Fehim TAŞTEKİN
Suudi Arabistan 33 ülkeyle birlikte teröre karşı İslami cephe kurduğunu ilan etti. Duyuruyu yapan Savunma Bakanı Prens Muhammed bin Selman, 'Teröre Karşı İslam İttifakı' adını verdikleri koalisyonun sadece IŞİD’e karşı değil diğer 'terörist' gruplarla mücadele edeceğini söyledi. Riyad merkezli koalisyon istihbarat, eğitim ve koordinasyon desteği sağlayacak. İlk etapta uygulama alanları Irak, Suriye, Libya, Mısır ve Afganistan.
Maşallah!
Tonlarca cihatçı grupla Suriye’yi lime lime eden vekalet savaşının baş finansörü, Irak’ta Şiilere karşı Kaideci dalganın manipülatörü ve Lübnan dahil onlarca ülkede cihadi selefilerin destekçisi Suudi Arabistan artık teröre karşı! Sevinçten gözyaşı dökebilirsiniz! Ama acele etmeyin, göz pınarlarınızdaki son damla heba olmasın!
Ulusal İran-Amerikan Konseyi’nin yöneticisi Trita Parsi, gelişmeyi, “Birileri Suudilere nisan şakasının 1 Nisan’da yapıldığını söylesin” diye ‘ti’ye aldı.
Ben ‘ti’ faslına geçmeden bir gerçeğin altını çizeyim ki haşmetlinin gönlü olsun: El Kaide, ardılı IŞİD ve türevleri düşman bellenen taraflara karşı yürütülen kirli savaşlarda elverişli birer araç olarak kullanılageldi. Irak’ta Kaide ve IŞİD’in ortaya çıkışında da Sünni damarlardan akıtılan Suudi parasının payı büyük. 2000’lerde Riyad ve Cidde’de saldırılar düzenleyen Kaide’nin kendini besleyen eli ısırması gibi IŞİD de "Ben artık devletim" deyip sınırları aşınca Suud hanedanı sıra kendisine gelecek diye panikledi. 11 Eylül 2001’de ABD’yi vuran 19 kamikazeden 15’i Suudi vatandaşı çıkınca Amerikan örsü ile çekici arasına giren Riyad belli önlemler almak zorunda kalmıştı. Cihatçı kanalları besleme operasyonları daha sofistike hale getirildi. Bu gruplara destek resmen değil özel kişiler ya da Kuveyt gibi ‘paravan’ devletlerdeki belli şahıs ya da kurumlar üzerinden gitmeye başladı. Suudiler kendi sınırlarına yaklaşmadıkları sürece cihatçı selefi yapıları ustaca besliyor.
Yani Irak ve Suriye’deki cihatçı dalganın bir numaralı sorumlusu şimdi savaşmaktan bahsediyor, hem IŞİD ile hem adını koymadıkları diğer terör örgütleriyle.
İşte bu noktadan sonra ‘ti’ faslına geçelim.
İlk soru: Böylesi bir koalisyon gerçekten oluştu mu? Bu kadar ülke nasıl oldu da Suud’un arkasına katıldı? Kararlar hangi zirvede alındı? Her şey muamma.
Türk dış politikasına da sirayet eden ‘kervan yolda dizilir’ mantığıyla hareket ettikleri kesin ancak bazıları o kervana sokulduklarından bile habersiz. Mesela Pakistan, Malezya ve Lübnan. 34’e niyet kaça kısmet henüz belli değil. Lübnan başbakanı bunun yasal çerçevesinin tartışılması gerektiğini kaydetti. Hizbullah’ın ortak olduğu hükümetin mezhepçi bir kamplaşmaya gönüllü olması Lübnan siyasetinin tabiatına aykırı. Haliyle Lübnan bölünüyor. Genel tavır şu: Hoş güzel ama bir bakalım! Kimileri de nazikçe “Biz zaten terörle savaşıyoruz” diyor. İştiyakla koalisyona destek açıklayan ilk ülkenin Türkiye olması ayrı bir garabet. Başbakan Ahmet Davutoğlu sanki bütün mesele imajmış gibi koalisyonu "Terör ile İslam'ı özdeşleştirmek isteyenlere en iyi cevap" diyerek bağrına bastı.
İkinci soru: Bunun gerçekten terörle mücadele ile ilgisi var mı?
Evet, IŞİD’in terör örgütü olduğu konusunda mutabakat var. Ya diğerleri? Bir kere her ülkenin teröristi kendine. Sözgelimi Türkiye o sepete PKK, YPG ve PYD’yi sokmaya çalışırken tıpkı Suudiler gibi cihatçı selefi ya da Kaide’den doğma örgütleri makul sayıyor. Mısır’ın terör örgütü ise Türk hükümetinin ‘rabia’ işaretiyle selama durduğu İhvan. Suudilerin düşman listesinin başında ise İran’ın Devrim Muhafızları ve Kudüs Tugayları, Yemenli Husilerin Ensarullah’ı, Hizbullah geliyor. Libya’da da Türkiye’nin desteklediği gruplara Suudiler terörist gözüyle bakıyor. Bu durumda kim terörist, kim kime savaş açacak belli değil.
Suud’un kendi iç alemindeki terörist tanımı da akıllara ziyan: Ateistler, kraliyet üyelerini hedef alanlar, kraliyet ailesine karşı yabancı kurumlarla ilişkisi olanlar terörist sayılıyor. Buna karşın onlarca yıldır petrodolarla kriz bölgelerine pompalanan Vahhabilik mezhepçi şiddetin temel harcı olarak hizmet gördüğü halde ortaklar nezdinde dokunulmazlığını koruyor.
Peki, amaç ne? Suud’un her zaman derdi terörle mücadele değil İran ve müttefiklerine karşı bir Sünni blok kurmak oldu.
Hatırlanacağı üzere yeni Kral Selman, koltuğunun hakkını vermek, içerde tahta göz dikip laga luga yapan prensleri susturmak, ülkenin bölgesel liderliğini pekiştirmek, İran’la hesaplaşmak ve Suriye’ye müdahaleye bir peşrev olsun diye Yemen’e daldı. Bunu yaparken bir Sünni koalisyon oluşturmaya çalıştı. Bu koalisyonun en hararetli ortağı da bugün olduğu gibi o zaman da İran’a parmak sallayarak Kral’ın Yemen’e saldırılarına hak veren Ankara idi. Ne var ki Kral’ın savaş takımı giderek Yemen bataklığına saplanıyor. En son Husiler, Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) operasyonlarını yöneten Suudi Abdullah el Sihyan’ı Aden’de, BAE’li komutan Sultan el Ketbi’yi Taiz’de öldürdü. Ağır kayıplar veren koalisyon Husilerle ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı. IŞİD’e karşı uluslararası koalisyondaki Araplar, ABD’nin zorlamasıyla birkaç hava saldırısından sonra Yemen bahanesiyle çekildiler. Sonunda Yemen’de Suudilere BAE’den başka katkı veren kalmadı. Üstelik Suudiler, Yemen savaşını Arap Yarımadası’ndaki El Kaide ile IŞİD’in önünü açma pahasına yürüttü.
O yüzden Suud’un terörle mücadele ediyor gibi verdiği poz puslu ve netameli.
Suudiler ısrarla koalisyonun mezhepçi olmadığını söylüyor. Peki, IŞİD’le savaşan İran, Irak ve Suriye koalisyonda mı? Hayır. Körfez’in iki düşman yakasında tarafsız arabuluculuğuyla itibar gören Umman da koalisyonda yok. Buna karşın birkaç gün önce yüzlerce Şii’yi katleden Nijerya koalisyonda.
Bir başka can alıcı soru: Bu koalisyon gerçek anlamda operasyonel kapasite kazanabilir mi ya da baskı aracı olabilir mi?
Malum KİK bünyesindeki ‘Yarımada Kalkanı’ Suudi liderliğindeki ilk bölgesel güç projesi. Onun gücü de ancak Şii çoğunluğun yok sayıldığı Bahreyn’de Sünni hanedana karşı gösterilerin simgesi haline gelen İnci Anıtı’nı yıkmaya yetti. KİK ikinci ciddi sınavı Yemen’de veriyor, lakin orada da gerilla savaşı için bedevileri kiralamak zorunda kalıyorlar.
Suudiler biraz da ABD’nin iteklemesiyle Suriye’de Viyana sürecinde inisiyatif kapmaya çalışıyor. Muhalifleri şekillendirmede Türkiye ve Katar sırasını savdı, şimdi Suud önden gidiyor. Bu sürecin en can alıcı tarafı hangi grubun ‘terörist’ hangi örgütün müzakere masasına oturtulacak makbul örgüt olduğunun belirlenmesidir. Belki Suudiler bu koalisyonu Rusya, İran, Suriye ve Irak’ın yer aldığı bloku dengelemek ve siyasi müzakere süreçlerinde baskı aracı olarak kullanmak istiyor.
Özetle IŞİD ve benzeri örgütler, bir sürü ülkeyi de peşinden sürükleyen Suudi-Amerikan ortaklığının işlediği günahların çirkin meyveleri. Yakıcı realite bu. Suriye cehenneme çevrilmişken Suud hala “Esad ya müzakereyle gider ya zorla” tehdidiyle cihatçı tüfeklere barut taşımakta ısrar ediyor. Suud’un istediği dürüstçe terörle mücadele değil mezhepçi bir koalisyon, o kadar. O bayrağı sahada en iyi dalgalandıranlar da belli…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Süveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken…
28.07.2025 - Vahşetin idaresi!
21.07.2025 - Bundan sonra top devletin sahasına geçiyor
13.07.2025 - Aliyev ile Paşinyan’ın Zelenskileşme sendromu ve fırsattan tuzağa Zengezur
9.07.2025 - İran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm
23.06.2025 - Dişi aslan ve av!
18.06.2025 - Yeni Suriye’yi kurmanın bedeli
29.05.2025 - Vahşet sahili
10.03.2025 - 7 cephe savaşı: Bibi’nin şeytani düşleri
6.03.2025 - İmralı aynasında Suriye
3.03.2025
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
SüleymanSırrı Dinçer
Hikmet bey, bildiğim kadarıyla Salih Bozok İNTİHARA TEŞEBBÜS edip Kurtarıldı Can tatlı YANİ TAM İNTİHAR DEĞİL YARIM İNTİHAR