Hilâl KAPLAN
Fethiye'de geçen haziran ayında Atatürk portreleri, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ve İstiklal Marşı'nın yazılı olduğu panolar, Fethiye Anadolu İmam Lisesi'nin giriş kapısının karşısındaki çöp konteyneri içinde ve çevresinde bulunmuş. Yoldan geçenler panoları çöpten çıkarmış ve şikâyette bulunmuş. Konunun basına yansıyınca da Fethiye Kaymakamlığı 'olay'la ilgili soruşturma başlatmış. Soruşturma kapsamında görevlendirilen Milli Eğitim müfettişi, incelemesini tamamlayıp, sonucu bir rapor halinde Fethiye Kaymakamlığı'na göndermiş. Rapora göre, Atatürk portrelerinin çöpe atılmasında okul yönetimi kabahatli bulunmuş ve sorumluların cezalandırılması istenmiş. Bunun üzerine Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Fethiye Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Tevfik Engin, Müdür Yardımcısı İsa Güçlü ve okul hizmetlisi Mustafa Kılınç'a kınama ve 2 aylık maaştan kesinti cezası vermiş. Haberi öğrendiğim internet sitesi (www.dosdogruhaber.com) de bu habere şu başlıkla okuyucularına duyurmuş: Atatürk'ün portresi, Atatürk müdür?
Ernst Kantorowicz, 1816'da yazdığı ve hâlâ Avrupa'nın siyasal-teolojisini anlamak için el kitabı niteliği taşıyan eserinde 'Kral'ın iki bedeni doktrini'ni izah eder. Bu doktrine göre Kral'ın iki bedeni vardır: Doğal Beden ve Siyasî Beden. Kralın Doğal Bedeni ölümlü bir bedendir; tüm yaralanmalara, hastalıklara ve deformasyonlara açıktır. Öte yandan Kral'ın bir de siyasî bedeni vardır. Siyasî Bedende yönetilen ülke, egemenlik ve halk temsil edilir ve bu sebeple tüm yara ve berelerden, hastalık ve benzeri ölümlü ait arızalardan münezzehtir. Ölümsüzdür. Kralın bedeninde mecz olmuş doğal beden ve siyasî beden birbirinden ayırt edilemez bir bütündür.
Mustafa Kemâl'in meşhur 'Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidâr kalacaktır' sözü doğal beden ile siyasî bedenin mükemmel entegrasyonuna örnektir. Nitekim Mustafa Kemâl'in bedeninin namevcudiyeti, cumhuriyetin mevcudiyetine bağlanmaktadır. Birisi olmasa bile diğeri hep var olacaktır ve namevcut olanı mevcut kılacaktır. Atatürk'ü Koruma Kanunu'nda geçen 'Atatürk'ün manevî şahsiyeti' ifadesi de 'Kral'ın Siyasî Bedeni'ne tekabül etmektedir.
'Kral'ın iki bedeni doktrini', Atatürkçülerin neden Atatürk imgelerinin cumhuriyetin 'kazanım'larından devletin bekasına, millî egemenlikten ülkenin bağımsızlığına kadar her şeyi temsil ettiğini düşündüğünü ve bu imgenin hakim olmaması durumunda neden güvende hissetmediklerini anlamayı kolaylaştırır. Bu anlamda, hem kamusal hem de kişisel alanları kuşatmış 'ulu önder'in resmi, Atatürkçüler üzerinde nerdeyse mistik ve köklü bir etki yaratmaktadır. Zira Atatürk, her resmî törende huzuruna çiçekler sunulan, yenisiyle değiştirilmek istenen eski heykelini gömmek için komisyonlar kurulan (Altındağ Belediyesi, Temmuz 2005), kazara ele geçen heykeli devlet yetkililerince 'Allah'tan bir mesaj' olarak algılanan (Antalya Millî Eğitim Müdür, 2002), Damal Şenlikleri'nde bulutların dağa düşen gölgesi silüetine benzetilip âdeta bir keramete şahit olunuyormuşçasına kutlanan, dünyevî ile uhrevînin, teoloji ile siyasalın birbirine geçtiği, bedenin yokluğunun imgenin siyasî varlığıyla ikâme edildiği bir gösterendir.
Hâlen Balyoz davasında yargılanmakta olan Ergin Saygun, İkinci Genelkurmay Başkanı'yken verdiği bir demeçte 'Allah, Atatürk'ü başımızdan eksik etmesin; O'na uzun ömürler versin' demişti. Saygun'un 'uzun ömürler' diledği şüphesiz Mustafa Kemâl değildir; hâlen 'canlı' olduğu düşünülen Atatürk gösterenidir. Ve bu 'dua'nın kendisi de bu gösteren etrafında dönen iktidar ilişkilerinin bir yansımasıdır. Aslında Atatürk'e işaret edilerek 'başımızdan eksik olmaması' dilenen, elleri balyoz tutanlardır.
Pascal'ın dediği gibi 'Kral'ın portresi, Kraldır' ve ülkemizde Atatürk gösterenine 'Kral öldü, yaşasın Kral!' mantığıyla yaklaşılmaya devam edildiği müddetçe de bu hususiyetini devam ettirecektir.
*Bu yazıda 'Türkiye'nin 'Ölmeyen' Babası' isimli kitabımdan istifade edilmiştir.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019