Hayko BAĞDAT

Hayko BAĞDAT
Hayko BAĞDAT
Tüm Yazıları
Devlet kimden yana
21.10.2015
2097

 Sevgili dostum İsmail Saymaz Kırşehir’de Gül Kitabevi’nin yağmalanması ve yakılması ile ilgili önemli bir habere imza attı. Kardeşimdir diye söylemiyorum, çoluğumuz çocuğumuz daha güvenli bir ülkede yaşayacaksa İsmail’in temsil ettiği gazeteciliğe çok şey borçlu olacak.

Haberdeki görüntüleri izlediniz mi?

Hepinizden ricamdır, izleyiniz.

Ve bir an için kimliğiniz, etnik kökeniniz, mezhebiniz, siyasal düşünceniz ne olursa olsun kendinizi o kalabalıkların muhatabı, hedefi olarak hayal ediniz.

Evinizde, iş yerinizde sıradan bir günde, ailenizle, arkadaşlarınızla vakit geçirirken bir uğultu ile irkildiğinizi düşününüz.

Uzaktan yaklaşan kalabalık güruhun sizin en güvenli yer olarak gördüğünüz mekanınıza doğru hareketlendiğini varsayınız.

Ellerinde taşlar, sopalar, döner bıçakları olan vandalların birazdan yakınınıza varmak üzere olduğunu, çok az vaktinizin kaldığını farz ediniz.

Kaçacak yeriniz de yok işte…

Ne yaparsınız?

Çocuklarınızı hemen yatağın altına, dolaba, kapalı herhangi bir yere mi saklarsınız?

Elinize bir sopa, bıçak falan mı alırsınız?

Hemen polisi, jandarmayı yani devleti arayıp imdat mı dersiniz?

Peki ya ailenizi, varlığınızı korumakla görevli devlet kalabalıklardan yanaysa?

Polisi, jandarması, zabıtası, itfaiyesi sizi katletmeye gelenleri tutuyorsa?

Ya devlet vahşilerin zulmüne teslim ederse sizi?

Dedem, 6-7 Eylül’de, Tarlabaşı’ndaki evinin kapısına bir Türk Bayrağı asarak, çocuklarını tuvaletin penceresinden arka bahçeye atarak beklemiş kapısının kırılmasını.

Bazı Rum komşuları en güvenli yer olarak kalabalıkların arasına “Türk taklidi” yaparak karışmakta bulmuş çözümü.

Maraş’ta, Çorum’da Aleviler, önceden işaretlenmiş evlerinde boğazlanmışlar.

Sivas Madımak’ta cayır cayır yanmayı beklerken Yasemin Sivri “biz burada öleceğiz, biz buradan çıkamayacağız” dediğinde Lütfiye Aydın “ne biçim söz o öyle. Tabi ki kurtulacağız burası dünyanın diğer biri yeri değil, bizi buradan çıkaracaklar, biz buradan kurtulacağız öyle bir şey düşünmeyin” diye itiraz etmiş.

Asaf Koçak çantasından çıkardığı mızıkayı üfleyerek yaklaşan ateşe karşı cesaret vermiş oteldeki insanlara.

Yakılan HDP binalarının üzerine Türk Bayrağı asan polis memurlarını izleyen partililer, yaşadıkları kentleri derhal terk etmekte aramışlar çözümü.

İsmail Saymaz’ın haberini izleyiniz.

Sizce Kırşehir’de devlet kimden yanaydı?

O kalabalıkların ellerinde sopalarla, taşlarla, saatlerce yürüdüğü, önce HDP’yi, sonra Gül Kitabevi’ni, sonra Diyarbakır Tatlıcısı’nı yaktığı esnada devlet neredeydi?

Devlet bu karşılaşmada kimi tutuyordu?

Bir an için kimliğiniz, etnik kökeniniz, mezhebiniz, siyasal düşünceniz ne olursa olsun kendinizi o kalabalıkların muhatabı, hedefi olarak hayal ediniz.

Böyle bir devletin vatandaşı olmayı içinize sindirebiliyor musunuz?

Nesillerinize miras bırakacağınız ülkenin böyle bir yer olmasından razı mısınız?

Bir gün o kalabalıkların sizlerin evlerinize uğramayacağına emin misiniz?

Devlet, bir dahaki sefer vatandaşının canını gözüne kestirdiğinde sıranın size gelmeyeceğine emin misiniz?

Değilsiniz…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar