Hayko BAĞDAT

Hayko BAĞDAT
Hayko BAĞDAT
Tüm Yazıları
Ebedi hayat danışmanı
30.09.2015
2590

 Yaşam Radyo’nun en havalı programı bizimkiydi valla. Radyo yöneticileri şimdilerde sizlere pek normal gelen “çok dilli yayıncılık politikası”nın cesur öncüleriydi. Eski zaman zannetmeyin, Milenyum’un ilk yıllarından bahsediyorum.

Çok dilli yayıncılık dediğim de kadim Anadolu dillerinde müzik çalabilmek kadar yani.

Bizim program Ermeni kontenjanını dolduruyor, adı da fena şekilli: “Sözde Kalanlar”.

Sözde Soykırım”, “Sözde Vatandaş”, “Sözde Kalanlar”…

Çaktın köfteyi?

Her hafta korkulan konuları cart diye ortaya atmalar, ilginç röportajlar, az duyulmuş ezgiler derken merkez medya için bile kaynak hâline gelmemiz uzun sürmemiş.

Böyle işlere gönül verenler kurumlar genelde fakir olurlar. Radyo’da kuruş para yok. Bırak programcılarına ücret ödemeyi, tam tersine, her birini potansiyel “çevresinden reklam getirecek pazarlamacı adayı” şeklinde görüyorlar.

Fakat benden diğer programcılardan olduğundan biraz daha umutlular.

Yahu Hayko, siz Ermeniler tüccar adamlarsınızdır. O kadar Ermenice müzik çalıyorsun. Bir soruver be çevre esnaflara falan. Belki iki- üç reklam alırız ha?

Benim tavrım çok net.

Zengin Ermenileri tanımayan Ermeni” olduğumu belli etmemek için her seferinde kibirli bir edayla “Tabii abi, çok insan var dediğin gibi olan. Dur ilk fırsatta kapılarını çalayım” diye cevap verip geçiştiriyorum.

Bizim babadan kalma emektar matbaa, İstiklal Caddesi’nin en şatafatlı ama en bakımsız binası olanTokatlıyan Han’ın bodrum katında, 40-50 metrekarelik bir küçük atölye.

Bina, adı “yan” ile biten tarihî bir Ermeni mülkü olmasına rağmen bizim bodrumun esnafları arasında sadece tek Ermeni mevcut.

İlk iş gidip ona sormalı.

Uluslararası Cenaze Levazımatçısı Berç Kaç.

Üstelik büyük bir şans eseri bizim Berç Kaç, firmasına reklam yatırımı yapmak için iyi bir bütçe ayırmış.

Mesela müşteri memnuniyetini artırmak için bizim matbaaya ekstra formlar bastırmış.

Cenaze sonrası, ölü yakınlarının kendisine ödedikleri paranın hangi hizmetler için olduğunu bilmeleri gerektiğini düşünüp hazırlattığı “İş Detay Formu” emrinizdedir.

Kalemlerden birkaçı şöyle:

–Ölüyü evden çıkarma

–Morga nakliye

–Kilise morg kirası

–Gasilhane

–Gasallar

–Pamuk

–Kefen

–Cenaze araç kirası

–Mezar kazıcılar

–Tabut taşıyıcılar

–Gömücüler

–Ceviz tabut

–Tabut üstü pirinç Haç

–Kıdemli papaz

–Düz papaz

–Okuyucu servis bedeli

Sadece form bastırmak yeterli değil elbet.

Berç Abi, gerektiğinde şak diye telefon numarasının bulunabilmesi için promosyon ürünler de yaptırdı.

Bloknot, kalem, buzdolabı magneti, kolonyalı mendil.

Magnet ile kolonyalı mendilin üstünde kocaman puntolarla slogan yazılmış:

Ebedi Hayat Danışmanı”.

Gittim sordum, hemen kabul etti.

Ama bir şartı vardı. Reklam metnini kendisi yazıp kendisi okuyacakmış. Müşterileriyle kurduğu özel ilişki bunu gerektirirmiş. Bu yakınlığa yabancı bir adamı sokmak olmazmış.

Radyo yöneticilerine müjdeyi verdim. Artık “Sözde Kalanlar”, kuşakta iki reklam birden yayınlayacak:

Bioderm ile İstenmeyen Kıllara Son”.

Uluslararası Cenaze Levazımatçısı Berç Kaç”.

Diğerini Radyocular bulmuş.

Berç Abi bir hafta kadar metni düşündü. Cenaze levazımatçısı radyodan müşterilerine ne söyleyecekti? Mesleğinin duayeni olmak kolay değildi. Üstelik bu reklam, hani zamanında mezar kazıcısı olup da şimdi kilise dibinde izbe bir dükkân tutup ortalıkta ‘levazımatçıyım’ diye gezen şebeleklere haddini bildirmek için iyi bir fırsattı.

Berç Abi, en az beş metin yazıp, evde ayna karşısında okuyup, hiçbirini beğenmeyerek kâğıdı buruşturup atmış diyenler var.

Mesele yavaş yavaş bir reklam metni olmaktan çıkıp “ulusa sesleniş konuşması” kıvamına gelmek üzere.

En sonunda işi kıvırdı bizimki, metin hazır…

Abi gel bizim ofisteki FHB800 Sony Çift Kasetçalar’da bir ön çekim yapalım. Olmadı Radyo’nun stüdyosunda okursun.

Geldi, okudu.

Bence tamamdı. Harika bir metin olmuş. Rutkay Aziz okusa Berç Abi’nin eline su dökemez üstelik.

Kaseti alıp Radyo’ya götürdüm. Tekniker arkadaşlar kaydı biraz temizleyecek, belki arkaya bir fon müziği ekleyecek falan filan.

Akşam olmadan Radyo yöneticileri fıldır fıldır bana ulaşmaya çalışmışlar.

Hayko, kafayı mı yedin sen? Bu reklamı yayınlayamayız biz.

Hani ulan çok dilli yayıncılık?

Hani Ermeni halkının kültürel mirası?

Çerkes reklam getirse yayınlayacaksınız ama değil mi?

Düdükler…

Üzerinden yıllar geçti, bu kadar mecrada söz söyledim, Yaşam Radyo’dan yediğim sansürü kimselerden yemedim arkadaş…

Kısmet bugüneymiş, o sakıncalı metni kamuoyuyla paylaşmanın zamanıdır.

Üstelik ücretsiz.

Ağzına sağlık Berç Abi…

Ben Berç Kaç.

Kaç Berç, Berç Kaç.

Allah sizlere sağlık versin, hastanız olmasın. Ama ya olursa? Sükûnetinizi kaybetmeyin. Önce doktora gidin. Sonra doçente, olmadı profesöre gidin. Yine olmadı bana gelin. 40 yıllık büyük tecrübe ile ölülerinizin gömülmesi, gömülen kemik bakayalarının başka bir mezara nakli, soğutmalı kabinlerle ölülerinizin yurtdışına gönderilmesi, gümrük işlemleri bizden sorulur.

Ben Berç Kaç.

Kaç Berç, Berç Kaç.

Ebedi hayat danışmanınız.

Arayacağınız zamanı bilirsiniz!

Hayırlı işler Berç Abi, bol kazançlar dilerim…

(Kaç: Ermenice Cesur)

Not: Benim tembellik hâli geçmedi. Size yine Kafa Dergisi’nde yayınlanmış bir yazım…

[email protected]

Twitter:@haykobagdat

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar