Mücahit BİLİCİ
Türkiye’nin bir dış Kürtler sorunu var. İç düşmanı çok olanın dış düşmanları da eksik olmaz elbette. Üstelik komplo mevsimindeyiz. Yeniden asırlık etrafı düşmanlarla çevrili ülke seviyesini tutturabilmek için bütün hayal gücümüzle çalışıyoruz. Yine de iç Kürtleri daha yeni teskin etmişken dış Kürtler sorunu da nereden çıktı?
Kürt’e Kürt dememek için yıllarca direndik. Bu amaç uğruna ne mübarek kelimeler kirlettik: “Türk”, “insan”, “din kardeşi”, ve elbette “Müslüman kardeş.” Kürtler yüksek dozda verilen “insanlık” ve “kardeşlik” edebiyatından geçirdikleri havaleden daha yeni yeni çıkarken, bugün Türkiye’nin kardeşlik bütçesinde büyük bir açıkla karşı karşıya bulunuyoruz: İç Kürtlere karşı karşılıksız çek gibi boca ettiğimiz kardeşliği nedense dış Kürtlere ihraç etmiyoruz, edemiyoruz. Neden acaba? Bölgemizde Kürdistan enflasyonu yaşanırken, kardeşlik ihracatı yapamayışımızı samimiyet ekonomisinden anlayan vicdanlara havale edelim.
Zira samimi değiliz. İçimiz dışımıza çevrilse belki de şunu göreceğiz: Kardeşliğe uzanan dilimiz birden silah ve tehdide uzanan el oluyor. Kardeşlik ne garip şey, kardeş!
Eğer Türk ve Kürt gerçekten bir millet olsaydı, Türkiye dışındaki Kürtler de Türkiye dışındaki Türklerin gördüğü sevgiyi, iltiması ve dahi kardeşliği görürdü. Belki rüyalarında görüyorlar. Ya da kardeşlik edebiyatı iç pazar için üretilmiş bir teskin ilacı. Irak Kürdistan’ı düşman kategorisinden ancak zengin ekonomik fırsatlar rüşveti vererek kurtulabildi. Demek ki eşit olabilmen, bir hükmünün olabilmesi için bir ağırlığının olması gerekiyor: Ya petrolün olacak, ya da seni tanımamanın güvenliksel bir maliyeti. PKK’nın bile kardeşliğe kabulü mümkün. Yeter ki bize tabi olsun. Çünkü biz bize tabi olan düşmana bile kardeş, bizim dışımızdaki kardeşlerimize ise düşman gibi bakmakta bir beis görmeyebiliyoruz.
Kürdün Müslüman ama hür olanını mı seviyorsun yoksa Müslüman ama kardeş olanını mı? Kontrolün altında olmayan Kürtlere kardeşliği esirgemen, kontrolün altında tuttuğun Kürtlere yaptığın kardeşlik nutuklarını bir edebiyat egzersizi hâline getiriyor maalesef.
Benzin istasyonu mesafesindeki çoğu despot devletçiklere devlet saygısı göstereceksin ama kardeşim dediğin Kürtlerin nerede olursa olsun devlet sahibi olma ihtimallerine karşı elin tetiğe, dilin tehdide uzanacak. Bu mu kardeşlik?
Dört parçasıyla Kürdistan coğrafyası, dört tane devletli Müslüman ülke için birer milliyetçilik ve adalet testi hâline gelmiştir. Sadece Irak Kürdistanı değil, Türkiye Kürdistanı da, Suriye Kürdistanı da, ve bir gün İran Kürdistanı da özgürleşecek. Nerden biliyorsun ya da bu bir ihanet planı mı? Hayır. Şuradan biliyorum: Fıtrata muhalefet edenler kaybedecek.
İstibdat perdeleri yırtılacak ve sahte ulusların yapay sınırları eriyecek. Tahakküme takılan battal beden kardeşlik etiketleri sökülüp, adalet ve eşitliğin üstüne samimi kardeşlik mührü vurulacak. Kısacası, Kürt olamasın diye kardeşlik torbasına attığımız Kürt oradan çıkacak. Bir insan, bir Müslüman, bir Kürt ve evet belki bir kardeş olarak bizimle eşit bir şekilde muhatap olacak. Türkiye ya tüm Kürtlerin devleti olacak şekilde onlara ait ve hizmetkâr olacak ya da Kürtlerin sağda solda devlet sahibi olmalarına saygı duymayı öğrenecek.
Roboski dâhil bugüne kadar hep Kürtlerin sınırları geçtiğini, “kaçakçı” olduklarını sandık. Hâlbuki hakikat-i hâl bambaşka idi. Bugün sınırların Kürtleri biçtiğini görmeye başlıyoruz. Sınır geçen kaçakçı Kürt değil, Kürt biçen kaçak sınırlardı sorun.
İnsanlar mı sınırı geçtikleri için kaçakçıdır yoksa insanların üzerine cebren ve hile ile çizilmiş olan o sınırlar mı kaçaktır? Allah’ın en değerli mahlûku olan insan mı yalandır, yoksa hakiki bir vücudu olmayan hayalî sınırlar mı? Kürtler de, (onların üzerinden harita marifetiyle geçirilmiş) sınırlar da asıllarına rücu edecekler.
Azerbaycan ile “tek millet, iki devlet” oluyoruz da neden Güney Kürdistan veya Rojava (Batı Kürdistan) ile tek millet iki-üç devlet olamayalım?
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
13.11.2025
12.11.2025
31.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025