Murat BELGE
Cumhuriyet Halk Partisi’nin otuz sekizinci kurultayı bu hafta sonunu doldurdu. Dolduracaktı elbette; Cumhuriyet tarihini Türkiye tarihinden silip atmaya kararlı AKP iktidarı karşısında muhalefet cephesinin en büyük parçasını o oluşturuyor. Son seçimden bu yana muhalefetin ne yapacağı çok önemli. “Hayati önemde” diyebilirim. Seçim sonuçlarının yarattığı genel yılgınlık havasından bir an önce sıyrılmamız gerekiyor ve burada CHP’nin oynayacağı rol son derece önemli.
Tabii ayrıca bu partinin “sosyal demokrat” kimliği ile ilişkisinin tarihî çerçevesinde de önemli. Türkiye’nin en eski siyasi partisi belirli özel koşullarda doğmuş, şekillenmiş, bu etkileri bugün de taşımaya devam ediyor. Paradoksal bir yanı var bu sürecin: diyebiliriz ki Türkiye’nin değişmesi misyonunu yüklenmiş CHP burada belirli bir rol oynamış, değişime katkısı olmuş; ama parti kendisi çok fazla değişmemiş! Nitekim şimdi değerlendirmeye çalıştığımız bu son kurultayda da öne çıkan kavram “değişim” oldu. Oysa yetmişli yıllarda da sorun buydu; İnönü “Ortanın solundayız” dediğinden bu yana CHP’nin bu yönde adım atması (ya da atmaması) bu ülkenin siyasi hayatında önemli bir olay oldu.
Yetmişli yıllarda Bülent Ecevit CHP’yi “sosyal demokrat” bir çizgiye çekmeye çalışırken dünyada Sosyal Demokrat adının belirli bir tanımı, tanınma biçimi vardı. Bunun devam ettiğini sanırım söyleyemeyiz. Sovyetler Birliği’nin çökmesinden beri dünyada “sol”un ne olduğu ya da ne olması gerektiği iyice sorunsal bir mahiyet aldı.
CHP bu sorunlarla yüz yüze geldi mi, gelmedi mi? Geldiğine dair ciddi bir belirti görmedim. Zaten dünyada bu süreç (“solun bunalımı”) işlerken CHP kendini kuruluş yıllarının atmosferine iyiden iyiye yaklaşmış bir ortamda buldu. AKP’nin yolunu, rotasını belirleyen siyasi kadronun neo-Osmanlı eğilimi belli. Yani CHP Sosyal-Demokrasi’nin evrensel sorunlarından önce Türkiye tarihinin bitmeyen sorunlarıyla boğuşmak durumunda kaldı.
Kurultay’ın “değişim” sloganı çevresinde hareket edenlerin zaferiyle sonuçlanmasının şu aşamada beklenecek olumlu aşama olduğu kanısındayım. Kendi gözlemlediğim noktadan bakarken Kılıçdaroğlu’na haksızlık edilmemesinden yana olmakla birlikte bu son seçim yenilgisinden sonra bir yönetim değişikliği olmasını gerekli görüyordum. Bu nedenle bu kurultaya gelirken Kılıçdaroğlu’nun aldığı tavırları doğrusu onaylayamadım. İşi oylamaya bırakmadan başkanlığı kendi bırakmasını ve bunu güler yüzle yapmasını beklerdim. “Hançer” edebiyatını da haklı bulmadım. Tabii belirli bir mesafeden bakarak yapılan değerlendirmeler işin içinde olanların değerlendirmeleri gibi olmuyor. Ancak şu aşamada başka birçok kişinin bu günlerde söylediği sözü tekrarlayarak “birlikte durabilme”nin önemini vurgulamak istiyorum. Halk Partisi’ni iki uzlaşmaz çizginin mücadele alanı haline getirmekten ve bunun yol açacağı olumsuz sonuçlarından sakınmak gerekiyor. Neyse ki, en azından şimdilik, böyle bir baskın ihtimal görünmüyor. Oyunun oyuncuları sorumlu davranıyorlar ve böyle davranmaya devam edeceklerini umuyorum. Tabii AKP iktidarı oradaki durumu bir bölünmeye doğru zorlamak için elinden geleni yapacaktır.
Kurultay toplandı; oylama yapıldı. “Parti içi muhalefet” olarak görünen kesim kazandı. Ancak, bu kesimin ne dediğini, neye karşı “muhalefet” yaptığını iyi bilmiyoruz. Bilmiyoruz, çünkü şu aşamaya kadar söylenmiş fazla söz yok. Yapılmış belirgin bir eleştiri yok — yapılanlar daha çok pratiğe yönelik (milletvekilliği vermekte fazla cömert davranıldığı gibi). İlkesel konularda dişe dokunur bir tartışma görmüyoruz. Örneğin, “CHP sağa kaydı”! Olay bu kadar sözle açıklanabilir bir olaysa “sola çekersin”, düzelir! Öyle olduğunu sanmıyorum. Hatta bu “sol/sağ” kelimelerinin ne anlama geldiğinin de eskisi gibi anlaşılır olduğu kanısında değilim. Örneğin İstanbul’un bütün “zengin” ilçelerinde CHP oyları alırken yoksul ilçelerde de AKP’nin önde koştuğu göz önüne alınırsa, solu ve sağı nasıl tanımlayacağız? Partinin adı “Halk” partisi olmakla birlikte halkla ilişkisi bir hayli kopuk. İlişkiyi onarmak için yapılanlar da sözgelişi “sosyal demokrat” değil, “popülist” karakterde.
Evet, “değişim” sloganıyla yola çıkanların Kurultay’da kazanan taraf olmaları önemli bir olay. Önemli çünkü yeni imkanlara kapı açıyor, her şeyi yeniden düşünmeyi, değerlendirmeyi mümkün kılıyor. Ama “değişim” diyenlerin değişimden ne anladığını gerçekten bildiğimizi söyleyemeyiz. Sık sık belirtildiği gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve birkaç yakınının partinin iktidar noktalarından uzaklaşmasından ibaret bir “değişim” mi? Bunun bir “çözüm” olmadığı, evet, sık sık söylendi ama iyice anlaşıldı ve sindirildi mi? Pek böyle olmadığını düşündüren birçok belirti var.
Bakalım. Yaşayacağız, göreceğiz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025