Fehim TAŞTEKİN
Artık mesele bir noktadan sonra İran’ı Ortadoğu’da bloke etme hedefine kilitlendiği için Suriye ile İran dosyalarında adımlar ardışık gidiyor. Rusya’nın izleyeceği strateji önemli. Rusya, İsrail’e verdiği ‘güvence’ ile İran’la ortaklığı gözden çıkarmıyor. Zaten İsrail’e güvencenin güvencesi de o ortaklık.
ABD Başkanı Donald Trump, NATO müttefiklerini ‘pataklama’ turnesine çevirdiği Avrupa temaslarında bir şey daha yapıyor: İran’a karşı kasıma doğru estirmeyi düşlediği büyük fırtına için rüzgâr biriktiriyor.
AB üyeleri, İran’la iş yapan Total gibi firmalara yaptırımlardan muafiyet beklese de nafile. Trump’ın esneyeceği yok. Çünkü hırlama yeteneği Yaşlı Kıta’nın efendilerinden daha fazla. Asıl pazarlık, 16 Temmuz’da Helsinki’de Trump ile Rusya lideri Vladimir Putin’in kallavi dosyalarla baş başa oturacağı masada dönecek. Pazarlığın bir ayağında İran, diğer ayağında Suriye. Putin, İran’a yaptırımları fırsatlara çevireceğinden muhtemelen Trump’ın dayatmalarını umursamayacak. Haliyle sürprizlerin geleceği dosya Suriye.
Rus gazetesi Nezavisimaya, ABD-İsrail kampına kaydıkça İran’la ortaklığın Rusya için riskli hale geleceğini yazdı. İsabet oranı düşük bir tespit. Rusya gibi bir ayağı doğu diğer ayağı batıda olan bir aktör için ‘tartışmalı’ ya da ‘riskli’ ilişkiler kullanışlı birer kart sayılır. Bu çaptaki aktörler için çelişkili ilişkiler yeni manevra alanlarına çıkan dar geçitlerdir. Geçmesini bilene.
Zirve öncesi Rusya’nın nasıl bir oyun sergileyeceğine dair bazı emareler görüldü. 6 Temmuz’daki yazımda, Rusya’nın ABD-Ürdün-İsrail üçgeninde yürüttüğü pazarlıkların Suriye’ye yansımalarına değinmiştim. Suriye’nin güneyinde, İran bağlantılı unsurların sınırlardan uzak durmasına karşılık İsrail ve ABD, Suriye ordusunun operasyonlarını engelleme tehdidinden geri adım attı. En önemlisi, ABD’nin Amman Büyükelçisi’nin Amman Operasyon Odası’ndan destek alan silahlı örgütlere, “Bize bel bağlayarak hareket etmeyin” diye mesaj göndermesiydi. Yeni gelen bilgiler de İran’ın Suriye’deki unsurlarını çekmesi koşuluyla ABD’nin Rus çizgisine yaklaşabileceğine işaret ediyor.
***
Helsinki’nin önemi artınca diplomatik trafik de kızıştı. Rusya’nın tutumunu etkilemeye dönük hamlelerden biri İsrail diğeri İran’dan geldi. Bu yıl üçüncü kez Rusya’ya giden İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, 11 Temmuz’da Putin ile görüştükten sonra şunları söyledi:
“40 yıldır Esad rejimiyle bir sorunumuz yoktu. Golan Tepeleri’ne tek bir mermi atılmadı. Bizi rahatsız eden başlangıçta IŞİD, sonra İran ve Hizbullah’ın oraya getirilmesi. İran’ın sınırlarımızda ya da Suriye’nin diğer yerlerinde olmasını kabul etmeyeceğiz. Fakat iki şeyin üzerinde duruyoruz: Füzeler ile İran’ın vekil güçlerinin sınırdan uzaklaştırılması.”
Netanyahu’ya göre Rusya, İran’ı sınırdan 80 km uzaklaştırdı.
Suriye ordusunun Dera’dan sonra Kuneytra’ya yani işgal altındaki Golan Tepeleri’ne yönelmesi karşısında İsrail’in kendisini tutması bu sözler ışığında biraz daha anlaşılır hale geliyor. Yani Rusya, İran ilintili unsurların güney cephesinden uzak durmasını sağladı, İsrail de “Esad’la sorunumuz yok” noktasına geldi.
Haaretz gazetesi Netanyahu’nun Putin’e kabul ettirmeye çalıştığı dört noktayı şöyle sıraladı:
– Suriye’den İsrail’e yöneltilen füze sistemleri kaldırılmalı.
– İran güçleri çekilmeli.
– Suriye, Golan’da 1974’te varılan ateşkesi korumalı.
– İsrail’in desteklediği Golan’daki cihatçılara zarar verilmemeli.
Netanyahu’ya, “Esad yönetiminin Suriye’de kontrolü sağlamasına karşı olmadıkları” mesajını verdirten mutabakatın İsrail için neyi ne kadar garanti ettiğini bilmiyoruz. Fakat İsrail’in isteklerinin tamamen karşılık bulması mümkün değil. Bir kere Rusya, Golan’daki işgal sürdüğü müddetçe Suriye’nin İsrail’e dostluğunu garanti edemez. Sadece çatışmasızlık rejiminin devamı için ağırlığını koyabilir. İran’ın tamamen çekilmesi meselesi de Rusya’yı zorlar. Bu konuda en gerçekçi beklenti İran ve Suriye ile paslaşarak ortak bir yaklaşımın geliştirilmesi. Zaten Hizbullah ve diğer milis güçlerinin Dera’dan uzak durması bu yaklaşımın bir sonucu.
Washington Post ise daha iddialı bir haberle dikkat çekti. Trump ile Putin arasında bir anlaşma taslağından söz eden gazeteye göre Suriye’de şiddete son verilmesi, böylece mültecilerin dönüşü ve siyasi bir sürecin başlaması öncelikli hedef olarak benimsenecek. ABD, Fırat’ın doğusundaki 2 bin 200 askeri çekecek. Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Esad yönetimi ve Rusya ile çalışmaya teşvik edilecek. Rusya da Ürdün ve İsrail sınırlarındaki İran varlığını sınırlandıracak. Habere göre Washington’da bu konuda bölünme var. Mesela Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, ABD’nin Tanaf’tan çekilmesinin İran’ın Suriye’den tamamen çekilmesi şartına bağlanmasını istiyor. Bolton, CBS’e demecinde de, “Stratejik mesele Esad değil İran” deyip İran’ın çekilmesine yardımcı olacak genişletilmiş müzakerelerden bahsetti. ABD’nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford ise İran tamamen çekilinceye kadar Tanaf’taki Amerikan askeri varlığının korunacağını öngörüyor. Helsinki’den gerçekten ne çıkacağını görmek için beklemekten başka şansımız yok.
***
Artık mesele bir noktadan sonra İran’ı Ortadoğu’da bloke etme hedefine kilitlendiği için Suriye ile İran dosyalarında adımlar ardışık gidiyor. Rusya’nın izleyeceği strateji önemli. Rusya, İsrail’e verdiği ‘güvence’ ile İran’la ortaklığı gözden çıkarmıyor. Zaten İsrail’e güvencenin güvencesi de o ortaklık. Tahran-Moskova ilişkilerinin son 40 yılına bakarak Putin’in Helsinki’de İran ve Suriye dosyalarını ayrı tutacağını söylemek mümkün. Zıtlıkları kendi stratejisinin önünü açmak için kullanıyor. İran’la İsrail’i, İsrail’le İran’ı birer adım geri attırırken ikisiyle de ilişkilerine halel getirmiyor. O yüzden, “Netanyahu, Putin’den ne kopardı” sorusu aynı günlerde Moskova’ya giden İran dini lideri Ayetullah Hamaney’in danışmanı Ali Ekber Velayeti’nin neyle döndüğü sorusuyla karşılık bulmalı. Putin’le görüşme sonrası Velayeti de iki önemli mesaj verdi:
– Rusya, Amerikan yaptırımlarını dinlemeyecek.
– Suriye’de işbirliği devam edecek.
Velayeti’ye göre Putin’le görüşme çok yapıcıydı; Rus lider, “Rusya, İran’daki 50 milyar dolar seviyesindeki petrol yatırımlarına devam edecek” dedi. Belki Velayeti’nin dediği gibi iki ülkeyi “stratejik ortak” olarak nitelemek abartılı olabilir ama bu diyalog, Moskova’nın İran’ı gözden çıkarmayacağının açık göstergesi. 4 milyar dolarlık yeni bir enerji anlaşmasından bahseden Velayeti ayrıca Rosneft ve Gazprom’la 10 milyar dolarlık anlaşmalar için görüşmelerin başladığı bilgisini verdi. Yani yaptırım tehdidiyle İran’dan vazgeçen batılı şirketlerin yerini Ruslar dolduracak. Rusya ile İran arasında ticaret bu yılın ilk dört ayında yüzde 36 artmış.
Suriye konusunda da Velayeti, “İran ve Rusya işbirliği yapmaya devam edecek. Putin Suriye’de İran ve Rusya arasında siyasi ve savunma işbirliğinin öneminin altını çizdi” dedi. Ve yakında İran, Türkiye ve Rusya liderlerinin Tahran’da buluşacağını hatırlattı.
***
Velhasıl İsrail ve ABD’nin Suriye’de Rusya’ya ihtiyacı var, Rusya’nın da İsrail ve ABD’yi belli bir çizgiye çekecek stratejiye. İsrail’in eski askeri istihbarat şefi Amos Yadlin’in, “Bugünlerde kimse Esad rejimini istikrarsızlaştıramaz. Bunu yapabilecek tek güç İsrail. Ve Ruslar bunu çok iyi biliyor” sözü bir yere kadar doğru. Doğrunun diğer yarısını İran’ın bölgedeki reddedilemez ve defedilemez rolü oluşturuyor. Tam bu dönemde Rusya’nın BM Büyükelçisi Vassily Nebenzia’nın çıkıp, “İran Suriye’de meşru bir güçtür” demesi bir gerçeğin teslimidir. İran’ın da Rusya ile uyumlu bir stratejiye ihtiyacı var. Hele yaptırımlar bir kasırga gibi gelmek üzereyken. 7 yılın sonunda “Esad gitmeli” diyen bütün dış aktörler Rusya ve İran’ın dediği noktaya geldi. Bu net bir sonuçtur. İran’ı Suriye’ye getiren motivasyon kendisiyle müttefik olan bir rejimin korunmasıydı. Süreç bu hedefi daha da reel kılacaksa İran, Rusya ile uyumlu bir pozisyona hayır demez. Yani İran’ın çekilmesi ABD’nin çekilmesini beraberinde getirecekse İran görünmezlik pelerinini sırtına geçirmekten yüksünmez. İran nüfuzunun bitirilmesi ayrı bir mesele.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025