Gürbüz ÖZALTINLI
Bodrum’un hakikaten hala bir köye benzeyen bu köşesini biliyorsanız, “işte insanın kolay ölmeyeceği bir yer” diye düşünebilirsiniz. Haksız da olmazsınız.
İçlere doğru dip dibe “süper lüks” villalarla yayılıp genişleyen bu köy; İncecik kumsalına üst üste yığılmış, bütün gün selfie çekip telefonunu kurcalayan çıtır pıtır kızları ile kasımpatı kasımpatı kasılan bodyci delikanlılarına… Onlara bakarak, kendisini milat kabul edip yeni gelenleri yadırgayan “buralar çok bozuldu” cu orta yaşlı okumuşlarına… Sezon açılır açılmaz bütün tanıdıklarını yolunacak kaz gözüyle süzen restorancılarına… Sık sık kesilen elektriğine, suyuna… Müşkülpesentliğinize bağlı olarak daha da sayılabilecek iticiliklerine rağmen çok güzel bir yer.
Güneşin, alaycı sürprizlere bayılan usta ressamlar gibi, daha bir rengin tadını çıkartmanıza izin vermeden deniz ve gökyüzünü art arda pembe, kızıl, mor ışıklara boyayarak çekildiği akşam saatleri, her seferinde ilk kez yaşanan bir mucize gibi ruhunuzu coşturur. Denizin içine çakılmış kuru ağaçların dallarına takılan kabaklardan süzülen ışıklar kumsalda kurulu sofranızı aydınlatır. Ne müzik, ne motor gürültüsü; hiçbir ses uğramaz masanıza. Ayaklarınıza usul usul dokunup çekilen denizin üstünde dostlarınızla otururken hayata teşekkür etmek istersiniz.
Evet, insan Gümüşlük’te ölüm olmaz diye düşünebilir.
Ama Gümüşlük’te ölüm oluyor. Fakat insanlardan daha çok hayvanlar ölüyor Gümüşlük’te.
Gümüşlüğün bu tasmalı, tüylü sakinlerine yaz aylarında hep yeni katılımlar olur. Onların her birisiyle tek tek tanışıp huyunu suyunu öğrenmek ve arkadaş olmak için birkaç gün yeter de artar bile.
Proje çocukların ısrarıyla edinilmiş köpeklerden “kurtulmanın” akla gelen başlıca yolu, onları sahil kasabalarının duyarlılıklarına terk etmek oluyor. Sahillerde, hayatın kıyıcılığından bıkmış; insan türünden sıdkı sıyrılmış; başarı yarışından istifa etmiş “iyi yürekli insanlar” yaşar… Onların hüzünlü yalnızlıklarına, kapılarına bırakılmış mahzun bakışlı bir Golden’dan ne daha iyi gelebilir ki? Yaz başlarken suçlu gibi sessizce sahillere gelip köpeğini bırakıp kaçanlar vicdanlarını böyle düşünerek yatıştırıyorlar belki de…
Sahiller yalnız ve iyi insanlarla mı dolu? Bilmiyorum…
Ama buralarda o terk edilmiş köpekleri gözünü kırpmadan zehirleyen insanlar var; bunu iyi biliyorum. Tek bir tavuğu köpek tarafından paralanmış bir köylünün bütün köpek soyunu kurutabilecek kadar kötüleşebileceğinin tanığıyım.
Daha önce de yazmıştım. Benim de, sahibi taşınırken eski bir eşya gibi kapıcıya bırakılarak terk edilmiş bir köpeğim var. Adı“Kırık”… Kalbinden alıyor ismini. Üç yılı aşkın süredir beraber yaşıyoruz. Köpek fobisi olan yakın arkadaşlarım onunla tanışarak aştılar korkularını. Tanıyıp da sevmeyene rastlamadım bugüne kadar. Yanımda götüremediğim zaman onlarla kalıyor. Benden daha çok dostu var bu hayatta.
Her sabah olduğu gibi yine sahilde Kırık’la yürürken genç bir çocuk geldi yanıma “köpeğinizin serbest gezmesine izin vermeyin yine zehirlemişler üç tanesini” dedi. Gümüşlük hayvanlarını korumayı amaçlayan sivil bir girişimin üyesiymiş.
Sözümü “ Bu ülke, insanına neyi layık görüyor ki, hayvanından ölümü esirgesin?” gibi pesimist bir klişeyle bağlayacak değilim. Çünkü kötülüğün olduğu her yerde iyilik de var.
Nejat İşler, Akif Kurtuluş gibi isimlerin omuz verdiği Gümüşlük Spor Kulübü, İstanbul’dan destek için gelen Fenerbahçe taraftarı “Vamos Bien” grubunun da bulunduğu ve neredeyse bütün Gümüşlüklülerin izlediği son futbol maçına, üstünde çok güzel bir köpek resminin yer aldığı “Bizi zehirlemeyin Gümüşlük’ün canı yanmasın” yazan pankartla çıktı. Vamos Bien’ciler “Hepimiz köpeğiz zehirlemekle bitmeyiz” sloganı attılar…
“Kırık” da diğer sahipli arkadaşlarıyla birlikte davetli olduğu bu maça gitti. Ulusal basın bu tepkiye ilgi gösterdi. TV kanallarında görüntülü haberler yapıldı.
Evet; Gümüşlük’te de hayat her yerde olduğu gibi. Ölüm de var, iyilik de…
Hangisinin yanında duracağınız size kalan bir seçim.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023