Mehmet Ocaktan
İktidarın her yaptığında keramet aramak o kadar zor bir iştir ki, adı sanı belli olan evrensel kavramları bile ters yüz edip yeni anlamlar üretmek zorunda kalırsınız.
Şimdilerde özellikle iktidara iliştirilmiş olarak konumlanan medya organlarında iktidarın demokrasi rotasından sapmasını izah etmek için yapılan yorumlara bakınca, ne kadar zahmetli bir görev üstlendiklerini görmek mümkün. Haklarını teslim etmek lazım, gerçekten zor bir görev ifa ediyorlar.
Bu anlayışa göre, AK Parti “muhafazakar-demokrat” olarak çıktığı yolculuğu yerli ve milli duruşla pekiştirmiş...
Evet AK Parti yola çıkarken demokrat bir çizgideydi, hukukun üstünlüğünü, liyakati esas almıştı, nepotizme karşıydı, demokratik kriterleri gerçekleştirmeyi hedeflemişti. 2011’e kadar bunların önemli bir bölümünü de hayata geçirdi.
Ancak şimdi başka bir iklimde seyrediyor ve kendi gerçekleştirdiği demokratik reformları teker teker yok ediyor.
Normal insani değerlerin penceresinden bakan bir yazar, AK Parti’deki bu rota değişiminin demokratik değil, otoriter bir istikamette olduğunu görür ve doğal olarak bu demokratik sapmayı tespit eder.
Ama ne yazık ki bu ülkede işler öyle olmuyor, eğer iktidara endeksli bir medyada yer alıyorsanız demokrasinin evrensel değerlerini bile “Yerli-milli” kriterlere göre tanımlayabilmek için sayısız cehalet örneği sergilemek zorunda kalabilirsiniz.
Öyle ki belli bir süre sonra, sadece iktidarın demokrasi rotasından sapmasının “milli değerler” açısından bir fazilet olduğunu anlatmak da yeterli olmaz, iktidara yönelik eleştirilerin “yerli ve milli” olmadığını ve aynı zamanda zararlı olduğunu da savunmak zorunda kalırsınız.
Mesela yeni kurulan DEVA ve Gelecek Partisi’nin iktidar eleştirisinde kullandıkları “liyakat sorunu, adaletin olmayışı, yolsuzluk, yoksulluk, uluslararası itibar kaybı ve korku siyaseti” gibi kavramları itibarsızlaştırmak için “CHP de aynı şeyleri söylüyor” benzeri bir absürtlüğün cazibesine kapılabilirsiniz.
Ve ne yazık ki bu tür embeddet gazeteciler için demokratik değerler üzerinden iktidar eleştirisi yapmak artık bir kabahat olarak görülmektedir.
İktidarın hatalarını bile savunmak zorunda kalan kalemlerin trajik halini anlayabilmek için, galiba ‘demokratik değerler’ meselesini daha somut olarak ifade etmek gerekiyor. Herkesin de bildiği gibi hukuk, adalet, liyakat, şeffaflık gibi kavramlar evrenseldir ve kimsenin tekelinde değildir. Dolayısıyla CHP de, DEVA Partisi de, Gelecek Partisi de, Saadet Partisi de, İyi Parti de, HDP de bu değerleri savunabilir ve iktidarın bu konulardaki zaaflarını eleştirebilir.
Dolayısıyla bütün siyasi partiler evrensel değerleri, kavramları kullanmak için kimseden izin almak zorunda olmadıkları gibi, demokratik değerleri savundukları için vatan haini filan da olmazlar...
Öyle anlaşılıyor ki iktidar yandaşı kalemler, özellikle yeni partilerin Türkiye’nin içinde bulunduğu hukuksuzlukları, yaşanan derin ekonomik krizi, liyakatsizlikleri, özgürlükler üzerindeki baskıları eleştirmelerinden hiç mutlu değiller.
Farz edelim ki iktidara yakın kalemler haklı, yeni kurulan partiler dahil bütün muhalefet partileri iktidarın icraatlarını görmezden geliyor.
Acaba öyle mi?
İsterseniz tek tek bakalım; mesela hukukun üstünlüğüne riayet ediliyor mu? Yalan yok edilmiyor... Memlekette ifade özgürlüğü sorunu yok mu, gazeteciler düşüncelerinden dolayı cezaevinde mi? Evet cezaevinde...
Muhalefet illet-zillet, terörist, bölücü diye itibarsızlaştırılıyor mu? Evet itibarsızlaştırılıyor. Yeni siyasi partileri baskı altına alıp önlerini kesmek için demokratik kuralları, teamülleri hiçe sayarak aklı ve mantığı zorlayan hazırlıklar yapılıyor mu? Evet yapılıyor.
Yolsuzluk ve hukuksuzlukları tartışmanın bile ihanet sayıldığı bir siyasal atmosfer oluşturuldu mu? Hem de en acımasız bir şekilde...
Listeyi daha da uzatmak mümkün elbette. Ama inanıyorum ki birazcık olsun hakkaniyetle bakan herkesin, normal demokratik bir toplumda işlerin böyle yürümesinin mümkün olmadığını görebilecek bir basirete sahip olması gerekir.
Yazarlar
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"TKP 7. Kongresi "Üzerine Çözümleme ve Eleştirel Değerlendirme... 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUHiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDöndün dolaştık yeniden ‘End game’ yokluğuna dayandık 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYeni aşama başladı mı? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBarış sürecinde iç siyasetin sahne alma zamanı… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURCHP’nin `Kürt Sorunu´, Kürtlerin sorunlarını çözebilir mi? 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALÜcret asgari, yoksulluk azami… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERKanun önünde eşitlik 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşu5 Aralık tecavüzü… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİşte faturalar: Şirketi kurduğu gibi ESK ile anlaştı! ‘Genç boğalar’ hep ondan alınmış 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTepki oylarını yönetmek başka, iktidar olmak başka 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir kongrenin düşündürdükleri… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAdaletsizliğin böylesi 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANZor ve kırılgan sürece girdik! 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan‘Terörsüz Türkiye’ye evet ama mış gibi yaparak mümkün mü? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTürkiye Yüzyılı okullarda zorbalığı niye durduramıyor? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBahçeli–Öcalan görüşse... 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciErdoğan ne zaman iktidara gelecek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergil“Hakikat Sonrası” dünya: “Post-truth” ne demek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBireysel borçluluk gerçekten düşüyor mu? 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezBüyüme Buysa Niçin Şikâyet Ediyorlar? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUHaksızlık mı dediniz? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞReel politika, pragmatizm, ilkesizlik, oportünizm batağında AKP 1.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025
12.11.2025
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025