Mehmet ALTAN
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gece başlayan Ortadoğu gezisi, bölgede kitleler tarafından ne kadar çok sevildiğini de bir kez daha gösterdi.
Ama ülke yönetimleri için aynı şey söylenebilir mi, kuşkulu...
Tayyip Erdoğan’a sokakların gösterdiği muhabbetin, ülke yönetimleri tarafından kendisinden esirgenmesinin nedeni belki de gerek Filistin, gerek İsrail konusunda Erdoğan’ın üslubunun Arap yönetimlerininkinden önde ve çok daha radikal olmasıdır.
Örneğin, Erdoğan için ‘İsrail’in Gazze Ambargosu’ neredeyse en önemli gündem iken, ziyaret etmekte olduğu Mısır rejimi Gazze Ambargosu konusunda İsrail’e ciddi bir şekilde destek olmakta...
Erdoğan’ın bölgedeki popülaritesini, yönetim ile sokak arasındaki oluşan bu fark sürekli besliyor...
Belki de bu nedenle kendisi için kullanılan sıfatlardan biri de ‘Arap sokaklarının lideri’dir...
Başbakan’ın Arap sokaklarındaki cazibesi, tanımlı bir siyaset ya da kavramlara verilen destekten ziyade, yönetim ile sokak arasındaki çelişkilerden de güç aldığı için, tanımlarda da farklılıklar görülmekte.
Örneğin, ‘Erdoğan İslam’ın kurtarıcısı’ pankartı bunlardan biri.
***
Erdoğan için çok farklı tanımlamalara Batı basınında da rastlamak mümkün...
Örneğin, Daily Telegraph, Erdoğan’ın Avrupa Birliği üyeliği girişimlerinden sonuç alamayınca Araplar arasındaki en duygusal konu olan Filistin davasının savunuculuğuna soyunarak bölgede gücünü artırmak istediğini yazıyor.
Independent Gazetesi, ‘Erdoğan’ın İsrail’e negatif yaklaşımı, Arapların gözündeki cazibesini artırıyor. İsrail’in yalnızlığı, Arap dünyasındaki ayaklanmalar, Arap ülkelerinin zayıflığı ve ABD’nin bölgede gücünün azalması Türkiye’ye yaradı’ diyor. Times Gazetesi de Erdoğan’ın bölge ziyaretinde Türkiye’yi İslam, demokrasi ve ekonomik refahı bir araya getiren bir model olarak sunmaya hazırlandığını belirtmekte...
***
Arap sokakları gibi, yeryüzünün de Türkiye’den ve Başbakan Erdoğan’dan beklentileri var, aslında yeryüzünün beklentisi Times’ın formülünde somutlaşıyor.
Yerkürede yaşayanların dörtte biri Müslüman. Ama 57 İslam ülkesinin toplam üretimi üç aşağı beş yukarı Almanya’nın üretimi kadar.
İslam âlemi yeterince zengin değil, üstelik gelir dağılımı adaletsizliği yüzünden çilekeş, yoksul yığınların en yoğun yaşadığı coğrafya.
Türkiye ise ekonomik olarak da, sosyal olarak da bu 57 ülkenin en gelişmişi. Diğerlerine ‘örnek’ ya da ‘vitrin’ olabilecek bir önceliği var.
Amerika’daki ‘yüksek teknoloji’ sektörleri, daha hızlı yol almak ve genişlemek için İslam âlemini uluslararası sisteme dâhil ederek, daha çok geliştirmek ve zenginleştirmek istemekte... Müslüman ülkeler daha çok ve çabuk kalkınsın ki ‘ileri teknolojilere’ talep yükselsin, Bilgi Çağı daha rahatlıkla yol alsın.
ABD, İslam âlemini, en gelişmiş Müslüman ülke olan Türkiye üzerinden uluslararası sisteme eklemleme peşinde. Türkiye’nin iç ve dış gelişmelerini bu açıdan okumak gerek bence...
***
Tabii şunu da vurgulamak gerek...
Türkiye bir yandan değişiyor, bir yandan ‘vitrin’ özelliğiyle İslam âlemindeki ve bölgesindeki gücünü pekiştiriyor.
Ama İslam âleminin ‘vitrin’ ülkesinin de sağlam bir demokrasiye, insan haklarına, zenginliğe kısacası AB standartlarında bir ülke olmaya ihtiyacı var. Özellikle de Müslüman coğrafyadaki umutsuz genç yığınlar için...
Bu sağlanmadan ‘vitrin’ olma özelliği her zaman iki arada bir derede kalacak... Kırılgan olacak.
***
Türkiye, kendisi Kürt Sorunu başta olmak üzere ağır yapısal sorunlarla uğraşırken ‘kendisi muhtâc-ı himmet bir dede, nerde kaldı gayriye himmet ede’ noktasına düşmemek için galiba buna dikkat etmeli...
Sonunda yaşadığımız dünyanın temel gerçeği ‘din, ırk ve mezhep’ ya da bunun üzerinden oluşan kör düşmanlıklar değil, ‘en kutsal canlı’ olan insanın bizzat kendi özgürlüğü ve zenginliği...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025