Galip DALAY
Irak Kürdistanı'ndaki bağımsızlık referandumunun tarihi yaklaştıkça, aktörler pozisyonlarını netleştirmek zorunda kalıyorlar. Bu konuda gri alanda kalmanın imkanları ortadan kalkıyor. Zaten bu referandum, sonucundan bağımsız olarak hatta bu aşamada ertelenip ertelenmeyeceğinden de bağımsız olarak, şimdiden bazı sonuçlar doğurmuş durumda. Buradaki ilk ve en önemli sonuç, Kürdistan meselesinin bir tartışma başlığı olmaktan çıkıp bir sürece dönüşmüş olmasıdır. Irak Kürdistanı'nda bağımsızlık etrafında güçlü bir mobilizasyon sağlanmış durumda. Bu toplumsal mobilizasyonun Kürt siyaseti üzerinden bir baskı işlevi göreceğini, onları mevzubahis başlıkta daha somut pozisyonlar almaya zorlayacağını kestirmek güç değil.
Aynı süreç bölgesel ve uluslararası aktörleri de bağımsızlık konusunda net bir pozisyon almaya zorluyor. Nitekim bölgesel güçlerin yanısıra ABD, İngiltere ve BM, Irak Kürdistanı'na, referandum kararından vazgeçmesi çağrısında bulundular.
Bu husustaki pozisyon alış, sadece bu başlıkla sınırlı bir mesele olarak kalmayacak gibi gözüküyor. Özellikle bölgesel aktörler için, bu pozisyon alış; bu aktörlerin yeni dönemde nasıl bir bölgesel siyaset izleyeceklerinin hatta nasıl bir jeopolitik kimlik taşıyacaklarının da ip uçlarını veriyor.
Aktörler bu meseledeki pozisyonlarını bölge ve Irak siyasetlerinin süzgecinden geçirerek belirliyorlar. Örneğin ABD, bağımsızlığı bir bütün olarak reddetmiyor. Bunun yerine, zamanlama yanlış diyor. Öyle görünüyor ki bu zamanlamayı da iki gerekçeden dolayı yanlış buluyor. Birincisi, IŞİD'le (daha sonra El Kaide'yle) mücadelenin sona ermediği ve Irak Kürtleri'nin bağımsızlık girişiminin bu mücadeledeki dikkati dağıtacağı için bu girişimi zamansız buluyor. İkincisi ve muhtemelen daha da önemlisi; ABD, 2018'de yapılacak genel seçimlerde Abadi'nin tekrardan kazanmasını istiyor. Abadi aracılığıyla İran'ın, Irak'taki etkisini kısmi ölçüde kırabileceğini düşünüyor. Referandum ve akabinde gelecek olan bağımsızlık tartışmalarının Abadi'yi zayıflatacağını ve seçimi kaybetmesine yol açacağını düşünüyor. Bu gerekçeler nedeniyle ABD, zamanlamayı yanlış buluyor.
Buna karşılık İran, sadece zamanlamayı değil bağımsızlık girişiminin kendisini bir bütün olarak reddediyor. Bu girişimin kendisinin çok ciddi manada nüfuz sahibi olduğu Irak Merkezi Hükümeti'ni zayıflatacağını düşünüyor. Kurulacak bir bağımsız Kürdistan'ın kendisinden ziyade ABD, Türkiye, İsrail ve Körfez'le daha yakın ilişkilere sahip olacağı değerlendirmesini yapıyor. Buna ilaveten, bu sürecin kendisinin bölgesel Kürt siyasetinde en fazla karşı olduğu Barzanici kanadı güçlendireceğini düşünüyor. Zaten, Cuma günü 2 yıldan sonra Kürdistan parlamentosunun yeniden açılması üzerine (111 sandalyeli mecliste 68 kişi oturumlara katıldı), Irak Kürt siyasetinde İran'la çok iyi ilişiklere sahip olan hem Goran hem de İslami Komel Partisi, meclisi boykot etti. Buna karşılık KDP, KYB (fireler vererek), Müslüman Kardeşler geleneğinden gelen Yekgirtu ise parti olarak oturuma katıldılar. Bunlara, azınlık gruplarının kontenjanında parlamentoda görev yapan milletvekilleri de katıldı. Meclisi boykot eden partiler İran'a yakın, Türkiye'ye mesafeli partileri oluşturuyorken KYB'yi bir kenara koyacak olursak; meclisteki oturuma katılan KDP ve Yekgirtu ise İran'a mesafeli ve Türkiye'ye daha yakın partileri temsil ediyorlar.
Keza, Irak Merkezi Hükümeti'nin hangi motivasyonlarla bağımsızlık referandumuna karşı çıkacağını kestirmek güç değil.
Bu red cephesinin yanısıra, İsrail, Irak Kürdistanı'nın bağımsızlık girişimini desteklerken, Körfez bu süreci daha sessiz bir diplomasiyle takip ediyor. Kamuya yansıyan pozisyonlarda, Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkeleri ne referandumun yanında ne de karşısında tutum takınmış değil. Hatta Suudi Arabistan'ın Arap Körfez İlişkileri Bakanı Tamer al Sabhan'ın başkanlığındaki üst-düzey bir delegasyon Cumartesi günü Erbil'de Barzani'yi ziyaret edip, Bağdat'la krizin çözülmesi için arabuluculuk teklifi yaptılar.
Daha da ilginci, son dönemlerde "Suriye ve Irak'ın kuzeyinde adeta yekpare bir kuşak oluşuyor" manşetlerini atan gazetelerin, söylemini kullanan yetkililerin, gözden kaçırdığı bir husus var: PKK da referanduma karşı. PKK hem ideolojik duruşunun hem Barzani'yle bölgesel Kürt siyasetinin liderliği konusunda giriştiği rekabetinin bir yansıması hem de İran'la ilişkilerinin bir sonucu olarak bu referandumun karşısında bir tutum takınıyor. Yine, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yayınladıkları bildiriyle bu referandumun karşısında net bir pozisyon aldı. PKK, referandum gerçekleşmezse, Barzani'nin siyaseten tökezleyeceğini bunun da kendisine Irak Kürt siyasetinde palazlanma fırsatı vereceğini düşünüyor. Hem Goran hem KYB'nin yaşadığı liderlik krizleri de bu konuda kendisine büyük bir imkan sağlamış durumda.
Ezcümle, referandum tarihine günler kala bütün aktörler pozisyonlarını aşikar etmek durumunda kalıyorlar.
Fakat, Türkiye'nin ne istediği belirsiz. Türkiye, gerçekten Irak'ta ne istiyor sorusu rahat cevaplanabilecek bir soru değil. Veyahut Türkiye'nin pozisyonunu, çıkarlarını ve bugüne kadarki ittifak ilişkilerini beraber düşündüğümüzde, bu üçlü arasında bir uyumsuzluk olduğu veya gerilim yaşandığı rahatlıkla görülüyor.
Bölgesel Kürt siyasetinde bugüne kadar PKK-PYD Türkiye'nin ana muarızı, Barzani KDP'si de Türkiye'nin ana müttefiği konumundaydı. Yine PKK, PYD, Goran, KYB ve Komel bölgede İran'ın etki alanındaki Kürt grupları olarak okunurken, KDP ve Yekgirtu ise Türkiye'yle daha güçlü İlişkilere sahiptiler. Goran'ın liderinin fiilen, KYB'nin liderinin ise de siyaseten ölmesi, PKK'ya Irak Kürt siyasetinde yeni imkan alanlarının kapısını aralamış gözüküyor. Bu partilerin yaşadığı organizasyonel dağınıklıkla PKK'ya ideolojik yakınlıkları, PKK'nın kendisini bu partiler üzerinden Irak Kürt siyasetinde güçlü bir aktör olarak var edebilmesine zemin sağlıyor.
Bu arka plan bilgisinden sonra, Türkiye'nin pozisyonunu tekrardan gözden geçirelim. Bu pozisyonun Türkiye'nin stratejik veya ulusal çıkarlarına nasıl hizmet ettiğini soralım.
Öncelikle bir noktanın altının çizilmesi gerekiyor. Barzani'nin siyaset sahnesinin dışına itilmesi, bu süreçten itibar kaybına uğrayarak çıkması, Kürtlerin Irak'ta devletleşme sürecini sona erdirmeyecek, hatta ciddi manada akamete de uğratmayacak. Sadece bu sürecin ana aktörünü değiştirmiş olacak.
O halde şu soru üzerinde tekrardan kafa yoralım: Referandum iptalinin (ciddi tavizler alınmadığı takdirde) Barzani'nin siyasal hayatına mal olabileceği gerçeğini dikkate aldığımızda, Türkiye'nin gittikçe Kürt karşıtı tonu tekrardan ağır basmaya başlayan referandum karşıtı siyaseti, ülkenin hangi dış politika çıkarına hizmet ediyor? Tabii ki bu sorudaki çıkar vurgusu, Türkiye'nin dış politika ve ulusal çıkarlarıyla ilintili. Aksi takdirde, AK Parti'nin MHP veya daha doğru bir ifadeyle Bahçeli'yle girdiği fiili koalisyonun bir sonucu olarak, bundan sonra Türkiye'nin hem demokratikleşme politikaları hem de dış politikası üzerinde bir Bahçeli balans ayarı olacağı hakikati bugünkü izlenen siyasetin en azından bir kısmını açıklama yetisine sahip.
Burada izlenen siyasetin mahiyeti kadar metodu da sorunlu gözüküyor. Referandum meselesi son bir ayda ortaya çıkmış bir mesele değil. Bir yıldan uzun bir süredir Barzani bu konudaki tutumunu her fırsatta dile getiriyor. Bunun için bir komisyon kurdu. 7 Haziran'da referandumun yapılacağı tarih ilan edildi. Bütün bu süre zarfında Türkiye hem Barzani'yi tatmin edecek hem de referandumun da tehir edilmesini sağlayacak bir ara formül önerebildi mi? Merkezi hükümetle Erbil arasında bir ortaya yol bulmaya çalıştı mı? Bütün bu süreç boyunca anlamlı bir öneri ortaya koymayan, aktif bir diplomasi yürütmeyen Türkiye'nin referanduma bir aydan kısa bir süre kaldığı bir denklemde, iyi bir alternatif önermeden, referandumun yapılmamasını isteyen siyaseti müttefiği olan Barzani'yi sıkıntıya sokacağı ortadadır. Mesela, MGK toplantısının Eylül'ün 27'sinden 22'sine çekilmesi kararıyla Türkiye ne elde etmeyi umuyor? Bu kararı dış politika perspektifinden mi yoksa içeriye mesaj bağlamında mı okumamız lazım? Az da olsa referandumun hala ertelenme ihtimali var. Pazar günü Referandum Yüksek Konseyi, ABD, İngiltere ve BM'nin sunduğu alternatif teklifi tartışmak için toplandılar. Yine bu hafta Irak Kürdistan'ından bir delegasyon görüşmeler için Bağdat'a gidecek. Düşük bir ihtimal de olsa burada referandum kararının tekrardan gözden geçirilmesini sağlayacak bir karar çıkabilir. Ama eğer çıkmazsa, 22'sinde yapılacak bir MGK toplantısının 25'inde yapılması planlanan bir referandumun yapılmamasını ne kadar sağlayabilir? Irak Kürtleri'nin Türkiye'ye olan ihtiyacı ortada. Ancak Türkiye'nin ise az sayıdaki müttefiklerini bu şekilde heba etmesi ne kadar rasyonel bir siyaset?
Meselenin mahiyetine dönecek olursak, referandum yapılamaz ve Barzani buradan siyaseten çok hırpalanarak çıkarsa, bunun kime yarayacağı kime de yaramayacağı belli. İran, Irak Merkezi Hükümeti ve PKK bu resimden kazançlı çıkacaklardır. Buna karşılık, Türkiye'nin hem bölgesel Kürt siyasetindeki hem de genel Irak siyasetindeki konumu daha da zayıflamış olacak. Dolayısıyla, referandumun tehirinin Barzani'nin siyasal hayatına mal olmaması için ona anlamlı bir çıkış planı veya taviz listesi sunulması gerekiyor.
Peki referanduma karşı çıkan Türkiye, mevcut işlemeyen statükonun dışında masaya bir öneri getiriyor mu? Veya soyut olarak ifade ettiği niyet beyanlarını daha somut başlıklara indirgemesi, politikalara dönüştürmesi gerekmiyor mu?
Türkiye, son dönemlerde bağımsızlık referandumuna karşı çıktığını ilan ettiği konuşma veya metinlerde, bir başlığa daha vurgu yapıyor. O da Türkiye'nin Irak Kürtleri'nin Merkezi Hükümet nezdinde sahip olduğu haklı taleplerini elde etmesi için gerekli arabulucuğu yapmaya hazır olduğu beyanıdır. Peki meşru talepler derken Türkiye neyi kastediyor? Irak Kürtleri, Bağdat'a dair dile getirdikleri şikayet listesinin en başında aşağıdaki başlıklar geliyor:
Birincisi; Irak Merkezi Hükümeti'yle Kürdistan bölgesinin daha önce üzerinde anlaşmalarına rağmen, hatta konuyu bir anayasa maddesinde (140. Madde) formüle etmelerine rağmen ve onun da uygulanmaya konması için bir son tarih (31 Aralık 2007) belirlenmesine rağmen, tartışmalı bölgelerin üzerinde, uzlaşma sağlanan formül aracılığıyla çözümü konusunda Merkezi Hükümet ayak diretiyor. Bu meselenin çözülmesi için üzerinde anlaşılan en son tarihin (31 Aralık 2007) üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen, Merkezi Hükümet bu konuda bir adım atmıyor. Türkiye, Irak Kürtleri'nin Irak anayasasının tartışmalı bölgelerle alakalı 140. Maddesinin uygulanması talebini haklı ve meşru bir talep olarak görüyor mu? Eğer görüyorsa ve bu maddenin Kerkük'ü de içerdiği göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin son dönemlerde Kerkük'le alakalı kullandığı etnik temalı dil Türkiye'nin hangi politikasına hizmet ediyor? Kerkük, Irak anayasasına göre tartışmalı bir bölge. Anayasanın 140. maddesine göre de Irak Merkezi Hükümeti'nin mi yoksa Kürdistan bölgesinin mi sınırlarına dahil olacağı 10 yıl önce belirlenmeliydi. Türkiye, bu konuda tek taraflı bir adım atılmamasını öneriyor. Irak Kürtleri ise Irak Hükümeti üzerinde anlaştığımız uzlaşmaya dayalı anayasa maddesini işleme koymuyor diye yakınıyor. Ve muhtemelen Bağdat, bu maddeyi hiçbir zaman uygulamaya koymaya da yanaşmayacaktır. Bu konuda Türkiye'nin önerdiği bir orta yol var mı? Veya bunun uygulama konulmasını sağlayacak gücü? Türkiye, Irak Türkmenleri'nin geleceğinin Kürdistan bölgesinden ziyade her gün daha fazla Şiileşen ve İran'ın uydusuna dönüşen Bağdat yönetiminde daha mı parlak olacağını düşünüyor?
İkincisi; Barzani, bağımsızlık referandumuyla alakalı yapılan gösterilerde birbirleriyle bağımlı iki konunun altını sıklıkla çiziyor. İlki, Irak Devleti'nin son sürat Şiileşmesi meselesi ve bunun bir yansıması olarak Sünnilerin ve Kürt'lerin merkezi devletin kurumlarındaki varlıklarının neredeyse sıfırlanması. Diğeri ise, normal şartlarda Peşmerge giderlerinin Irak Merkezi Hükümet bütçesinden karşılanması gerekiyor. 10 yıldan uzun bir süredir Merkezi Hükümet buna ayak diretiyor. Buna karşılık, Merkezi Hükümet sayıları 100-150 bin arasında olduğu tahmin edilen Haşdi Şabi Şii milislerine birkaç saat içerisinde resmî bir statü verip, bütün giderlerinin hükümetin bütçesinden karşılanması kararını aldı. Böylece Merkezi Hükümet, bütün masraflarını kendisinin karşıladığı bir paralel güvenlik mimarisinin meşruiyetini tescilledi. Barzani, bu siyasetin kendilerine, Irak'ın geleceğinde bir yerlerinin olmadığını gösterdiğini ifade ediyor. Türkiye, Barzani'nin bu şikayetini meşru bir talep olarak değerlendiriyor mu? Değerlendiriyorsa, Merkezi Hükümet nezdinde nasıl bir siyaset izleyebilecek?
Üçüncüsü; Barzani, Irak anayasasına aykırı olarak, Merkezi Hükümet'in Kürdistan bölgesinin Irak bütçesinde aldığı yüzde 17'lik payını 2014 yılında kestiğini ve IŞİD'le girişilen amansız mücadele döneminde dahi bu kararını revize etmediğini dile getiriyor. Bunun da Irak Merkezi Hükümeti'yle üzerinde anlaşılan anayasal hükümlerin pek bir anlamı olmadığını, merkezi hükümetin kendisini yeteri derecede güçlü hisssettiği ilk fırsatta bu hükümleri yok sayacacağını gösterdiğini dile getiriyor.
Dördüncü; Irak Kürdistanı, Kürdistan bölgesinde çıkan petrol ve doğalgaz kaynakları üzerinde geniş bir yetki kullanmak istiyor. Anayasa'nın da buna imkan sağladığını iddia ediyor.
Bağımsızlık referandumuna karşı çıkan Türkiye, Irak Kürtleri'nin Bağdat'a yönelik meşru talepleri ve şikayetleri olduğunu düşünüyorsa, yukarıda sıraladığım başlıklarda nasıl bir yol haritası öneriyor?
Burada da sağlıklı bir siyasetin izlenmesi Türkiye'nin genel olarak Bölgesel Kürtler'e, özel olarak da Irak Kürtleri'ne yönelik olarak nasıl bir algı ve bakış açısına sahip olduğuyla yakından ilintilidir. Şu sorularla meseleyi biraz daha açalım. Kürtler, ontolojik olarak Türkiye için bir tehdit mi arzediyor? Irak'da kurulacak bir Kürdistan, illa Türkiye için bir ulusal güvenlik sorununa mı dönüşmek zorunda? Veya mahiyeti ne olursa olsun ortaya çıkacak bir Kürt kuşağı, Türkiye için her daim yok edilmesi gereken bir kırmızı çizgi midir? Eğer bu her üç soruya verilecek cevap evet ise, ortada bir Kürdistan krizinden ziyade Türkiye'nin kimlik krizi var demektir. Bu da Türkiye'yi bölgesel ölçekte Kürt kimliğinin ve ulus inşa sürecinin kurucu ortak ötekisine dönüştürür.
Malum, gazeteler Genel Kurmay Başkanı Akar'ın ABD'li mevkidaşı Joseph Dunford'la yaptığı görüşmede, Türkiye'nin güney sınırlarında bir Kürt kuşağı kurulmasına izin vermeyeceği mesajını ilettiğini yazdılar. Aslında orada bir Kürt kuşağı zaten var. Muhtemelen Akar, sosyolojik olarak orada varolan Kürt kuşağının siyasal bir statüye kavuşmalarına müsaade edilmeyeceğini demek istedi. Peki, Türkiye'nin kendisini bölgede tekrardan anti-Kürt bir güce dönüştürmesi ne kadar rasyonel bir politika? Bu Türkiye'nin bölgesel pozisyonunu daha kırılgan kılmaz mı? Bu hem bölgesel hem de uluslarası güçlerin Türkiye'yi Kürtler ile terbiye etmesine zemin hazırlamaz mı? Bu siyaset, Türkiye'nin bölgede etkin bir aktör olmasının imkanlarını kısıtlar, onu Kuzey Suriye'den Kuzey Irak'a uzanan hata haps olmasına yol açar.
Yine, Başbakan Yıldırım, Irak Kürdistanı'ndaki referandumum Türkiye için bir ulusal güvenlik meselesi olduğunu ifade etti. Halbuki daha 2 yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Kürtleri'nin bağımsızlık meselesinin Irak'ın içişleriyle alakalı bir mesele olduğunu söylemişti. Söylemdeki bu değişim AK Parti'nin kısa süre içerisinde yaşadığı siyasal dönüşümü de resmediyor. Daha kısa bir süre önce ABD'deki neo-con düşünce kuruluşları, Irak Kürdistanı'nın Türkiye'nin bir ortak refah alanına (commonwealth) dönüştüğüne dair analizler yayınlıyorlardı. İran, Irak Kürtleri'nin bağımsızlığa gitme sürecini kendi sınırlarında Türkiye'nin nüfuzu altında ikinci bir Kıbrıs'ın ortaya çıkması olarak okuyor ve karşı çıkıyordu. ABD ve Irak Merkezi Hükümeti; Irak Kürtleri'nin Türkiye üzerinden dünyaya petrol satmasını, Halk Bankası üzerinde işlem yapmasını eleştiriyordu. Yine, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Irak Kürdistanı, FETÖ okullarına ilk el koyan yönetimlerin başında geliyordu.
Peki nasıl oldu da kısa bir süre içinde Türkiye eliyle ve Türkiye güdümünde bir Kürdistan kuruluyor tartışmaları birden Ortadoğu'da ikinci bir İsrail kuruluyor komploculuğuna yerini bıraktı?
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2021
11.02.2020
3.02.2020
28.01.2020
20.01.2020
13.01.2020
6.01.2020
31.12.2019
24.12.2019
17.12.2019