Fehim TAŞTEKİN
ABD Başkanı Joe Biden’ın, selefi Donald Trump’ın 2018’de çöpe attığı nükleer anlaşmaya dönmek için AB’den gelen görüşme teklifini olumlu karşılamasıyla diplomasinin suları ısınıyor.
İran’ın petrol ve bankacılık sektörünü hedef alan Amerikan yaptırımlarının kaldırılması için tanıdığı süre bugün doluyor. 1 Aralık’ta meclisten geçen yasa gereği yaptırımlar kaldırılmazsa 23 Şubat itibariyle Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) denetimleri kısıtlanacak. Bu denetimler Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) Ek Protokolü çerçevesinde yapılıyor.
2015’te 5+1 grubunun imzaladığı nükleer anlaşmaya (JCPOA) dönüş için Biden’ın şartı şu: “İran anlaşmaların koşullarını yerine getirirse ABD de karşılık verecek.”
Trump yaptırımlara dönünce İran da 5 Ocak 2020'de anlaşmadaki taahhütlerini askıya almıştı. JCPOA’nın izin verdiği yüzde 3.6 oranındaki uranyum zenginleştirmesi seviyesi yüzde 20’ye çıkartıldı. Şimdi Tahran’dan geri adım bekleniyor. İran ise “Önce ABD yaptırımlara son vermeli” diyor. Tahran AB’yi de İran’la iş yapacak firmaları korumaya dönük telafi mekanizmasını çalıştıramadığı için eleştiriyor. İranlıların hesabına göre Trump yaptırımlarının maliyeti 150 milyar dolar civarında. Geçmişe dönük yaptırımların toplam maliyeti 1 trilyon doları buluyor. Tahran, Biden yönetimini İran’ın gıda, ilaç ve korona aşısı ithal etmesini önleyen azami baskı stratejisini sürdürmekle ve Güney Kore gibi ülkelerde bloke edilen hesapları serbest bırakmamakla suçluyor.
Taraflar oyunu yeniden başlatacak ama topa ilk vuruşun hangi noktada yapılacağı büyük mesele. Biden, Trump’ın aksi bir yola giriyor girmesine de paradoksal olarak selefinin dayattığı kurallar üzerinden oyuna dönmek istiyor.
Ne var ki İran’ın bu koşullara boyun eğmesi için geliştirilen azami baskı stratejisi başarılı olamadı. Trump o kadar ileri gitti ki savaş ilanı dışında Biden’ın üzerine koyabileceği bir şey kalmadı. O yüzden diyalog kaçınılmaz bir seçenek.
Son 3 yılın stratejisi, İran’ın petrol satışlarını sıfıra indirip para transferi ve yabancı yatırımları önleyerek ülkeyi ekonomik olarak çökertme hedefi üzerine kuruluydu. Bu baskılar toplumsal ayaklanmaları tetikleyecek, bunun sonucunda rejim ya yıkılacak ya da Trump’ın sıraladığı taleplere boyun eğecekti. İranlıların değerlendirmelerine bakılırsa ülke en zor dönemi atlattı. Covid 19’un getirdiği ağır yüklere rağmen teslim olmadı. Bu arada ekonominin petrole bağımlılığını düşürme çabası ivme kazandı. Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’e göre petrole bağımlılık oranı yüzde 20’ye geriledi. (Ambargo petrol satışlarını düşürdüğü için bu oran yanıltıcı olabilir.)
İran’ın Irak’taki milis faaliyetlerine son vermesi, Suriye’deki güçlerini çekmesi, Lübnan’ı kendi haline bırakması, Yemen’deki Husi direnişini unutması ve İsrail’in güvenliğine zarar getirecek faaliyetlerini bitirmesi azami baskı siyasetinde ulaşılması gereken hedeflerdi. Trump’a göre İran bu koşulları kabul ederek masaya dönecek; yeni nükleer anlaşma balistik füze programının sonlandırılmasını da içerecekti. İran’ı çok fena hırpaladılar ama olmadı. Aksine İran talepleri umursamadığını gösteren tutumunu sürdürdü. Trump’ın gitmeden bir çılgınlığa kalkışma ihtimaline İran, 15 askeri tatbikatla yanıt verdi. İran’ın kollarını kesme hedefi de tutmadı: Suriye’de Elbu Kemal-Deyr el Zor hattı başta olmak üzere İran bağlantılı milis güçleri İsrail’in korsan saldırıları karşısında daha az görünür hale gelse de varlığını koruyor. İran-Amerikan kapışmasının ön cephesine dönüşen Irak’ta daha sarsıcı gelişmeler yaşanıyor: Türkiye’nin olası askeri müdahalesine karşı bir hamle olarak gelişse de Haşd el Şaabi’nin Musul ve Şengal taraflarında konuşlanması ABD’ye karşı oyunun bir parçası. ABD’nin askeri üslenmede ağırlık vermek istediği Kürdistan’da Amerikan üssüne roket saldırıları da bu oyunun bir diğer uzantısı. ABD, İran’la uğraştıkça Haşd el Şaabi de Irak’ı Amerikalılar için güvenli bir yer olmaktan çıkarmaya çalışıyor. Suriye ile birlikte çöküşe sürüklenen Lübnan’da da hesap tutmadı. Hizbullah’ı iktidar halkasından çıkartacak ve silahsızlanmasını sağlayacak bir türbülans için hava basanlar sonuç alamadı. Biden’ın terör örgütleri listesinden çıkardığı Husiler de yeni roket atışlarıyla Suudilere “Yemen’i terk et” mesajı vermeye devam ediyor.
Geçmişte İran’ı çevrelemek için ortaklığına bel bağladıkları ülkelerle ilişkiler de tatsız. Türkiye, Irak’ta Sünnilerin hamiliği kartını çarçur ederken dost sayılabilecek Şii gruplar içinde de yerini tartışmalı hale getirdi. YPG-SDG uzlaşmazlığı yüzünden Suriye’de de aranan Türk-Amerikan ortaklığı zemin bulamıyor. Körfez’de Trump’la çok yakın çalışan Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn gibi ortaklar Biden’a intibak sancısı çekiyor.
Yine de Biden’den sabırsızlıkla bir adım bekleniyor. Biden, Antony Blinken (Dışişleri Bakanı), Jake Sullivan (Ulusal Güvenlik Danışmanı), Rob Malley (İran Özel Temsilcisi), Wendy Sherman (Dışişleri Bakan Yardımcısı) ve Colin Kahl (Savunma Bakan Yardımcısı) gibi İran konusuna hakim isimlerle yola çıkınca doğrusu bu kadar oyalanma öngörülmüyordu. Karar vermekte gecikmesi hem konunun 2015’ten itibaren biraz daha çetrefilli hale gelmesine hem de Amerikan iç siyasetindeki hassasiyetlere bağlanıyor. Amerikan basınına bakılırsa Covid-19 paketinin Kongre’de bloke edilmesi ya da yönetime atanan isimlerin Senato’dan onay alamaması gibi ihtimaller Biden’ı ağırdan almaya zorluyor. Mesela Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin Demokrat Başkanı Bob Menendez orijinal anlaşmaya dönülmesine karşı çıkan Cumhuriyetçilerle birlikte hareket ediyor. Menendez müzakere masasına oturmadan İran’a büyük bir taviz vermemesi yönünde Biden’ı uyardı.
Biden’ın gecikmesinde bir diğer neden yol haritasının henüz şekillenmemiş olması. Politico gazetesine göre Biden yönetimi içinde orijinal anlaşmaya dönüş ile balistik füze programı ve İran’ın Orta Doğu’daki faaliyetlerini de içeren yeni bir anlaşmayı müzakere etme konusunda görüş ayrılığı sürüyor. Ayrıca güven inşa edici geçici bir ara formül de tartışılıyor. Bu seçenek orijinal anlaşmaya dönmeden bazı yaptırımların kaldırılmasına karşın İran’ın yüzde 20 zenginleştirme kararından geri adım atmasını içeriyor. Nihayetinde anlaşmaya dönme seçeneği ağır basıyor ama bunun nasıl olacağına dair strateji hâlâ muğlak. Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Orta Doğu sorumlusu olan Brett McGurk’un içinde olduğu ekip İran’a karşı şahin bir duruş istiyor. Jake Sullivan zaman zaman bu çizgiye kayıyor. Rob Malley orijinal anlaşmaya dönülmesinde ısrarcı. En belirsizleri büyük koltukta oturan Blinken. İran’ın Biden’ı köşeye sıkıştırmaya yönelik hamleleri de ekipte kızgınlığa yol açıyor.
Biden’ın çok fazla seçeneği yok. Her şeyden önce azami baskı stratejisindeki sonuçsuzluk elini zayıflattı. Halbuki aksi bekleniyordu. Tek koz mevcut yaptırımlar. Biden da bunları tek seferde elinden çıkarmak istemiyor. Nükleer anlaşmaya dönmekten yana olanlar bile yaptırımların hepten kaldırılması yerine kontrollü bir mekanizma öneriyor.
Biden şimdiye dek Trump’ın eski BM yaptırımlarının tekrar uygulanmasına imkân veren mekanizmanın (snapback) hayata geçirilmesi kararını iptal ederek bir göz kırptı. Yanı sıra BM toplantılarına katılan İranlı yetkilileri New York’a gelmekten men eden yaptırıma son verdi. Ama Tahran bu küçük adımlara kanmadı. İran siyaseti tamamen yaptırımların kaldırılması koşuluna kilitlenmiş durumda. Dün 220 vekil aralıkta çıkarılan yasanın uygulanması çağrısını yineledi.
İran siyasetinin ağır topları ta başından Batılılarla müzakereye girmenin hata olduğunu düşünüyor. Ayrıca nükleer silah üretilmese bile bunu yapacak kapasiteye ulaşılması halinde oluşacak caydırıcı denge sayesinde tüm gerilimlerin sona ereceğini düşünenler var. Elbette bu İran’ın resmi ve dini pozisyonuna ters bir önerme. Yine de kritik bir dönemde bunu dillendirenler çıkabiliyor.
Şimdi bir umut hazirandaki seçimlere giderken yaptırımlar kalkarsa müzakereci kanadın önü açılabilir. Seçim Ruhani-Zarif çizgisini beyhude gören radikal muhafazakârların zaferiyle sonuçlanırsa Tahran cephesinde daha da çetinleşecek. O vakit olası pazarlık konuları da daralacak. Tahran’daki dengelere oynayan bir strateji geliştiriliyorsa Biden’dan hazirana kadar bazı adımlar beklenebilir. Tabii bu arada İsrail gibi aktörlerden çatışmayı kızıştırıcı hamleler gelmezse. Ayrıca İran’ın yüzde 20 seviyesinde uranyum stokuna öngörülenden daha kısa sürede ulaşması karar vermek için zamanın daraldığını gösteriyor.
Bütün bir kavga Tahran’dan davranışlarını değiştirmesi beklentisine endeksli. Belki ABD’nin Orta Doğu siyasetindeki açmazları da bu tartışmaya dahil etmek gerekiyor. Senatör Chris Murphy 19 Şubat’ta Foreign Affairs’e “Amerika’nın Orta Doğu Politikası Modası Geçmiş ve Tehlikeli” başlıklı bir yazı kaleme aldı. “Son 20 yılda Körfez'e ABD üsleri ve silahları yığarak çatışmaları körükledik ve otokratları güçlendirdik” diyen Murphy, Amerikan dış politikasını değiştirmenin vaktinin geldiğini söylüyor. “Petrole karşılık güvenlik” doktrini üzerine kurulan Amerikan siyasetinin, çıkarlar değişirken aynen korunmasının mantığını sorguluyor. Askeri müdahalelerle siyasi hedeflere ulaşma çabasını kibirli bir özgüvene bağlıyor; Orta Doğu maceralarının sürekli savaşları körüklediğini hatırlatıyor.
Üzerinde durulmaya değer bir yazı.
Durumun ne kadar patolojik olduğunu anlamak için İran’a karşı konuşlanmış üsleri saymak yeterli olabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025