Mehmet ALTAN
Eşitlik düşüncesi’ ABD’de veya Fransa’da modern demokratik devrimlerin esasıdır.
Herkesin ‘eşit’ olduğu bir toplum yaratmak esastı.
Herkesin saygı gördüğü, herkesin benzer kabul edildiği ve herkesin bağımsız ve otonom olabilme şartlarının olduğu, herkesin ortak yaşama eşit katılabilmesinin mümkün olduğu bir toplum. Sosyal eşitlik bütün devrimlerin birinci ve esas düşüncesiydi.
***
Neoliberal akım, koruyucu-devlet ve vergi indirimlerini yerle bir etti.
Fakat aynı zamanda, bu akım, toplumdaki sosyal bir beklentiyi de karşıladı.
Bunun iki yüzü var; ortak paylaşılan bir alan ve o dünyayı yok ediyorsunuz ama aynı zamanda yeni bazı hakları iade ediyorsunuz.
Kişiler, kendilerinin özgürlük alanlarının genişletilmesinin karşılığında, ortak dünya ve alanların yok edilmesine itiraz etmediler.
Bu da tüketici kimliklerinin ön plana çıkartılmasına bağlandı.
Avrupa, 1980 sonrası, tüketici kimliliğinin büyük bir savunucu kurumu olarak gelişti.
Fakat ‘tüketici’, toplumda ötekilerle olan bağları ile tarif edilen bir kimlik değil, kendisine sunulan üç telefon operatörü arasında seçim yapabilen bir kimlikti.
Bu da kişilerin sosyal bağlarının zayıfladığı ‘a-sosyal’ bir kimlik durumu.
***
Her şeyden önce, fevkalade bir gelir ve mal birikimi eşitsizliği artışı var.
19’uncu yüzyıl sonundan beri, gelişmiş ülkeler, benimsedikleri ve uyguladıkları sosyal ve vergi politikaları vasıtasıyla, toplumdaki eşitsizliklerin dengesizliklerini düzeltecek mekanizmaları tesis etmişlerdi.
Krizin, ‘koruyucu-devlet’ ve ‘yüksek vergi matrahlarının’ çözülmesi gibi bir çift sonucu oldu. 1981’de Sol, Fransa’da iktidara gelmeden önce, gelir vergisi üzerindeki en yüksek vergi matrahı yüzde 65 idi. Bugün bu oran yüzde 41.
Bu, eşitsizlik krizinin sadece görünen aritmetik kısmı. Eşitsizlik krizinin bir de daha da derin olan sosyal bir boyutu var.
***
Sosyal bağların çözülmesi mekanizmalarından söz ediyorum. Bu kriz, ‘ayrılma, ayrışma ve güven yıkılması’ formlarının hepsi olarak karşımıza çıkıyor.
19’uncu yüzyılın ‘mirasyedi figürü’ yeniden beliriyor. Yeniden, Balzac’ın eleştirdiği, ‘geçmiş bugüne hükmediyor’ günlerine geri döndük.
Bugün öyle bir toplumda yaşıyoruz ki artık, işgücü değil, miras, biriktirilmiş kapital/sermaye hayat seviyemizi belirliyor.
Eşitsizlik krizi, böylece, artık bir ‘sosyal model’ krizidir.”
***
Bunları kim söylüyor?
Fransız tarihçi ve sosyolog, Collège de France’da akademisyen, Pierre Rosanvallon.
Peki, Fransız Sosyalist Partisi’ne yakın olan Rosanvallon ne öneriyor?
“‘Benzersizlik, karşılıklılık ve birliktelik’... Bu üç prensip, aynı zamanda benim için, eşitler toplumunun esası ve temel nitelikleridir. Bunlar, büyük çoğunluk tarafından kabul edilecek sosyal bir projenin temelini de oluşturabilir. Öyle bir zamandayız ki mutlaka, bir taraftan Kapitalizm, öte yandan büyük dünya savaşları, Doğu-Batı ideolojik çatışmaları ile tahribata uğramış demokratik devrimleri güncelleştirmemiz gerekiyor. Bu bir acil durum, çünkü sosyal bağların en patolojik halleri ile temas halindeyiz. Her türlü eşitsizlik ama aynı zamanda ırkçılık, milliyetçilik artarak ilerliyor.
... Eşitliği, sosyal demokratik bir bağ olarak düşünmediğimizde, eşitlik her türlü taarruza karşı savunmasız kalıyor.”
***
‘Eşitler toplumu’ adlı yeni denemesi Fransa’da 1 Eylül’de yayınlanacak olan Pierre Rosanvallon’un yukarıda kimi kısımlarını yayınladığım çok besleyici bir röportajına rastladım.
Baktım Çağlar Şavkay bu uzun röportajı çevirip ‘ikincigrup.com’a koymuş...
Düşündürücü bir özetini bu bayram günü sizlerle paylaşmak istedim...
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025