe Biden’ınki ne inatmış öyle; mühim bir müttefike Oval Ofis’te bir pozu çok görüyor. NATO’nun güney kanadı deyince emlak değeri tavan yapan Türkiye’nin hiç mi hatırı yok! 10 Aralık 2002’de, tam olarak Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) iktidara gelişinin 23’üncü gününde, daha başbakanlık koltuğuna oturmadığı halde AKP Genel Başkanı sıfatıyla Beyaz Saray’da Başkan George W. Bush tarafından ‘dost’ ve ‘müttefik’ olarak ağırlanmışken aradan geçen 22 yılda Afganistan’dan Irak’a, Libya’dan Suriye’ye, Kafkasya’dan Ukrayna’ya kadar ABD’nin bütün kirli müdahalelerine ortaklık sunduktan sonra bu denli nankörlük sarayın dehlizlerinde çıldırma nedeni olmalı. Tek taraflı duyurulmuş ama Beyaz Saray’dan hiç teyit edilmemiş 9-11 Mayıs’taki ziyaret planının ertelenmesi ya da iptal edilmesi “Oval Ofis” düşleyenlerin ofislerine epeyce kükürt basmış olabilir.
***
Doğrusu göreve geldiğinden beri Erdoğan’la NATO zirvelerinde bile ikili görüntü vermekten imtina eden Biden’ın ‘incitici’ tutumunda İsveç’in NATO'ya alınmasının önündeki engelin kaldırılmasıyla hızlı bir değişim bekleniyordu. F-16 paketinin Kongre’den geçmesi bunun göstergesiydi. Erdoğan istediklerini almaya en yakın olduğu bir zamanda ardı sıra MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı Washington’a gönderdi. Karşı taraftan da Ankara’ya gelenler oldu. Ziyaret için hazırlıklar sürüyordu. İptal edildi, yok edilmedi karmaşası içinde bir Beyaz Saray sözcüsü Reuters'a, "Erdoğan'ı karşılıklı olarak uygun bir zamanda ağırlamayı dört gözle bekliyoruz ancak programlarımızı uyumlu hale getiremedik ve şu anda açıklayacağımız bir ziyaret yok" diyerek tartışmayı bitirdi.
Demek ki tarafların bu ziyaretten ne elde edebileceği konusunda koşullar olgunlaşmadı. Muhtemelen sonuç vermeyecek bir zirve siyaseten yük olarak görüldü. Belli ki Biden, Erdoğan’a iyilik yapma konusunda kendini baskı altında hissetmiyor.
Reuters’a isimsiz konuşan yetkililer ertelemeye neyin yol açtığını belirtmiyor. Diplomasi tecrübesiyle konuşanlara bakılırsa henüz ucu açık bir süreç, ziyaret kasımdaki seçime kadar olabilir de olmayabilir de. T24 yazarı Barçın Yinanç’ın çıkarımı şöyle: “Biden’ın ‘Söz verdik bir kere. Gelsin fotoğraf verelim, yetsin’ şeklinde bir tavır almaktansa, hazır Erdoğan çok sıkışmış ve işbirliğine yatkınken ziyaretten daha içerikli bir sonuç alma yoluna girdiği anlaşılıyor.”
***
Epey zamandır Erdoğan’ın çark ve “U” dönüşlerine ekonomik ve jeopolitik sıkışmışlıklar yön veriyor. 28 Mayıs 2023 seçimlerinde yakaladığı hava 31 Mart yerel seçimlerinde dağıldı. Bir umut, Washington ziyareti Londra-New York merkezli finans-kapitale olumlu sinyal olurdu. Körfez’den gelen sıcak para kurtarmıyor.
Türk-Amerikan ittifakına neredeyse kutsiyet atfedenler, aradaki uyumsuzluğa dair Erdoğan’ın Hamas’a desteği, İsrail’e verip veriştirmesi, Suriye’de Amerikan destekli SDG/YPG’ye karşı operasyon ısrarı ve Rus lider Vladimir Putin’le özel ilişkilerine çentik atıyor.
Evet “olumsuz” vurgulu bu gerekçeler göreceli ya da idare edilebilir uyumsuzluklar. Yapılan tercihlerle ilgili Erdoğan’ın mutsuzluğu, Biden’ın da tatminsizliği olabilir. Fakat uyumlu gündemin listesi uyumsuzlara baskın gelir ki bu da normalde bir ziyaret için kâfidir. Beyaz Saray’da ağırlanan her liderle tepeden tırnağa uyum gözetilmiyor ki! Uyumsuzluk konuları Biden’dan önce de masadaydı ve bunlar ziyaretlere mani olmadı. Evet iki lider arasında özel bir durum var ama seçim sathi mailinde Yahudi lobisine bel bağlayan ve İsrail’e desteğini ‘sonsuz ve sarsılmaz’ olarak kodlayan Biden, Erdoğan’ı ağırlamanın getirisine-götürüsüne bakıyor olabilir. Ya da bu ziyaretin sonuçlarını maksimize edecek şekilde gündemi yoğurmak istiyor olabilir. İşin o tarafı şimdilik bize karanlık. Fakat bu durum aradaki kara kedinin ne kadar kara olduğunu tartışmaya mâni değil.
***
Evvela şunu vurgulamak lazım: Erdoğan müttefiklerin gözünde “Eninde sonunda yola gelen” bir lider olarak görülüyor. Erdoğan’la ilişkilerden nasıl sonuç alacaklarını artık çok iyi biliyorlar. Uyumsuzlukların göreceli ya da çift kullanımlı olduğunu gösteren örnek çok.
Erdoğan S-400’leri kilitli tutarak Amerikan hassasiyetlerine boğun eğdi mi, eğdi.
Türkiye, Rusya ile açık kapı siyasetiyle fayda sağlarken aynı zamanda Batı’nın Rus mallarına erişimi için kendi ambargosunu delmesine ve mesaj trafiğine aracılık etti mi, etti.
Ukrayna’ya askeri katkıdan geri durdu mu, durmadı.
Damada ait Baykar’ın Kiev’le ortaklığı bir kenara ABD’nin Ukrayna için istediği top mermilerini AKP’li yandaş şirketler üretiyor mu, üretiyor.
Pazarlık konusu etse de Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine sonunda onay verdi mi, verdi.
Suriye’de ABD’nin SDG ile ortaklığını ulusal güvenliğe tehdit olarak görüyor; peki Amerikan oyununu bozacak adımlar atıyor mu, atmıyor?
Şam’la el sıkışmayı engelleyen faktörler aynı zamanda ABD’nin Suriye’deki tercihlerini yansıtıyor mu, yansıtıyor.
Suriye ordusunun önünde bariyer gibi duran Türk askerlerin varlığı ve silahlı muhaliflere desteğin sürmesi Amerikalıların da işine geliyor mu, geliyor.
Amerikan yönetimi, Erdoğan’ın Fırat’ın doğusunu süpürme planını Türk-Amerikan ilişkilerinde tamir edilemez hasara yol açmadan engelleyebiliyor mu, engelliyor.
Suriye’deki uyumsuzluk “idare edilebilir” düzeyde bir anlaşmazlık olarak görülüyor mu, görülüyor.
Irak’ta istikrarın bozulmaması ve Kürdistan yönetiminin altının oyulmaması şartıyla PKK’ye karşı operasyonlara ABD’nin takoz koyduğu söylenebilir mi, söylenemez.
Asya bağlantılı, Körfez çıkışlı Kalkınma Yolu’na ABD’nin desteği var mı, var.
Türkiye’nin Irak’ta rolünün artması İran’ın önünün kesilmesi açısından Washington’da da önemseniyor mu, önemseniyor.
Hamas meselesine gelince; Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler’in Filistin koluna desteğinin askeri boyutu var mı, yok.
ABD’nin Orta Doğu’daki en büyük üssü ve Merkez Kuvvetler Komutanlığı’na (CENTCOM) ev sahipliği yapan Katar’ın Hamas’a hamiliği, baskı ve müzakere mekanizmaları açısından kullanışlı bir kanal mı, evet. Benzer bir rolün Türkiye tarafından yürütülmesi ABD’yi kasar mı, kasmaz.
Müttefik ya da dost ülkeler üzerinden Hamas’ın İran’dan uzaklaştırılması, El Fetih gibi dönüştürülmesi, çatışma süreçlerinde baskılanması ve İsrail’in koşullarına doğru kanalize edilmesi ABD’nin istediği bir şey mi, şüphesiz.
Erdoğan, Hamas heyetini ağırlarken Amerikan hassasiyetlerini ve beklentilerini dikkate alıyor mu, almadığı söylenemez.
Hamas’ın Şam’dan çıkartıldıktan sonra pinpon topu gibi Doha ve İstanbul arasında gelip gitmesi ABD’ye rağmen mi oluyor, elbette değil.
Erdoğan’ın ikide bir İsrail’e atar yapması söylemden öteye geçiyor mu, geçmiyor.
İsrail’e hayat veren ihtiyaç listesi Türkiye’den temin edilirken Amerikan yönetimi bu yüksek katkıyı görmezden gelebilir mi, asla.
Artık maskeler düşerken “İsrail’le ilişkileri kestik, kesiyoruz” demek zorunda kalırken asla kesmeyeceğinden Amerikalılar da emin mi, emin.
F-35 programından atılarak uğradığı kayıplar yetmezmiş gibi F-16 paketi için dirsek eskitmeyi içine sindiren ve her halükarda Amerikan oyununda kalan bir müttefikin gürültülü diplomasisi görmezden geliniyor mu, geliniyor.
Washington’da Siyonist lobi Erdoğan üzerinde baskı kurulması için ziyarete karşı pozisyon alabilir. Ama basın toplantılarında kürsüler kurulduğunda kurulan cümleler değişmiyor, değişmeyecektir: “Türkiye değerli bir ortak.”
Bu ortaklık Oval Ofis görüntüsü olmadan da sürüyor. Haliyle Biden, “Neme lazım, şimdi gelir ‘Gazze’ der, ‘İsrail’ der, kafamızı ütüler, ne hacet var” diyor olabilir mi, muhtemelen.
***
Sonuç olarak Erdoğan’ın ABD’ye karşı lafta muarız, özde hizmetkâr sicili bu ziyareti şimdilik temin edemedi. İtibarsız bir durum. Ve de trajik. Karşı yakadan dostu Putin de bir türlü gelmek bilmiyor. Ne İsa razı ne Musa!
Belki Putin, NATO’nun temmuzdaki Washington zirvesine kadar Türk-Amerikan hattındaki cızırtılardan anlamlı bir nota çıkarır, çat kapı Ankara’ya gelir! Kim bilir, kim kestirebilir?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025