Melih ALTINOK
Bağımsız Kürdistan hedefiyle kurulan PKK ilerleyen yıllarda siyaseti öğrendikçe bu amacını daha yumuşak kavramların arkasına gizledi.
Federasyon, bölgesel özerklik, demokratik cumhuriyet, demokratik konfederalizm demokratik ekolojik toplum, demokratik özerklik...
Ama siyasete üye olan ve sempati besleyenler gibi devlet ve tüm Türkiye halkı siyasi kaygılarla gizlenen nihai hedefin bağımsız bir Kürdistan olduğunu adı gibi biliyordu.
Birkaç yıldır da tek bir HDP'li vekilin ve PKK yöneticisinin net olarak neyi ifade ettiğini tanımlayamadığı özyönetim kavramını kullanıyorlar.
PKK'nın bölgedeki pilot ilçelerde uygulamaya soktuğu özyönetim modelinin ne anlama geldiğini hendeklere ve barikatlara bakarak anlıyoruz.
Geçenlerde Kandil'i tepe isimlerinden Murat Karayılan da çıkıp yeni aşamanın nereye evrildiğini net olarak söyledi:
"Bugün Kürt halkının daha değişik seçeneklere yönelme olanakları da vardır. Eğer onlar Demokratik Özerkliği tümden reddeder ve bunu isteyenleri yok etmeye kalkışırlarsa biz de ayrılmayı düşünürüz!"
Suriye'deki PYD aracılığıyla deneyimlediği bağımsızlık modelinin büyüsüyle vites büyüten PKK'nın Türkiye sınırları içinde benzer bir başarı elde etmesi elbette mümkün değil.
Devletin buna müsaade etmeyeceği açık. Kaldı ki PKK'nın özyönetim ilan ettiği bölgelerden kitlesel halde kaçan Kürtlere bakılırsa, "devletlerine", tıpkı çatışması için Kobani'den militan getirdikleri gibi yönetmek için de dışarıdan "vatandaş" getirmeleri gerekecek.
Peki, örgütün megali ideasına ikna olanların aklına şu sorular gelmiyor mudur:
Örneğin bazı HDP'li siyasetçilerin zaman zaman dile getirdikleri gibi, kendini "bölgede laikliğin, sekülerliğin" teminatı olarak gören bu yapı, çoğunluğu oluşturan muhafazakâr ve dindar Kürtlere karşı nasıl bir politika izleyecek?
Pek çok siyasi tarafından bölgenin CHP'si olarak tanımlanan ve işi cami yakmaya kadar vardıran PKK, örneğin ezanın Kürtçe okunması için yasa çıkartır mı?
Ya da ulus devletin kuruluşunun ardından kaçınılmaz olarak bir uluslaşma sürecine girecekleri için bölgede "başka dil" konuşan vatandaşlara Kürtçe konuşma mecburiyeti getirecek mi?
En büyük Kürt kenti İstanbul'daki Kürtlerle, bölgedeki Türk vatandaşların değişimini öngören bir nüfus mübadelesi planları var mıdır?
Bakarsınız kılık kıyafet devrimi de yaparlar ve "çağdaş giyimi" reddedip puşide ısrar eden Kürtleri idama bile gönderirler, ne dersiniz?
Kulağa şaka gibi geliyor ama 21. yüzyılın eşiğinde Stalinist bir yapılanmanın inşa edeceği ilkel bir ulus devlet formuna geri dönmenin başka bir anlamı yok.
"Barzani'nin kurduğu model ne olacak" diyorsanız da, Kuzey Irak Kürt bölgesel yönetiminin yıllardır düşman olduğu PKK ile ne ideolojik ne de pratik olarak tek bir benzerliklerinin olmadığını hatırlatalım. Neticede sözünü ettiğimiz Barzani yönetimi, onlarca yıllık pratiğe sahip köklü bir geleneğin temsilcisi. PKK gibi bölge ve dünya devletlerinin dizayn edip Kürtlerin içine yolladığı amorf bir örgütlenme değil.
Kaldı ki, onca yıllık devlet deneyiminin ardından bu süreçleri de geçerek şimdiki aşamasına varabilen Türkiye Cumhuriyeti bile envai çeşit demokrasi problemi yaşıyor. Bu sorunların tamamına fazlasıyla ortak olan Kürtler, yarınını bugünden açık eden PKK'nın uluslaşma macerasına seve seve katlanmazlar elbette.
Ama yine şimdiden onca cana mal olan bu romantik hayalin peşindeler. Yazık, hep olduğu gibi en büyük zararı da yine kurtarmaya çalıştıkları halka ve onun gençlerine verecekler.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019