Fehim TAŞTEKİN
Sandıkta ters köşe olmazsa Tahran’ın ABD’yle yeniden pazarlığa oturduğu bir yumuşama döneminde İran, rejimin sert yüzünü temsil eden ve Washington’ın kara listesinde yer alan biriyle yola çıkıyor olacak.
İran 18 Haziran’da ikisi reformcu beşi muhafazakâr 7 adayla cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyor. İranlı seçmenlerin önemli bir kısmı seçim mühendisliğinden bezmiş, sandığı umursamıyor.
İran’ın “İslam Cumhuriyeti” olma serüveninin iddialı tarafı halkın önüne sandık koymaktı. Adayları eleme mekanizmasıyla ‘ayarlanmış’ bir sandık olsa da seçimler rejimin meşruiyet kaynağı olarak önemsene geldi. Katılım oranı da halkın rejime onayının göstergesi sayılıyordu. Bu yüzden oy kullanmak dini vecibe, boykot da devrim karşıtlığına eşdeğerdi. Lakin devrimciler ve karşıtları ikilemiyle durumu resmeden tablo geride kaldı.
Elbette İran’daki durum siyah-beyaz çizgilerden ibaret değil. Mollaları devlet idaresine taşıyan “Velayet-i Fakih” anlayışına dayalı bir nizamda Uzmanlar Meclisi, Anayasayı Koruyucular Konseyi (AKK) ve Rehberlik (Dini Liderlik) makamının rejimin devamlılığını temin etmeye matuf müdahaleci, sınırlayıcı, engelleyici ve yönlendirici fonksiyonları malum. Buna karşın İran basitçe bir kişinin dudaklarının arasında gidip gelen bir ülke olarak da resmedilemez. “Muhafazakâr kontrol” dediğimiz tanım bile birbirinden farklı ya da birbirine zıt akım ve şahsiyetleri barındırıyor.
Yasal zemindeki siyaset de yekpare değil. Ayetullah Ruhullah Humeyni’den sonra Ayetullah Ali Hamaney’in işgal ettiği dini liderlik makamına yönelik belli kırmızı çizgileri gözeten ama cumhurbaşkanı ve hükümeti acımasızca hesaba çekebilen bir meclis var. Demokrasilerdeki gibi bir güçler ayrılığından söz edilemese de kendine has fren ve dengeleme mekanizmaları mevcut. Kuşkusuz bu mekanizmalar hak ve özgürlükleri değil önemli ölçüde ülkenin 1979’da aldığı istikameti korumaya odaklı.
İran’ın meydanları da sıklıkla hem sağdan (muhafazakâr/radikal muhafazakâr) hem soldan (reformcu/ılımlı muhafazakâr) tersten vuruyor. Her açıdan dinamik bir toplum.
***
Bu seçim sathi mailinde gördüğümüz şu: İçerde ve dışarıda sıkıntılar büyüdükçe seçim mühendisliğinde kantarın topuzu kaçırılıyor. Cumhurbaşkanlığı için 40'ı kadın 592 kişi başvurmuştu. AKK bunlardan 40'ının gerekli şartları taşıdığını duyurmuştu. Sonra sadece 7 isme geçit verildi. Eski Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad, eski Meclis Başkanı ve Hamaney’in danışmanı Ali Laricani, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri çizilen isimler arasındaydı. Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, eski Devrim Muhafızları Komutanı Muhsin Rezai ve eski Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Said Celili’nin yanı sıra Muhsin Mehralizade, Alirıza Zekani, Abdünnasır Hemmeti ve Gazizade Haşimi’nin yarışmasına izin verildi.
Yani sistemle hesaplaşmayı öteleyen ya da imkânsız kılan ince ayarlamalar devrimin kendi kadrolarını yiyecek şekilde genişliyor. 2009’daki Yeşil Hareket’ten bu yana artan oranda reformcuların dışlandığı ve baskılandığı bir süreç artık muhafazakâr alternatiflerin de üzerine çiziyor.
***
AKK’nin Ahmedinecad, Laricani ve Cihangiri gibi isimlerin adaylığını reddetmesi sistemin yeni bir eşikte olduğunu gösteriyor. Sandığı olası tüm sürprizlere kapatacak şekilde alternatifler tırpanlanıyor ve siyaset kontrol altına alınıyor. Sisteme halk desteğinin barometresi sayılan katılım oranının düşmesini de göze alan bir daralma. AKK sözcüsü katılımın düşük olmasının sorun teşkil etmeyeceğini açıkladı. Normalde bunu söylemeyi ihanet sayarlar. Her koşulda ‘devrimci’ hükümeti garantileyen bir müdahale şekilleniyor. Devrimciden kasıt sistemin dini karakteri, yani mollaların kontrol ayrıcalığı. 2017’deki seçimde de devrimin kilit makamlarında yetişmiş Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye karşı Reisi’yi yarıştıran radikal muhafazakâr cephe yaptığına ‘devrimci hükümeti’ garantileme diyordu. Reformculara sorarsanız asıl devrimci alternatif kendileri.
Ruhani’nin başarısızlıklarla lime lime olan sicilini arka fona koyup Reisi’yi göstere göstere liderliğe hazırlıyorlar. Çok konuşulan senaryo cumhurbaşkanı yaparak Reisi’nin profilini yükseltip Hamaney’den sonra rehberlik makamına seçtirmek. Rehber yani dini lider, halkın oyuyla belirlenen 88 üyeli Uzmanlar Meclisi tarafından seçiliyor. 18 Haziran’da bu meclis de yenilenecek. Ancak ekonominin dibe vurduğu, toplumun kutuplaştığı, dış ilişkilerin sırat köprüsünden geçtiği bir dönemde ekonomi ve dış politikadan hiç anlamayan Reisi cumhurbaşkanlığı koltuğunda hepten eriyebilir. Bu durumda rehberlik şansını da yitirebilir. Reisi, İran-Irak savaşını müteakiben 1988’de rejim karşıtlarına idam fermanlarının yazıldığı 4 kişilik komisyondaydı. İnfaz edilenlerin çoğu Halkın Mücahitleri üyesiydi. Ayrıca ABD’nin yaptırım listesinde. Bu sicil dış ilişkilerde ilave bir yük demektir.
Reisi’nin 2017’deki kötü performansına karşın sistem içinde farklı görevler aldıktan sonra kesintisiz 12 yıl meclis başkanlığı yapmış Laricani zor zamanda müesses nizam için bir çıkış bileti olabilirdi. Muhafazakâr çizgiden gelip reformculara da seslenebilen bir değişim eğrisine sahip. Bu profille sistem dışına itilmiş insanların da ilgisini çekebilirdi. Belki hakim yapıyla ters düşen Ahmedenicad’ın çıngar çıkarmasını önlemek için Laricani’nin şansı yakıldı. Laricani küsmeyip helalleşirken Ahmedinecad tepkisini koyup boykot çağrısı yaptı. Belli ki Ahmedinecad’ın sistem karşıtı bir odak haline gelmesini istemiyorlar. Bu tutumla sistemin belirlediği meşruiyet alanının dışında bağımsız ve halkçı bir alternatife de izin vermiyorlar. Ve tabii 2009’daki gibi reformcu-muhafazakâr hesaplaşmanın tekrarlanmasını göze alamıyorlar. Sonuçta Reisi’nin karşısında ne güçlü bir muhafazakâr ne de güçlü bir reformcu adayın yarışmasına izin verdiler. Hesaplaşma büyük olursa sistem kendini güvende hissedemez mantığından gidildiği anlaşılıyor.
Reformcu lider Mustafa Taczade’nin elenmesi belki aldığı 3 yıllık hapis cezası ile izah edilebilir. Fakat Cihangiri sistemin rıza gösterebileceği biriydi. Elbette onun için de “Ailesi yolsuz” diyebilirler. Bunlar yerine görünürde zayıf olan Merkez Bankası Başkanı Abdülnasır ve Mehralizade’ye geçit verdiler. Reformcular sırf Reisi’yi gömmek için bunlardan birine yüklenirse bu da İran toplumundan beklenmeyecek bir refleks değildir.
Beri tarafta (yenilgiye doymayan Rezai bir kenara) Devrim Muhafızları’yla bağlantılı adaylar da elendi. General Hüseyin Dehkan ve General Rüstem Kasımi elenecekleri bilgisi önceden kendilerine ulaştırılınca adaylıktan Reisi lehine çekildi. Devrim Muhafızları komutanlarına yakın Said Muhammed ise üzerinin çizildiğini bildiği halde çekilmedi. Buradaki tasarruf da sistemin molla karakterinin askeri kanat lehine bozulmasına izin verilmediğine işaret ediyor. Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in sızdırılan yakınmalarından da anlaşılacağı üzere Devrim Muhafızları’nın hükümeti yok sayan siyaseti içeride rahatsızlık konusu. Yine de bu durum güvenlik kurumlarının dini lidere bağlı olmasından dolayı sistem içi bütünlüğe halel getirmiyor. Fakat cumhurbaşkanlığının askerlere gitmesi molla merkezli dengeyi bozabilir. O vakit dini liderin ağırlığı da zedelenebilir.
***
İzin verilen radikal muhafazakâr adayların Reisi için tampon işlevi göreceği düşünülüyor. 2013 seçiminde üçüncü gelen Celili 2017’de yeniden aday olmak yerine Reisi’nin arkasında durmuştu. İkisi de muhafazakar damarın güçlü olduğu Meşhed kentinden. Reisi konserlere ve kadınların bisiklete binmesine karşı çıkan Ayetullah Ahmed Alemülhüda’nın damadı. Celili de Alemülhüda’ya çok yakın. Aktarılanlara bakılırsa Celili adayların televizyon tartışmalarda Reisi’yi gölgede bıraktı. Celili nükleer anlaşma başta olmak üzere Ruhani’nin dış politikasına şiddetle karşı çıkıyordu. Yine de kimin kim lehine çekileceği, katılımın ne olacağı, kimin ikinci tura kalacağını kestirmek güç.
***
Seçim mühendisliği diyoruz ya orada da ilginç bir çelişki yaşandı. Hamaney adayların onaylanmasında haksızlık yapıldığını ve telafi edilmesi gerektiğini söyledi. Bunun emir telakki edileceğini düşünenler yanıldı. Hamaney 2005’te yaptığı gibi ‘devlet fermanı’ ile elenen adayların yarışmasına imkân da vermedi. Ruhani daha ileri giderek “Bu seçimlerde yapılan en kötü haksızlık rejimin bizzat kendisinedir. Halkla dalga geçemeyiz” dedi. Hamaney’in kontrolündeki medya da AKK’ye çattı. Bu uyarılar karşısında AKK tınmadı. Sözünü ettiğim İran’a has güçler ayrılığının tezahürlerinden birisi bu.
***
Bütün bu seçim mühendisliğine rağmen şöyle bir açmaz da var: Rafsancani, Hatemi ve Ruhani örneklerinde olduğu gibi molla kökenli siyasiler reformcu kesimlere yönelmedikçe sandığı garantileyemiyor. Batı ile iyi ilişkilerden söz eden reformcuları İslami rejime tehdit olarak görenlerin hassasiyetleri sandık oyunu olarak karşımıza çıkıyor.
Yani hem radikal muhafazakarların ayrıcalığını temin eden hem de meşruiyet ihtiyacını karşılayan model geriliyor. Bu meşruiyet 1993 ve 1997’de ılımlı muhafazakar Haşimi Rafsancani; 2001 ve 2005’te reformcu Muhammed Hatemi; 2013-2019’da popülist Mahmud Ahmedinejad; 2013-2017’de Hasan Ruhani ile karşılandı. Sandığa gitmeyi anlamlı kılacak çeşitliliğin gereksiz görülmesi sistemle halk arasında kopuşu büyütüyor. Anket sonuçları da bunu ortaya koyuyor:
İranlılar Anket Grubu’nun (GAMAAN) 19 yaş üstü 80 bin kişiyle online olarak yaptığı ankete göre katılımcıların yüzde 75'i sandığa gitmeyi düşünmüyor. Oylamaya katılacak olanların yüzde 59'u Reisi'yi, yüzde 8'i Celili'yi destekliyor. Himmeti’ye destek yüzde 3.
İran Öğrenci Anket Kurumu’nun (ISPA) 5 bin kişiyle yüz yüze görüşerek yaptığı ankete göre ise seçime katılacakların oranı yüzde 41,9. Boykot edenler yüzde 41,3. Oy kullanmada kararsız olanlar yüzde 16,3. Oy kullanacaklar arasında Reisi’yi destekleyenler yüzde 48,6. Diğer adaylardan Rezai yüzde 3.1, Celili yüzde 1.6, Hemmati yüzde 1.3, Mehralizade yüzde 0,1 oy alıyor. Kararsızların oranı yüzde 40.
2017’de katılım yüzde 73,3; 2013’te yüzde 73 idi. Geçen yıl genel seçimlerdeki yüzde 43 katılım 1979’dan bu yana en düşük seviyeydi. Boykot çağrıları bu sefer biraz daha ciddi. Rafsancani'nin kızı Faize Haşimi’nin de aralarında olduğu 87 siyasetçi ve aydın “Velayet-i fakihin mutlak egemenliğine dayanan otoriter devlet yapısının iktidarını tahkim etmesinden” bahsedip boykot çağrısında bulundu. 31 reformist parti ve hareketin çatı kuruluşu Reformcu Cephe hiçbir adayı desteklemeyeceklerini açıkladı.
***
Bu minvalde bir gidişat muhafazakâr elitin “devrimin çoğunluğun fikrini temsil etmesi gerekmiyor” noktasına gittiğini gösteriyor. Yani İslam Cumhuriyeti iddiasından da vazgeçebilecekleri nokta. Velayet-i fakih ile Cumhuriyet arasında taşlar zaten yerine oturmuş değil. 2009’dan beri ev hapsinde tutulan eski Başbakan Mir Hüseyin Musavi ve eşi Zehra Rahnavard da sistemin ‘cumhuriyet’ ayağının sakatlandığına işaret ediyor.
Sistem reformcu kanadın önünü açıp yumuşak bir kavramayla rejimi dönüştürme seçeneğini öldürüyor.
Sandıkta ters köşe olmazsa Tahran’ın ABD’yle yeniden pazarlığa oturduğu ve Suudi Arabistan’la diyaloga girdiği bir yumuşama döneminde İran, rejimin sert yüzünü temsil eden ve Washington’ın kara listesinde yer alan biriyle yola çıkıyor olacak. Reisi’nin tecrübesizliğini şahin kanattan deneyimli isimlerle telafi edebilirler. Sözgelimi Celili dışişleri bakanlığı koltuğuna oturabilir. Elbette temel dış politika konularında Hamaney belirleyici. Mevcut istikamette büyük sapmalar beklenmiyor.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025