Figen Çalıkuşu
15 Temmuz yargısının zihniyetini ve uygulamasını yerle yeksan eden Ahmet Altan kararından sonra, AİHM’deki karnemizi yeniden merak ettim.
Vatandaşını en çok mağdur eden devlet Rusya, Türkiye de maşallah ilk sıralarda yer alıyor.
İnsan hakları ihlalleri konusunda Rusya’yla müthiş bir anlayış birliği içinde olmamıza rağmen aramızda Suriye, Libya, Ukrayna Krizi ve Montrö Sözleşmesi gibi sorunlar var.
Dünyada artık bir de ABD ve Biden gerçeği bulunduğundan Rusya’yla sorunlarımıza “insan haklarını ihlal etme kardeşliğine” dayanarak ortak çözümler bulmamız da gittikçe daha zorlaşıyor.
Biden’in geçen ay Münih Güvenlik Konseyinde yaptığı konuşmasında verdiği mesaj çok netti; ‘bundan sonraki çatışma, otokrat rejimlerle demokrasiler arasında olacak ve herkes tarafını bu ayrıma göre belirleyecek.’
Biden, herkesin tarafını net bir şekilde belirlemesini isterken ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık “insan hakları” raporu geldi.
Raporda Türkiye için sarsıcı eleştiriler yer alıyor :
“Keyfi cinayetlere dair raporlar; gözaltındaki kişilerin şüpheli ölümleri, zorla kaybetmeler; muhalefete mensup politikacılar ve eski milletvekilleri, avukatlar, gazeteciler dahil on binlerce kişinin “terörist” gruplarla bağlantılı oldukları veya barışçıl yasal konuşmalar yaptıkları gerekçesiyle keyfi olarak tutuklanması ve göz altıların devam etmesi;
seçilmiş görevliler de dahil olmak üzere siyasi mahkumların varlığı; yargı bağımsızlığına yönelik önemli sorunlar;
gazetecilere yönelik şiddet ve tehdit dahil olmak üzere ifade özgürlüğü, basın ve internet üzerindeki ciddi kısıtlamalar, medya kuruluşlarının kapatılması, gazeteciler ve diğerlerinin hükümet politikalarını veya görevlilerini eleştirdikleri gerekçesiyle haksız tutuklama veya cezai kovuşturmalara uğraması, sansür, site engelleme,toplanma, dernek kurma ve dolaşım özgürlüklerinin ciddi şekilde kısıtlanması;
kadınlara ve lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks kişilere, diğer azınlık üyelerine yönelik şiddet.’
Bunlara elimizi vicdanımıza koyup “doğru” mu diyeceğiz yoksa elimizin altında hazır bekleyen “emperyalist Amerika” sopasını mı kullanacağız?
Temel hak ve özgürlükleri mi ölçü alacağız, siyasal kamplaşma cengine mi çıkacağız?
“Amerikancı mısın yoksa Avrasyacı mısın” sorusunu ciddiye alıp bunu mu tartışacağız?
Bunları tartışmadan önce “hukuk, demokrasi ve ülke refahı” ilkelerine göre yerimizi belirleyip, Biden ne istiyor, Putin ne istiyor sorularını somutlaştırmamız gerekir bence.
Biden otokrasiye karşı demokrasinin zaferini istiyor.
Çünkü ABD’nin çıkarı ülkelerin refahının artmasında, zenginliğin çoğalmasında... Sen zengin olacaksın ki sana tabletlerini, telefonlarını, süpersonik uçaklarını, uzay uydularını satabilsin.
Kendi ekonomisinin geldiği düzey açısından demokrasinin zaferini ilan etmek istiyor, otokrasiyi kazımak istiyor. Biliyor ki hukuk öngörülür olduğunda ekonomiler serpilir, gürbüzleşir, refah gelir, zenginlik olur.
Biden bu, peki Putin kim?
Ülkesini tek adam olarak yöneten bir diktatör.
Putin ne istiyor?
Onun emrinde hareket eden, ona bağımlı bir diktatörler birliği… Halkları yok sayıp birkaç adam birlikte istedikleri kararları alacaklar.
O zaman bu Avrasyacılar ne istiyor?
Türkiye’nin de tek adamın ülkesi olmasını mı?
Türkiye’nin menfaati, ülkesinde tek adam olan Putin’le birlikte anılmakta mı, otokrasiye savaş açan ABD ve Avrupa Birliği kanadında olmakta mı?
Diktatörlerle mi birlik olacağız demokratlarla mı?
Buna net bir cevap vermemiz gerekir.
Şimdiye kadar siyasal iktidarın en bedava yakıtı milliyetçiliğe hazır olda durarak selam çakan muhalefet, dilerim bundan böyle dünyayı bu ayrım üzerinden daha cesurca solumayı başarır.
Tabi dilerim ABD de yarın ilişkileri çok zorlayacak bir adım atmaz.
2021 yılının 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’nda hala otokratlıkla demokratlık arasında seçimini netleştirememiş bir ülkede kutlayacak haliniz kaldıysa, bayramınız kutlu olsun.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
20.06.2025
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025